Tuğçe YILDIRIM / BURSA ARENA
“ EKŞİ ELMALAR “
“ EKŞİ ELMALAR “
Yaklaşık bir ay önce 28 Ekimde vizyona giren Yılmaz Erdoğan’ın yazıp yönettiği ve oynadığı yeni film ‘Ekşi Elmalar’.
Box Office Türkiye verilerine göre, Songül Öden, Şükran Ovalı, Farah Zeynep Abdullah, Fatih Artman ve Şükrü Özyıldız’ın rol aldığı film 4 haftada 1 milyon 105 bin 702 kişi tarafından izlendi.
Erdoğan’ın teyzelerinin hayat hikayesinden esinlendiği bu film yaşanmışlıkların kurgusu.
Ülkemizin gerçekleri 80 öncesi olaylar aktarılırken diğer tarafta bunlardan haberi olmayan tek derdi denizi görmek olan insanlar veya tanımadığı adamlarla evlenmek zorunda kalan genç kızların hayatları anlatılıyor.
“Vizontele”de ‘Zeki Müren’ de bizi görecek mi ? gibi naif ve dokunaklı bir tarafı olan yansıtması trajikomik geçek, bizleri ne kadar etkilemişti..dillerimize pelesenk olan bir cümle haline gelmişti.

Ekşi Elmalar’da da Farah Zeynep; Abdullah karakterinin aşık olduğu çocuk vasıtasıyla tanıştığı şampuan aynı etkiyi yaratıyor izleyiciye. ‘Sen hoş kokuyorsun , ne kokuyorsun? Erkek değin güzel kokar mı ? Saçı güzel kokan çocuk.. gibi replikleri aklımda yer edenler.
İki kızını bizden değilsin diye vermezken diğer kızına razı olduğu adamın kızına hayrının dokunmayışı. Evliliğin kısmet çeken tavşan gibi ne çıkarsa bahtıma mantığında değil de hayatı paylaşacağı kişiyi kendi seçebilme şansı vermenin değeri ve önemi aktarılıyor. Önyargılar, ataerkil baskısı gibi halen devam eden günümüzün de sorunları…
‘Dağlar bizim ödülümüz mü, cezamız mı?’ diye soru soruyor kendine Aziz Belediye Başkanı. Bizim ödülümüz dağlar deyip yurt dışındaki gibi teleferik yapıp, dağ turizmi yapma hayalleri aktarılıyor.
Esas filmin adını aldığı Ekşi Elmalara gelecek olursak. Aziz Belediye Başkanı’nın bahçesinde yeşil elma olma hakkı yoktur. Kızını vermediği adamlardan biri sahip çıkar yeşil elmaya. İkna etmeye çalışır Aziz Bey’i. ‘Bütün elmalar kırmızı olmak zorunda değil, bir tanesi de yeşil olsun ne olur ki der.’ Derde ne olur, sonu ne olur …

Filmle ilgili birçok detay bilgi verdim sizlere kendi yorumlarımı az da olsa katarak. Beyninizi yoran, algılama güçlüğü çektiğiniz bir film değil. Basit bir konu gibi görünse de aslında bütün derinliklerin basit şeylerde gizli olduğunu unutmamak gerekir.
Bu soğuk günlerde vizyondan kalkmadan ‘Türk Sinema’sına katkınızı gösterip izlemenizi tavsiye ederim.
Box Office Türkiye verilerine göre, Songül Öden, Şükran Ovalı, Farah Zeynep Abdullah, Fatih Artman ve Şükrü Özyıldız’ın rol aldığı film 4 haftada 1 milyon 105 bin 702 kişi tarafından izlendi.
Erdoğan’ın teyzelerinin hayat hikayesinden esinlendiği bu film yaşanmışlıkların kurgusu.
Ülkemizin gerçekleri 80 öncesi olaylar aktarılırken diğer tarafta bunlardan haberi olmayan tek derdi denizi görmek olan insanlar veya tanımadığı adamlarla evlenmek zorunda kalan genç kızların hayatları anlatılıyor.
“Vizontele”de ‘Zeki Müren’ de bizi görecek mi ? gibi naif ve dokunaklı bir tarafı olan yansıtması trajikomik geçek, bizleri ne kadar etkilemişti..dillerimize pelesenk olan bir cümle haline gelmişti.

Ekşi Elmalar’da da Farah Zeynep; Abdullah karakterinin aşık olduğu çocuk vasıtasıyla tanıştığı şampuan aynı etkiyi yaratıyor izleyiciye. ‘Sen hoş kokuyorsun , ne kokuyorsun? Erkek değin güzel kokar mı ? Saçı güzel kokan çocuk.. gibi replikleri aklımda yer edenler.
İki kızını bizden değilsin diye vermezken diğer kızına razı olduğu adamın kızına hayrının dokunmayışı. Evliliğin kısmet çeken tavşan gibi ne çıkarsa bahtıma mantığında değil de hayatı paylaşacağı kişiyi kendi seçebilme şansı vermenin değeri ve önemi aktarılıyor. Önyargılar, ataerkil baskısı gibi halen devam eden günümüzün de sorunları…
‘Dağlar bizim ödülümüz mü, cezamız mı?’ diye soru soruyor kendine Aziz Belediye Başkanı. Bizim ödülümüz dağlar deyip yurt dışındaki gibi teleferik yapıp, dağ turizmi yapma hayalleri aktarılıyor.
Esas filmin adını aldığı Ekşi Elmalara gelecek olursak. Aziz Belediye Başkanı’nın bahçesinde yeşil elma olma hakkı yoktur. Kızını vermediği adamlardan biri sahip çıkar yeşil elmaya. İkna etmeye çalışır Aziz Bey’i. ‘Bütün elmalar kırmızı olmak zorunda değil, bir tanesi de yeşil olsun ne olur ki der.’ Derde ne olur, sonu ne olur …

Filmle ilgili birçok detay bilgi verdim sizlere kendi yorumlarımı az da olsa katarak. Beyninizi yoran, algılama güçlüğü çektiğiniz bir film değil. Basit bir konu gibi görünse de aslında bütün derinliklerin basit şeylerde gizli olduğunu unutmamak gerekir.
Bu soğuk günlerde vizyondan kalkmadan ‘Türk Sinema’sına katkınızı gösterip izlemenizi tavsiye ederim.




