Döndükten birkaç hafta sonra Necati aradı. Fizibilite ve projenin tamam ve toplam yatırım tutarının 2 milyon dolar olduğunu söyledi. Ardından Ali’nin bu yatırımı yapacak gücünün olup olmadığını sordu. Ben de “ortağınız olacak kişi Ali, onunla konuşun” dedim. Birkaç gün sonra Ali aradı. "Abi tamam biz anlaştık. Fakat sen olmazsan ben bu işe girmem" dedi. Benim bir katkımın olmayacağını söyledim. "Olsun" dedi.

Ukrayna’ya gidiş programı yapacaklardı. Orada şirket kurulacaktı. Ben de bir faydam olsun diye ilerde yaşanacak sorunları ortadan kaldırmak için "önce burada bir şirket kurun, bu şirket Ukrayna Şeker ile orda başka bir şirket kursun. Genel kurul ve kararlar için oraya toplu gidiş gelişlerin sıkıntılarını yaşamayın" diye uyardım ve "orada şirketi temsilen her birinizi ayrı ayrı yetkili kılabilirsiniz" tavsiyelerinde bulundum. Onlar da bunu kabul ettiler. Bursa'da ABB A.Ş. adında bir şirket kuruldu. İlk başta Biz üçümüze % 5'er hisse payı verildi. Ali kafadan her birimize 100 biner dolarlık bir pay vermiş oldu. Karşı taraf ile ortaklık kurmak için Turanbey, ben ve iki Ali gidecektik. Program hazırlıklarına başladık.

Madem beni de ortak ettiler gelecekte sorun yaşamamak için Dünya Bankası'nın bir kuruluşu olan MİGA ile temasa geçtim. Yurt dışında yapacağımız yatırımın siyasi nedenlerden dolayı gireceği riskler ile kar ve pay transferlerini garantiye almak için 5 milyon dolarlık bir poliçenin şartlarını öğrenip baş vurdum. Artık siyasi risk kalmamıştı. Taiwan ticaret odası ile yazışarak extruder ve örme makine fiyat teklifleri istedim. Haberlerde Cumhurbaşkanı Demirel ve DEİK üyeleri Ukrayna ile yapılacak ekonomik iş konseyi toplantısına gideceklerini söylemişlerdi. Düşündüm. Ali benden vazgeçmiyor bir iyilik de ben yapayım. DEİK üyesi olarak onları aradım. Bu geziye Ali Demirel’i kaydettirdim. Çok sevindi. Bana ve kendine takım elbise ayakkabı aldı.

Biz 3 gün öncesinden gittik. Ali de heyet ile birlikte gelecekti. Orada Genel müdür ve yardımcıları ile hazırlanan fizibilite ve projeyi görüştük. Kurulacak yapıda %30 hisse sahibi olmak istiyorlardı. Üretim için yer sorduğumuzda ordu için fermuar üreten bir fabrikaya götürdüler. Onun makine fabrikasını gösterdiler. Elektrik, su ve ısıtmayı temin edeceklerini de belirtiler. 1500 m2 kapalı sandviç çatı ile kapatılmış mükemmel bir yerdi. Ben bu tesisi 50 bin dolara kabul edeceğimizi ve karşılığında hisse vereceğimizi söyledim. Onun genel müdürü de sevinerek kabul etti. Prensipte anlaşmıştık. Binanın tescilini kuracağımız şirket üzerine yapmayı da kabul ettiler.

Yalnız Genel Müdürün yanına gittiğimizde masası T biçiminde idi. En fazla yarım saat görüştükten sonra votka bardakları ile peynir ve meyve getiriyorlardı. Ha bire kadeh kaldırıp içiyorduk. Oradan çıktıktan sonra bulut oluyorduk. Turanbey rahmetli her gün sabah başlayıp yatana kadar bira içiyordu. Hepimiz içiyorduk. Fakat ertesi gün sabah kalktığımızda ellerimiz titriyor ve votka içmek istiyorduk. Bir tek votka içmeden kendimize gelemiyorduk. Turanbey’in Ukraynalı bir sekreteri vardı. Bir banka müdürünün eşi imiş. Sovyetler dağıldığında özelleştirme adı altında her şubeyi çalışanlarına devretmişler. Bankalar dökülmüş. Parasını yatıran alamıyormuş. Çünkü şubenin ortakları maaş aldığında bir şey kalmıyormuş. Sekreter de biz orda iken Turanbey ile kalıyordu. Ben bizimle çalışacak tercüman sordum. Kiev Üniversitesinde Türkoloji bölümü varmış. Son sınıfta okuyan İki kız, bir erkek öğrenci getirdiler. Kızlar çok güzeldi. Hele biri Sophia Loren’in tıpkısının aynısı idi. Ali heyet ile kalacağı otele yerleşti. Bizde gittik.

Ali heyecandan titriyordu. Türkiye’nin en zengin iş adamları ile yolculuk yaptığı için rüyada gibi idi. Durumu anlattık. Çok sevindi. Ertesi gün fabrikaya onu da götürdüler. Çok beğenmişti. Abi o paraya bunun çatısını yaptıramayız dedi. Ben İngilizce bir protokol hazırlamıştım. Onu da ortaklar birlikte imzaladık. Votkalarımızı içerek kutladık. Ukrayna Gıda Bakan yardımcısı tebrik etti. Akşam bizi yemeğe davet etti. Bizde daveti karşılamak istediğimizi söyledik. Yemekte ben ile bakan karşılıklı oturduk. Biraz sohbet ve yemekten sonra adam coştu. "Eğer sen bu ekibin başında kalır isen biz birlikte bu ülkenin en zenginleri olacağız ve daha çok yapılacak iş var" dedi. Önce pet şişeler için kapağı gösterdi. Bunun da acil yapılmasını istiyoruz dedi. Yılda birkaç yüz milyon adet alacaklarını anlattı. Orada Ali 750 dolar hesap ödedi.

Benim en çok ilgimi çeken kolhozlar oldu. Alabildiğine korkunç tarım arazileri vardı. Buğday ekimi yaparak orda makarna fabrikası kurmak, artık ürünler ve pancar küspesi ile de hayvan besiciliği çok büyük kazanç sağlayacaktı. Bir de birkaç tip konut vardı. Bunlar için hazır mutfak ve banyo paketleri üretip satmak ikinci bir iş olacaktı. Bunları ortaklar ile de paylaştım. Türkiye’ye döndük.

Taiwan’dan gelen proforma fatura Avusturya fiyatlarının yarısı yani 750 bin dolardı. Kağıt üzerinde daha üst bir teknolojiye sahipti. Sormam üzerine banka teminat mektubu mukabili 5 yıl vade ile Taiwan Eximbank kredisi kullanabilecektik. Ürünü yerinde görüp test etmekte yarar vardı. Artık 200 bin dolar sermaye bu yatırımı yapmaya yeterli idi. Ali, "abi seninle banka müdürünün yanına gidelim" dedi. Gittik o da "tamam" dedi. Olay netleşti. Artık sıra Ukrayna'ya gidip şirketi kurmaya kalmıştı.

Turan Bey son hisse dağılımını görüşmek için Bursa’ya geldi. Ali'ye "sen ne kadar para koyarsan ben de o kadar koyacağım. Hisselerimiz eşit olacak" önerisinde bulundu ve ekledi, "bu fiyata mal olacağını bilseydim kimseyi ortak etmezdim.."

Yıllık 2 milyon kar edecek bir tesis kurulacaktı. Bunlar tartıştılar. Ayrıldılar. Turanbey parasını birine borç vermiş Ondan alıp yola devam edeceğini söyledi. Böylece Ali dışlanmış olacaktı. Fakat parayı tahsil edemeyince Ali yola devam edecekti. Ben de Ali’ye "Necati’yi satmam, sen devam et" dedim. Bir de Ukrayna’ya gideceğim zaman Ali bir miktar para vermişti. Bunların içinde 100 doların biri sahte imiş. Ali’ye güvenilmez olduğunu bir kere daha görmüş oldum.

Aradan 6 ay geçtikten sonra Ali’ye ofis satan hem öğretmen, hem de boya ticareti ve işleri yapan Karslı Asım, Bursa Kent Meydanı'nda yanıma geldi. "Sen çok büyük adammışsın. Sana sormadan onun peşine takıldım. Çok paramı yedi" dedi. "Kim" diye sorduğum da "Ali" dedi. Bunu ortak ediyor. Taiwan’a cihazlara bakmak için gidiş masraflarını yaptırıyor. Sonra rahmetli Asım kızıp ayrılıyor. Meğer bizim için harcadıklarını da müteahhit İbrahim Değirmenci'den alıyormuş. Muhasebeci Ali de onu temsilen katılıyormuş. Ben vazgeçince o da vazgeçmiş. Bunun üzerine Asım’ı bulmuş. Ali orda işi kurmuş ve devam etmiş..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.