Tebrik ederiz Şampiyon !..

Seçimden seçime koşturduğunuz ülkemizde, tek gayeniz olan başkanlığa ulaşmak için nihayet tüm adımları tamamladınız. Zaten başkanlar üstü bir yetkiniz vardı ama eliniz bazı durumlarda kısa kaldı demek ki.. Devlet işleri bu, bilinmez..

Machiavelli (Makyavel)’in “amaca giden her yol mübahtır” sözü geliyor aklıma.. Sizin de bu çizgiden yola çıktığınızı biliyorduk..  Fakat  bu millet ya inanmadı ya da onların bir kısmı da kendi çıkarları için o meşhur üç maymunu oynamayı daha uygun buldu...

“Bizden olmayan haindir”  diye önce tüm ülkeyi “bizden olanlar ve olmayanlar” şeklinde ikiye böldünüz..
Zira  “böl - parçala - yönet”  sistemi her zaman en tercih edilen sistemdi; siz de “vatansever”  olan taraftaydınız tabi ki.. Sonra seçim sürecinde o koskoca devletin imkanlarını kendi propagandanız için işlettiniz. Musluklar ardına kadar açıldı.. Zaten kime hesap verecektiniz ki, neyse...

Sizin muhalif olarak gördüğünüz milletin diğer yarısı, eşit koşullarda olmadığı gibi bir de dövüldü, sövüldü, pankartları yırtıldı, gözaltına alındılar.  

Hepsine bu halk sustu...
Fetö'cü dediniz, Pkk'lı dediniz, sineye çekti...

Çünkü halkın  temel amacı sizin akıl almaz ithamlarınıza laf yetiştirmek, ya da OHAL mağduru olmak değil; sadece Cumhuriyet düzenini korumaktı..  Atatürk'ün mirasına sahip çıkmaktı.. 

Referandum öncesi vaadlerinizde “daha adil daha adaletli bir ülke için...” diyordunuz...
Bilboardlarda, Tv'lerde boy boy reklam yapıyordunuz. Sanki 14 yıldır ülke başkalarının elindeydi ve siz adaleti sağlamakta zorluk çekiyordunuz. 

Hukuk kurallarını hiçe sayarak;  “Türk Milleti” demeye bir türlü diliniz varmaksızın ve sadece “millet” dediğiniz insanların gözlerinin içine baka baka seçim yasaklarını çiğnediniz. 

Koskoca YSK’na, milyonlarca mühürsüz oya karşın,"tam kanunsuzluk yok" diye oyları geçerli saydırarak; asıl sizin tam kanunsuzluk yaptırmanız, ülkeye ne kadar adaletli bir başkanlık sistemi getirileceğinin ilk kanıtı oldu..

Yarın Anayasa Mahkemesi ve HSK için atayacağınız hakim ve savcıları, bugünden kendi partinizin üyelerinden isteğinize göre de seçtiniz...
Oysa o koskoca Tübitak'a, hayvanat bahçesi müdürünü atayan, bunu yapamaz mıydı...  Benimki de laf işte... Buyurun at da sizin Üsküdar da.. Buyurun Allah aşkına..
 
Madem seçim nasıl olursa olsun, sonucu sizin için farketmeyecekti, neden ağzınızdan düşürmediğiniz “millet”inizi bir büyük kavganın içine soktunuz... Evetçiler / Hayırcılar.. tam da ortadan bölündük iyice.. Tabanda kardeş kardeş geçinen bir toplumu birbirine düşman ettiniz adeta. 

Biz Sosyal Demokratlar; size  ne sorarsak soralım, dişe dokunur bir cevap vermezsiniz, bunu çok iyi biliriz.. Çocuklarımıza eşit, ilkeli ve yaşanabilir bir gelecek sağlamaya çalıştığımız için “Müslüman” olmadığımızı bile siz iddia etmemiş miydiniz sanki... 

Birkaç gün önce, CİA'nın Beyaz Saraya sunduğu raporda; 4 milyon oyun "evet" ten "hayır"a çevrildiği, 2,5 milyon oyun da mühürsüz olduğu halde onaylandığı belirtilmiş;  yaklaşık 10 milyon farkla referandumun "Hayır" ile sonuçlandığı ifade edilmiş... Bu duyduklarımız doğru mu sayın şampiyon.. Bunu ancak siz bilirsiniz ve açıklayın lütfen.. 

Daha anlaşılabilir şekilde başka birşeyler de sorayım size ki;  belki vicdanınızla konuşursunuz... 

İnsanlara yapılan her türlü haksızlık kul hakkına girdiğine göre;  "Kul hakkı yiyen kimse, ölmeden önce helallik istesin, benim karşıma kul hakkıyla gelmesin" diye belirtilen hadisi kudsiyi de iyi bilirsiniz değil mi ?

Siz, yaklaşık 26-27 milyon kişiden helalliği nasıl isteyeceksiniz ? 
Yoksa onun için de topluca kolay bir çözüm öneriniz var mı ? 
“Atı alınca Üsküdar'ı geçmek” midir tüm mesele ?
Ve Üsküdar’dan sonra “Sırat Köprüsü”  nü nasıl geçeceksiniz ?   
 
Teşekkürler, başka sorum yok...