Yunus Emre'nin sevgiliye kavuşmasının 700. yılı : "İşitin Ey Yarenler.."

BURSA ARENA / Haber Merkezi

Bir varmış bir yokmuş, bir gece varmış bir gündüz yokmuş, bir gündüz varmış bir gece yokmuş. Ormanların ikisinde, kalplerin birinde bir Akçam ağacı varmış. Her yıl dönümü süslenir püslenir ışığın doğuşunu izlemeye hazırlanırmış. Kökleri yer altı tanrısına, dalları gökyüzü tanrısına uzanırmış. İnanış bu ya, gökyüzü tanrısı iyiliklerin, yeryüzü tanrısı ise kötülüklerin tanrısıymış ve bu ikisi, ışık ile karanlık gibi hem savaşır hem de birbirlerini tamamlarlarmış. İşte yılın en kısa günü olan tam 21 Aralık geldiğinde, ışık ile karanlığın savaşı şiddetlenir, en sonunda ışık kazanırmış ve günler başlarmış uzamaya. Bugün için süslenmiş püslenmiş Akçam da ışığın doğuşu anlamına gelen ´Nardugan´ bayramını, ihtişamlı gövdesinin toprakla buluştuğu yere bırakılan olanca hediye ile keyifle kutlarmış. Kötü olan yeraltı tanrısı da bundan aldığı ilhamla bir günlüğüne iyi olmaya karar verir, yeraltından güzel kıyafetler giyerek herkese iyilik dağıtmaya çıkarmış….

21 Aralık akşamı Cemal Reşit Rey konser salonunda yüreklerimizde ışığı doğuran müthiş bir konser izledik. Yunus Emre’yi konu alan İşitin Ey Yarenler isimli bu anlamlı konser, şef ve besteci İhsan Özer’in yönetiminde gerçekleşti. Yunus Emre’nin Sevgiliye kavuşmasının 700. yılı vesilesiyle Yunus’un sözlerinin ilham olduğu besteleri dinlediğimiz konserin ilk yarısında, Dede Efendi, Şeyh Mesud Efendi, Amir Ateş, Kutbi Dede, Hüseyin Sebilci, Cüneyt Kosal gibi bestecilerin tasavvuf ve tekke kültürü anlayışındaki eserlerini geleneksel üslup ile dinledik. Yaradılışın her zerresinin ışıkla, aşkla yaratıldığını dünya yolunun Hak’tan gelen ile yüründüğünü konu alan 19 Yunus Emre ilahisi, farklı besteciler ve çeşitli makamlarla aynı bir Semah dönermişçesine giderek dönüşünü güçlendirerek yüreklerimizdeki ışığı bu en uzun gecede yükseltti, ilahi aşk ile buluşturdu.

Türk Müziği sazları ve korosunun geleneksel üslup ile seslendirerek nefesimizin kesildiği, sevgiyle coştuğumuz ilk bölümle başlayan konser, yine Türk Müziği sazlarının da yer aldığı Senfoni Orkestrası ve karma koronun seslendirdiği Yalçın Tura, Ruhi Ayangil, Mutlu Torun, İhsan Özer besteleriyle ikinci bölümle devam etti. İkinci Bölüm açılışı, değerli besteci Yalçın Tura’nın Saba makamındaki eseri ‘Taştı rahmet deryâsı / Gark oldu cümle âsî’ adlı ilahi ile yaptı. Daha sonra, Ruhi Ayangil’in Dilkeşhâverân makamında bestelediği ‘O dürriyetimem ki görmedi beni umman’ ve Mutlu Torun’un Rast makamında bestelediği ‘Taştın yine deli gönül sular gibi çağlar mısın’ adlı Yunus Emre ilahilerinde yumuşacık sesi, teslimiyet dolu üslubu ile Yahya Geylan solist olarak yer aldı. Bu kıymetli eserler yerini Yunus şiirleri üzerine karışık koro ve orkestra için bestelenmiş ‘Devran’a bıraktı.

Şef İhsan Özer’in bu muhteşem eserine, detaylı bir şekilde yer vermek istiyorum. Eser için Yunus şiirlerini Dr. Saadet Güldaş düzenlemiş. Mustafa Baysal’ın koro şefliğini yaptığı, Ali Uğur Altınoluk’un ise solist olarak bizlere seslendiği bu eser, gönüller sultanın ‘Sultanlık Devrelerini’ dile getiren dört devreden oluşuyor:

“Her âşık derviş, bu devreleri araya araya, seyran ede ede, aşmak ve ilâhi sevgilisine kavuşmak ister. Kimi bu yüce mertebeye ulaşır “Enel-Hakk” der, kimisi de hüsrana uğrar. Yüce Âşık Yunus, bu zorlu fakat mutluluk dolu yolculukta, aşkın doruğuna yükselmiş, sultanlığın zevk ve sefasına ermiştir. Eser, bu sebeple âşıklığın (sultanlığın) dört devresini (Mücâdele, Zâhidlik, Seyr ü Sülûk ve Cezbe-Tecellî) anlatmaktadır.

1.Devre: Mücadele Devresi (Nefsiyle savaşa girişme)

Yunus bu devrede ağlamakta, acı çekmekte, mezarlıklarda ibret almak için dolaşmakta, günahlarını düşünerek korkuyla titremekte ve nefsiyle savaş etmektedir.

2.Devre: Zâhidlik Devresi (Kendini kulluğa veriş)

Yunus hem korku hem de ümit arasındaki duraktadır, her an hesap vermekte olduğunu, her adımda sırat üzerinde yürüdüğünü, ancak muradına gittikçe yaklaştığını hissetmektedir.

3.Devre: Seyr ü Sülûk (Arayış-Gerçek yolculuk)

Yunus artık sevgilisini aramakta, nefsiyle son savaşını yapmaktadır. Nefsi, önüne aşılmaz dağlar gibi zorlu engeller çıkarır; fakat âşık, güçlü sabrı ve engin aşkıyla bütün engelleri yıkar, gider.

4.Devre: Cezbe-Tecellî (Vuslat-Kavuşma Devri)

Arayış bitmiş, gurbetten vatana dönülmüş, nefs terk edilmiş, bütün korku ve mücadele sona ermiştir. Âşık Yunus huzura ulaşmış, kulluktan sultanlığa yükselmiş, Enel-Hakk demek mutluluğunu tatmıştır.”

Günün en kısa olup ışığa gebe olan bu en karanlık gecede yüreklerimize Nardugan olan bu muhteşem konser senelerce, en karanlık gecelerimizde sığınacağımız ışığımız olacak kalbimizde edindiği yer ile. Emeği geçen tüm ellere aşk, ışık, sağlıkolsun…

“İşitin ey yârenler aşk bir güneşe benzer
Aşkı olmayan kişi misâli taşa benzer
İşitin ey yârenler
Kıymetli nesnedir aşk,
Hürmetli nesnedir aşk,
Cür’etli nesnedir aşk,
Lezzetli nesnedir aşk...”

YUNUS EMRE

1 Kaynak: Tanburi Özata Ayan

2 Kaynak: Renan Koen - Şalom

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.