KKTC’nin eski Ankara Büyükelçisi Zeki Bulunç, Doğu Akdeniz’de artan gerilimi değerlendirerek, Batılı ülkelerin Türkiye’yi Kıbrıs’tan uzaklaştırma hedefi taşıdığını söyledi. Bulunç, “Türkiye’nin Kıbrıs’ta süresiz asker bulundurma hakkı var. Ancak ABD, İsrail, Yunanistan ve Fransa Türkiye’yi bölgeden çıkarmak istiyor” uyarısında bulundu.
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına konuk olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Eski Ankara Büyükelçisi Zeki Bulunç, Doğu Akdeniz’deki dengeleri, ABD’nin Kıbrıs planlarını ve KKTC’nin uluslararası alanda tanınma mücadelesini değerlendirdi. Bulunç, şu mesajları verdi:
‘Türkiye’nin adada süresiz asker bulundurma hakkı var’
“Rum tarafı Türklerin adada varlık göstereceği ve Türkiye’nin antlaşmalarla elde ettiği hak ve statülerin sürdürülebileceği hiçbir antlaşmayı ve hiçbir düzenlemeyi kabul etmedi. İstedikleri adanın tamamen bir Yunan toprağı olması ve Türkiye’nin güneyden çevrelenmesidir. Bunu sadece Megalo İdea şeklinde sınırlı tutamayız. Amerika, İngiltere, Fransa’nın da Ortadoğu’daki temel politikaları Türkiye’nin o bölgeden çıkartılmasıdır. Bugün verilen mücadele aslında şu; Türkiye 1959-60 antlaşmaları ile birlikte Kıbrıs’ta var olan bir statüsü ve hakkı vardır. Türkiye’nin bu statüsü devam ettiği sürece Kıbrıs’ta aleyhimize hiçbir gelişme olamaz. Ama eğer Zürih, Londra anlaşmaları ortadan kalkar ve Kıbrıs Türk halkı Rumlarla eşit siyasi bir halk olarak varlığını sürdürürse Kıbrıs Yunanistan olamaz. Türkiye’nin garanti, ittifak antlaşması yani adada süresiz asker bulundurma hakkı var. Türk askeri adaya Kıbrıs Barış Harekatıyla gitmiş gibi bir algı var. Halbuki Türk askeri 1878’de adadan ayrılırken 1960’ta tekrar ayağını Kıbrıs topraklarına basmıştır.”
‘Trump’ın Kıbrıs’ta barışa soyunmasından korkuyorum’
“Çok tehlikeli bir aşamaya geldik. Çünkü Trump’ın kendine göre 8 tane barış sağlamış. Bize de barış gelmesinden korkuyorum. Bizi Doğu Akdeniz’de Türkiyesiz; Türkiyesiz KKTC’siz, topraklarımızın Yunanlılara, Rumlara, İsraillilere gideceği yeni bir döneme girme aşamasına geldik.”
‘İsrail, GKRY’nde çok sayıda üs kuruyor’
“Son dönemde Güney Kıbrıs’ta üs gibi kullanılan üç-dört İsrail bölgesi var. KKTC’nin iki bayrağı var: Türk bayrağı ve KKTC bayrağı. Rum tarafında ise birçok ülkenin bayrağı bulunuyor. Türkiye’nin Zürih Antlaşması, Londra Antlaşması, Lefkoşa Antlaşması, Garanti Antlaşması gibi Türkiye’nin kazandığı statüler var. Bir kere her şeyden önce Türkiye Kıbrıs Adası’nın garantörü. Yani Kıbrıs’ta Türkiye’nin aleyhine gelişebilecek her türlü statüye karşı Türkiye kendi hak ve statüsünü koruyacak bir uluslararası hakka sahiptir. Dolayısıyla garanti antlaşması oldukça Türkiye oradan yok edilemez. Bir de İttifak Antlaşmamız var. Türkiye’nin orada uluslararası antlaşmalarla fiilen bir askeri birliği var. Bunlar küçümsenecek şeyler değildir.”
‘Kritik bir aşamadayız’
“Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) Amerika ile ortaklığı var. Amerika-GKRY-Yunanistan ortaklığı var. Diğer yandan Yunanistan-İsrail-GKRY ortaklığı var. Yani aynı aktörlerin farklı gruplara bölünmüş şekilde çok gruplu bir denge var. Ama Türkiye ve KKTC’nin birlikte bir ilişkisi vardır. Başka ülke ile Türkiye’nin de KKTC’nin de maalesef Doğu Akdeniz’de, KKTC’de ve Kıbrıs Adası üzerinde bir iş birliği yoktur. Bu Türkiye açısından jeopolitik bağlamda son derece risklidir. Sadece KKTC’nin değil Türkiye’nin geleceği ile ilgili de kritik bir aşamadayız.”
‘Tanınma mücadelesinin zayıf olması seçim sonuçlarını etkiledi’
“Tanınma konusunda geç kalmanın da seçim sonuçlarına etkisi oldu. 2017’de Crans-Montana’da masa devrildikten sonra bir sonuç alınamadı ve ayrı, bağımsız, egemen iki devlet yapısı üzerinde uluslararası eşit statü dedik; 2 görüşme oldu beş artı bir görüşmesi; Türkiye, İngiltere, Yunanistan olmak üzere 3 garantör ülke ve iki Kıbrıs halkı. GKRY’ni temsilen GKRY liderliği ve KKTC’yi temsilen KKTC Cumhurbaşkanı. Ama maalesef bu statüler ters ifade ediliyor. Uluslararası alanda Güney Kıbrıs işgalci bir yönetim uluslararası alanda Kıbrıs’ın meşru Cumhurbaşkanlığı ve yönetimi kabul ediliyor. KKTC’nin cumhurbaşkanı da Kıbrıs Türk Toplumu Lideri kabul ediliyor. Böylesine eşitliksiz bir yapı var.”
‘KKTC halkı Atatürkçü ve laiktir’
"Doğru işlerin yanında etik değerden uzak işler yapılmıştır. KKTC’de usulsüzlüklerin, yolsuzlukların, rüşvetlerin, sahte diplomaların verildiği bir dönem yaşanıyor. Kıbrıs Türk halkı İngiliz sömürge döneminde bile Atatürk ilkelerine sahip çıkmış, uygulamaya çalışmış bir halktır. Bu halka ters gelen birtakım yaklaşımlar var. Dolayısıyla doğal olarak tepki ortaya çıkıyor."
‘KKTC erken seçime gidebilir’
“Yakında bir erken seçime gideceğiz diye görünüyor. Çünkü mevcut hükümetin yapısı oldukça yanlıştır ve bugünkü seçim sonuçlarında da önemli etkisi var. Dolayısıyla bir gerçeği de görmek lazım; Ulusal Birlik Partisi giderek yıpratılmıştır. Bu seçimlerden sonra bir moral üstünlüğü vardır, bir kamuoyu oluşumu var. Dolayısıyla Cumhuriyetçi Türk Partisi mutlaka bir erken seçimi dayatacaktır. Erken seçim olursa, federasyoncu eğilimli bir hükümet gelirse o zaman ciddi birtakım tehlikeler söz konusu olacaktır.”
‘Ankara seçimden ders çıkarmalı’
“Ankara bu seçimden şunu çıkarmalı; Kıbrıs Türk halkının her şeyden önce temel eğilimlerini, kültürünü ve yapısını iyi tespit etmeli. Zaten halk baskı altında. Türkiye’den gelen vatandaşlarımızın ağırlıkta olduğu bölgelerdeki oy oranının yüksekliği Sayın Erhurman’a çıkmıştır. İnsanlar ortak geleceklerini, ulusal geleceğimizi daha çok dikkate alan bir yapı içindedir. KKTC’de aydın, laik ve Atatürkçü bir halk vardır.”
Sputnik




