Dışı Cumhuriyet, içi Kraliyet...

TBMM'deki milletvekilleri 18 maddelik Anayasa değişiklik paketi geçtiğimiz günlerde oyladı ve 339 kabul oyu alarak referandumun halk oylamasına sunulması gerekliliği sonucu ortaya çıktı. 
 
İktidarın oylamada  açık oy kullanması, pulları aleni göstermesi ve oylama sırasında yasak olan video çekimlerine istinaden muhalefet milletvekillerinin itirazı üzerine, meclis başkanının "Sana ne.!" diye cevabı.. 
İktidar vekili bayanın, bir gün önceki kavgayı kınamak adına "Meclise köpek giremez" yazısı ile genel kurula girip, ertesi gün, iki bayan muhalefet milletvekili arkadaşlarına saldırarak darp gerçekleştirmesi....
Daha neler, neler... 
 
Madem hukuka Anayasaya uygun oylama yapılmayacaktı, keşke maddeleri oylamayıp direk onasalardı da rezilliğimiz tüm dünyada ibretlik olarak gösterilmeseydi.
 
Şimdi, top referandum'a atıldı da, halk bunun ne kadar bilincinde orası muamma...
Referandum da ,tüm bu maddeleri kabul ediyor musun, etmiyor musun.? diye sorulacak sana! 
Sen biliyor musun ki neyin ne olduğunu da , evet yada hayır diyeceksin.. 
 
Bak güzel kardeşim.. 
Ben başkan olacağım, yolsuzluk, hırsızlık, zimmet suçu işleyeceğim ama beni yargılayamayacaksın, neden? 
Çünkü , HSYK'nın yarısını ben , yarısını vekillerim atayacak... 
Ha olduki, TBMM'den böyle bir teklif geldi, o da zor ama , olay HSYK'ya bile vukuu bulmadan hemen Meclisi de feshettirip, kapatabileceğim...
 
Yasama,yürütme ve yargıyı kendime bağlayacağım, herşey benim tekelimde olacak, ben kanunları yapıp ben onaylayacağım gereken kişileri de ben yargılatabileceğim.
Siyasetten en uzak olması gereken Camilere, Adliyeye, Kışlalara siyaseti sokacağım, tüm yetkilileri ben belirleyip, başkan olduğum partinin kurallarına ve gereklerine göre işlettireceğim... 
Bunu yaparken de , daha önce yapılması istenip de göze alınamayan Laiklik ilkesini, bu yöntem ile ülkeden de kökten silmiş olacağım !..
 
Hem ülkenin hem partimin başkanı olacağım, kendi partimin dışındaki insanları yok hükmünde sayıp, umursamayacağım. 
 
Başkan yardımcılarımı da ben seçeceğim, bunu yaparken mesleki bilgilerine, tecrübesine de bakmayacağım. Ben görevden çekilirsem yada ölürsem başkan yardımcım benim yetkilerimi devralacak.. Babadan oğula, damattan kızıma bu hükümdarlığım devam edip gidecek. Neslimin devamını korumalıyım, bitsin ister miyim?!
 
18 yaşında lise mezunu ergenlere milletvekili olma hakkı vereceğim, sivilce sıkmayı bilmeyen henüz askere gitmemiş, harçlığımla geçinen çocuğumu bile istersem Bakan yada Başkan yardımcısı yapabileceğim.
Sana mı soracağım ?..
 
550 olan Milletvekili sayısını 600'e çıkaracağım ama hiçbirine iş yaptırmayacağım. Yürütme benim tekelimde olduğundan, Meclis'in beni ve Bakanlarımı denetleme yetkisi de olmayacak. Yolsuzluğu ispat edilse de hiçbir Bakanıma, meclis soruşturma açamayacak , çünkü ben bunun için gerekli olan milletvekili sayısını da arttırıyorum... O sayıya ulaşman çok zor..! 
 
İstediğimi vekil yapacağım, istediğimi başkan..
Anla artık hepsi benim keyfimce..

Haaa, benden bir şikayetin olur da , Anayasa Mahkemesine gidersen, çok uğraşma.! 
Çünkü 15'e düşürdüğüm üye sayısının, 12'si benim gönderdiğim kişilerden olacak. Bağımsız yargı ortadan kalkacak. Hepsi bana bağlanacak. Kimi kime şikayet ediyorsun ?..
 
Şimdi ben size sorayım, ya ben çok kötü biriysem sen ne yapacaksın? 
Bu vatanda nasıl huzur içinde yaşayacaksın...? 
 
Bak güzel kardeşim.. 
Her birimiz farklı kültür ve kökenlerden gelip, topraklarımızda bir olarak yaşamıyor muyuz?
Neden hukukun üstünlüğünü değil de, üstünlerin hukukunu seçeceğiz, neden daha adil ve huzurlu bir ülkede yaşamayı reddedeceğiz ? 
 
Oy verirken önce vicdanına sor, kullandığın oyun vebalini çocuğun ve torunun da ödeyecek, onların geleceğini de sen belirleyeceksin... 
 
Evet mi desem ?
Hayır mı desem ? diye kararsızlık içine düşen vatandaşlarımız, tüm bunları öğrenip nasıl bir kaosa damga vuracağını bilirse, eminim hepimiz için çok daha hayır'lı olacaktır... 
 
Bu referandum oylaması, siyasi parti seçimi veya Cumhurbaşkanı seçimi değil ! 
Bu oylama VATAN MESELESİ... 
Aklını başına devşir...!