Bir bebekte vicdan yoktur ona vicdansız denilebilir ama bir yetişkine vicdansız diyemezsiniz çünkü her yetişkinde var olan bir şeydir vicdan. Saf ve masum bir bebekte var olmayan vicdanın doğal olmayan bir duygu olduğunu buradan anlayabiliriz.

Genelde “vicdansız” kelimesi aşağılamak, küçük düşürmek için kullanılır ama aslında toplumun çıkar grupları tarafından, ta çocukluktan beri insan varlığına dayattığı, koşullandırdığı yapay bir duygu olan vicdan herkeste vardır. Bu yüzden bu söylem gerçek dışıdır.

Vicdanlı olmak iyi, olmamak ise kötü olarak tabir edilir. Bize böyle öğretilmiştir. Bu yüzden vicdanlı olarak bunun neden olduğu acılara katlanırız. Oysa hiç kimse vicdan denilen olgunun neden olduğu acıların gereksiz olduğunu ve bundan kurtulması gerektiğini düşünmez.

Güya iyiyi kötüden ayırt etmek için vicdan bir ölçüm aracıdır. O, bireye sürekli ne yapması ve yapmaması gerektiğini fısıldayarak sürekli bireye işkence eden bir yargıçtır.

Vicdan denilen duygu ne zaman ve nasıl inşa edilmiş anlarsak vicdanın sonradan oluşturulmuş, yapay bir olgu olduğunu da anlayabiliriz.

Küçük çocuk vicdanı olmadığı için davranışlarını ebeveynin isteklerine ve uyguladığı ödül-ceza sistemine göre belirler. Çocuk cezalandırılırsa acı çeker, suçlu hisseder. İşte vicdan olgusu bu şekilde inşa edilmeye başlanır. Bir dahaki sefere ceza alabileceği eylemde bulunmadan önce vicdan uyarır onu, eğer bu eylemi yaparsa cezalandırılıp acı çekebileceğini fısıldayarak.

Çocuk önce bu uyarıyı duymayabilir ya da aldırmayabilir. O zaman daha fazla cezalandırılır ve acı çeker, pişman olur, suçluluk duyar. Bir daha ki seferi olası bir eylemde vicdan daha şiddetli uyarır. Böylece çocuğa neyin iyi, neyin kötü olduğu, neyin cezalandırılıp neyin ödüllendirileceği öğretilir.

Bu tür vicdan sahte vicdandır. Çünkü suçüstü yakalanmazsa kişi cezalardan kurtulabileceğini düşünür. Bu durumda da bir gün cezalandırılabileceği olasılığına karşı kişinin içindeki o yapay vicdan rahat bırakmaz ve rahatsız eder, korkutur, işkence eder.

Gerçek vicdan ise tekâmül sayesinde kendiliğinden ortaya çıkan varoluşsal vicdandır ve gereklidir. Varoluşsal vicdan insanın gelişimini sağlar, dünyasal vicdan gibi baskılayıp korkutmaz.

Sadece tekâmül eden insan, özündeki varoluşsal vicdanı tezahür ettirerek sahte vicdan hapishanesinden kurtulabilir.

Dünya Değişim Akademisi’nin bize sunduğu değişim programları: “Suçluluk Duygusundan Özgürleşme”, “Tekâmül Sanatı”

Bize sunulan bu anahtarla dünyevi vicdandan varoluşsal vicdana bir kuantum sıçrama yapabiliriz ve sahte vicdan hapishanesinden kurtulabiliriz.

Değişim teknikleri ile her daim yenilenelim.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Melike Görkmen 10 ay önce

Güçlü bir kalem ve varoluşsal bilgelik paylaşımı...Emeğinize sağlık.