Kâinatta her şey belirli bir düzen (akıl almaz derece de ince matamatiksel hesaplarla) ve denge içinde yaratılmıştır…
Tıpkı kainattaki sistemlerin hassas bir uyum içinde tıkır tıkır işlemesi gibi, insan vücudu da sağlıklı kalabilmek için belirli bir dengeye ihtiyaç duyar…
Bu denge yalnızca makro besin öğeleriyle değil, aynı zamanda mikro besin öğeleriyle de çok yakından ilgilidir. Vitaminler, elementler, iz elementler, mineraller, yağ asitleri ve antioksidanlar gibi mikro gıdalar da bedenimizin sağlıklı çalışması için vazgeçilmezleridir…
Ancak bu öğelerin dengeli miktarlarda alınması hayati önem taşır. Çünkü azlığı da fazlalığı da sağlığımız üzerinde çok olumsuz etkilere neden olacaktır…
Örneğin ABD Tennessee Üniversitesi Beslenme Enstitüsü’nden Dr. Michail Zemel ve ekibinin yaptığı araştırmalar, bu dengenin ne kadar kritik olduğunu gözler önüne sermektedir.
Zemel’in çalışmasında, “kalsiyum yetersizliğinin yağ depolama hormonlarını harekete geçirdiği, buna karşılık “yeterli düzeyde alınan kalsiyumun ise yağ yıkımını desteklediği” belirlenmiştir.
Aynı araştırma, omega-3 yağ asitlerinin eksik olması durumunda yine yağ depolama eğiliminin arttığını, fakat yeterli omega-3 alımıyla vücudun yağ yakma kapasitesinin arttığını ortaya koymuştur…
Bu bilgiler bize sadece “ne yediğimizin” değil, “ne kadar ve nasıl yediğimizin” de önemli olduğunu gösteriyor.
Dengeyi sağlamanın en etkili ve garantili yolu ise mikro gıdaları “yapay takviyelerle değil,” dengeli, doğal ve işlenmemiş gıdalarla ve sağlıklı bir bağırsak florasıyla almaktır… Çünkü sağlıklı bir bağırsak florası besinlerin emilimi ve kullanımı açısından temel rol oynamaktadır…
Kısacası kainatta ki uyumun bir parçası olan bedenimizin, aynı hassasiyetle beslenmeye de ihtiyacı vardır. Dengesizlik, hastalıkların temel sebeplerinden birisi olabilirken, denge de sağlıklı ve kaliteli yaşamın temel şartlarından biri demektir…
Yeni haftanın yeni umutlara, sağlığa ve dengeye vesile olması dileğiyle…






Çok çok mükemmel Teşekkür ederiz