Arap turistlerin ‘Yeryüzündeki Cennet’ diye tarif ettikleri Rize’nin İkizdere ilçesi’ndeki gelişmeleri basından izliyorum. Vadideki taş ocağı çalışmalarına tepki gösteren yöre halkı eylemlerini sürdürüyor.

Taş ocağının doğayı ve doğal yaşamı tahrip edeceğini, çay tarımı ve arıcılık sektörünün yok olacağını söyleyen bölge sakinleri, iş makinalarını durdurmak için harekete geçip, nöbet tutmaya başlıyorlar.

Kaz Dağları bölgesindeki yöre halkının, altın madencilerine karşı eylemleri ve mücadeleleri geldi aklıma.

Sonra İzmir Kozak Yaylası’ndaki taş ocakları, Munzur Dağları’nın maden sahası ilan edilişi, Ünye-Fatsa arası ormanlardaki, Sinop İnceburun’daki ağaç katliamları, Salda Gölü’ne atılan betonlar, Eskişehir Alpu Termik Santralı ve Murat Dağı altın arama çalışmaları, Bolu Çimento Fabrikası'nın fuel oil tankından köylülerin de kullandığı dereye uğurlanan fuel oil atıkları, Isparta’nın Sütçüler ilçesine bağlı Çandır köyü bölgesindeki vahşi madencilik ve yine doğa katliamları.. Daha neler neler..

Bizden başka bir ülke var mıdır, birer milli değer olan ormanlarına, tarım alanlarına, su kaynak bölgelerine böylesine acımasızca yüklenen. Hiç zannetmiyorum.

Ne mi yapacağız? Çok basit, aramızda yaşamış birisini örnek alıp, fikir ve eylemlerinden dersler çıkartıp, doğal kaynaklarımıza aynı onun izinde sahip çıkacağız. Bu kadar kolay.

Geçen sene Ocak ayında kaybettiğimiz gönlü dağlarca zengin bir değerimizi minnetle anıyorum:

Evet, Hayrettin Karaca’dan bahsediyorum.

Toprak Dede Hayrettin Karaca..

Bu vesileyle sizlere hatırlatmak ve gençlerimize de biraz bahsetmek istedim;

Kırım muhaciri bir aile olan Hocazade Halil Efendi ve Zehra Hanım’ın 1922 yılında Bandırma'da doğmuş oğullarıdır Hayrettin Karaca.

Liseyi bitirdikten sonra ailesinin triko-örme işinin başına geçip, onu ülkenin en başarılı sanayi kuruluşlarından biri haline getiriyor ve yıllar içinde ismi çok duyulan bir sanayici oluyor. Karaca firması Türkiye'de ihracatın liderliğini yıllar önce gerçekleştirmiş.

TEMA Vakfı'nı kuruyor ve Birleşmiş Milletler tarafından 'Orman Kahramanı' unvanına da layık görülüyor.

“Toprak dede” diye bilinen Hayrettin Karaca, ellili yaşlarında Türkiye'nin ilk özel arboretumunu* kurdu.

Yurtiçi ve yurtdışında gezdiği her yerden tohumlar topladı, botanik bahçelerini gezdi, bağlantılar yaptı. Bugün Yalova'nın Samanlı Köyü’nde 135 bin m.kare arazi üzerinde bulunan Karaca Arboretumu, dünyanın her yerindeki botanikçiler tarafından bilinmektedir.

Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı kısa adı TEMA, yine O’nun 1992 yılında kurduğu muazzam bir eseridir.

Doğaya çocukluğundan itibaren aşkla bağlı olan ve doğanın korunması için mücadeleler sergileyen TEMA Vakfı Kurucusu Toprak Dede Hayrettin Karaca; özellikle ağaçlandırmaya önem vermiş, ormanların oluşumunda ve değerlerinin bilinmesinde, kurduğu bu vakıfla bir çok hizmetlerde bulunmuştur.

Sadece doğa, ağaç ve ormanlar mı; öncelikle dürüst ve sade kişiliğinin yanı sıra; varlıkların korunması ve muhafaza edilmesi, şatafattan uzak sade bir yaşam, alçak gönüllülük, israf ve tasarruf gibi çoğu sosyal ve ahlaki konularda idol bir insandı.

Toprak Dede gibi daha çok doğa sever gönüllü insanlara ihtiyacımız var.

Şahsen ben Onu özlüyorum. Rahmeti bol olsun.

İnsanlık yaptığı hatalarla ormanları katlediyor.

Ne yazık ki çarpık yapılanma, mimari kirlilik, orman yangınları, sağlıksız atıklar, ozon tabakasının delinmesine neden olan zehirli gazlar vs. derken doğa göz göre göre elimizden kayıyor.

Şimdiki halimiz mi?

Şimdilerde doğanın bir parçası olarak başımıza sarılan “Korona” musibetiyle boğuşuyoruz.

Bir ağaç, bir insan.

Ve insanca yaşamak için önce doğayı korumamız şart..

Sağlıkla, saygıyla, sevgiyle kalın.

...

(*) Arboretum; çok çeşitli ağaç ve ağaççıkların bulunduğu, bu amaçla özel olarak hazırlanmış botanik bahçesi.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.