Bazen ne yazacağını bilemezsin, kimi zaman ne konuşacağını bilemediğin gibi. Konuşacak şeylerin kalmadıysa, yani laf kâr etmiyorsa kaleme kâğıda da dökemiyorsun. Hani grip olmuşun da yediğinin içtiğinin tadı tuzu yok gibi.. Kozana çekildiğin zamanlar duvarlarını delip çıkmaya gücün yetse de uçmayı canın istemiyor. Lâkin şarkıda dediği gibi “Sussan olmuyor, susmasan olmaz. Dil dursa hakim bey, tende can durmaz!”

Şöyle bir geriye bakıyorum, dünden bugüne kabus gibi her şey; bir video izliyoruz evdeşimin kanadının altında: "Cevabı içinde sorular sordum" diyor Abdürrahim Karakoç usta ve görüntüler görüntüler.. İçerisinde mahpusluk günlerinde, gençliğini, hayallerini, bu millete adayıp kurban verenlerin siyah beyaz siluetleri. Yusuf Ziya Arpacık hoca ve koca Ülkücü Şehit Veli Can Oduncu da yanı başında. "Baş verdiler baş eğmediler” diyor videonun sonunda. Onların sırtına basa basa her bir kutsalımızı suistimal ederek güç ve kariyer sahibi olan bit yavrularını, kıçıyla başıyla hainlerin safına eteğinin altına girenleri düşündükçe ki, öfkemiz katlanarak büyüyor! Evdeşimin boğazında boğuk hıçkırıklarla gözünden yaşlar süzülüyor Dişlerimi sıkıyorum, tepeden tırnağa bir ürperti sarıyor. Sonra bir sövgü dökülüyor yakışmasa da dilimize, onların değiştirdikleri gömlekleri üstünde pek güzel duruyor. Yılan bile gömleğini değiştirdiğinde yine yılan gömleği giyiyor. Kırmızı başlıklı kızın babaannesinin entarisini giymiş kurtun yanında çok masum kaldığı, çakal postu giyen kurtlar, yurdu yaşatmak için can verenlerin üstünden kahramanlık taslıyorlar ! "Milletin ve Devletin Bekasının tehlikesi bahanesi ile omurgasızlık yapanlar Millet/Devlet bekasına göz diken varsa Büyük Türk Milleti gerekeni yapacaktır, kimse fitne yapmasın, siyasiler hiç yapmasınlar, mesele seçim almak, hepsi bu, siyaset olsada olmasada, kazansada kaybetse de bekamıza kimse zarar veremez, Türk Tarihi bunu ispatlar. Bilin.." dedim.. 

Av mevsimi açıldı! Yemler oltalara özenle takılıyor, bölgeler işaretleniyor, tuzaklar kuruluyor. Avcıların elindeki zağarlar kemik yalamak için zincirlerinden çözülecek vakti bekliyor. Sokak köpekleri bile daha onurlular; bulursa yiyor bulamazsa tamah etmiyorlar. Vizyonsuz omurgasız siyasetçiler sandalye kapma oyununda ki gibi oynak nağmeler, çılgın tempolar eşliğinde koltuğa oturmaya çalışıyorlar. Derin devletin değil derin milletin fedaileri ciğerlerinde bir kürek köz rahmetli Ali Metin Tokdemir’in dediği gibi "onurlu köşelerinde şerefsizliğin kitabı nasıl yazılır" onu izliyorlar. İnandığın bir davayı temsil ettiğine inandığın partinin Balgat’ta sadece adı, boş teneke gibi tangırdayan bir kaç cazgırı kalmış.. Bozkurtlar çetin bir kıştan geçiyor yedikleri ayazın haddi hesabi yok. Öte yandan Avrupa ile Arap kültürü arasında sıkıştırılan bir millet, bir nesil.. Türk töresi ananesi hızla zayıflamakta. Ekonomik ve ahlaki bir çöküş öncü sarsıntılar gibi adeta büyük depremi hazırlamakta. Belediye seçimlerine az bir zaman kaldı, Ülkemde veriler (TÜİK) İşsizlik zirvede: (Yüzde 11.4) Bütçe açığı: (11 ayda 54,5 milyar lira) Karşılıksız çek: (25 milyar TL) Üretim azaldı: (Yüzde 57) Beyaz eşya satışı düştü: (Yüzde 18) Enflasyon bütçeleri tırmalıyor: (Yüzde 21,62).. Buna mukabil 15-16 yıldır kıblesi sürekli değişen imama uyup, abdestsiz saf tutan cümlenin hakkını yeyip yeyip doymayan melunlar! Yerel seçimlerde dayatılan adaylar “sadece oy verin yeterli, biz ne dersek siz itiraz etmeden verin desteği, seçilen önemli seçen değil zaten! sizler ne anlarsınız bu işlerden biz sizin için her şeyi düşündük” diyorlar da; Yöneticilerin hukuk içinde sorgulanmadığı, itaat kültürüyle bireylerin kişiliksizleştirildiği bir toplumun çürümesi ve yozlaşması kaçınılmazdır.

Seçimi anladık önemli bazılarının makamı için seçim kazanması çok önem arz ediyor fakat zurnanın zırt dediği şu geçim takvimi ne olacak ?.. Geçim takvimi önemsiz mi ?.. 

Benim devam edecek nesillerim var. Bu vatan da kimsenin babasından miras değil, görüşü ne olursa olsun tüm milletin mirası; Büyük Turan Ülküsü'ne inanan olarak benim Ülküm; inançlar, mezhepler ve kısır siyaset üstüdür, vatanseverlik kimsenin tekelinde değildir. Ancak bu millet toplumu kutuplaştırıp birbirine düşman edenleri saf dışı edince.. Toplum olarak, birbirini yargılayan, aşağılayan, alçaltan kimseler yerine, karşılıklı saygı çerçevesinde, birbirini dinleyip, anlamaya çalışan bireyler haline geldiğimizde, gelecek için mutlu, onurlu yaşamanın tohumları da ekilmeye başlayacaktır.

.

YAZININ DİBİ:

Ana şahinimi avcı mı vurdu ?

Yedi yıldır kanadını açmıyor?

Yoksa dört duvarın içimi yurdu?

Niye kalkıp ufuklarda uçmuyor..

.

Yığılmış dertleri devası mı yok?

Gidip de konacak yuvası mı yok?

Yoksa hürriyetin havası mı yok?

Bu uğursuz günler neden geçmiyor?

.

Takılmış kafese kalmış körpence.

Doğrulsa üstüne yağar işkence.

Neden seher vakti güneşten önce

Gökyüzünü arşın arşın biçmiyor?

A. Karakoç

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
A. Şahiner 5 yıl önce

yazar abla nerelerdesin; ülkücü yazılarını gözlüyoruz, can ablamızı özlüyoruz.

Misafir Avatar
Semra Mert 5 yıl önce @A. Şahiner

Sn. Şahiner tesekkür ederim.Esenlikler diliyorum

Beğenmedim! (0)