anlatıYORUM / “ ARRIVAL “ ( GELİŞ ) FİLMİNDEYİZ

 BURSA ARENA / Haber Merkezi

Tuğçe YILDIRIM
 

Bilim kurgu sever misiniz?
Eğerki severseniz size izlemeniz için ‘ARRIVAL’ Türkçe’ye çevrilmiş şekli ile ‘Geliş’ filmini önerebilirim.

Filmi kısaca sizlere aktarmaya çalışacağım.

Uzaylılar Dünya’ya geliyor ,12 ayrı ülkeye iniyor. Ama istila veya savaş için değil bu gelişlerinin amacı.
Yanlarına insanların gelmesine izin veriyorlar ,18 saatte bir uzay mekiği diyebileceğimiz kendi araçlarının kapısını açıyorlar.
Uzaylılarla anlaşabilmek için de dilbilim uzmanı Louise’den yardım isteniyor. Louise konuşarak çözemeyeceğine karar verip yazarak ve hareketlerle onların dilini çözmeye çalışıyor.
‘Hektapod’ yani yedi bacaklı garip dev yaratıklar olarak hayal etmiş senarist uzaylıları.
Uzaylıların istekleri nedir , neden gelmişler?
Sorularının cevabı için 12 ülke birlik içinde çalışmalarını sürdürürken savaşmaya karar veren ülkeler çıkıyor içlerinden ve birlik bozuluyor.
Louise onların asıl amacını öğrenmeye çalışırken ülkeler arasında birlik oluşturmak için bir uğraş içine giriyor.
Uzaylılar bir hediye vereceklerinden bahsediyor.
Hediye bence şu ki Louise geleceği görebilme yeteneğini keşfediyor.
Beni etkileyen en derin yeri geleceği görebilme kısmıydı. Kızı olacağını , evleneceğini, belli sonları ve devamında neler olacağını görmesi. Hatta  bazı cevapları gelecekten öğrenmesi,  içindeki bağlantıları gerçekten güzel yapılmış bir film.
Arkadaşımla filmden çıkınca geleceğimizi bilseydik ve o sonda güzel bir son olmasaydı yine de onu seçer miydik diye ciddi bir konuşma yaptık.
Peki seçme şansımız var mı?  Sorusu ilk aklımıza gelen oldu.
 Her zaman iki seçenek olduğunu düşünürsek bir diğer yolu seçtiğimizde başka sonuçlar olacak.
Ama gelecekte öyle olmuş yani iki seçenek üzerinden değil senin seçtiğin bu diye görüyorsun ileride olacakları.
Peki yinede bunu bile bile göze alabilmek nasıl olurdu?
Her şeye rağmen mutlulukların varlığını bilmek , görmek yaşamaya değer olsa gerek sonunda ne olacağını bilsek te göze alabilirdik diye düşünüyorum. Bir bakıma kadere bağlamak gibi diyebiliriz.  
Görebilseydik keşke onar yıl arayla neler yaşayacağımızı hayatımız hakkında. Gidişata yön verirken belki yanlış olanı düzeltme imkanı bulabilir miydik.?
Çaba gösterir miydik bazı şeylerin düzelmesi için veya nasıl olsa olacak diye çaba mı göstermezdik olsun diye.
Felsefesini sevdiğim bir film kurgusu başarılı.
Filmin güzel bir mesajı var aslında birlik olmak gerektiğinden bahsediyor. Dünyadaki birliği sağlamayı da ancak uzaylılar başarabilire güzel bir değinme olmuş.
Uzaylılar bile neredeyse birliği başaramıyordu ki savaşın bir işe yaramadığını hatırlatmak biraz zaman aldı Louise’e.
 
Başta da dediğim gibi bilim kurguyu seviyorsanız ya da benim gibi farklı film türlerini de izlemekten rahatsızlık duymuyor, onların anlatım dilinin hayal gücünüze katkısının farkındaysanız vizyondan kalkmadan izlemenizi tavsiye edeceğim bir film..
……….
 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.