Yaklaşık bir buçuk yıldır Corona bahanesiyle pompalanan korku nedeniyle ölümle yaşam arasında tedbirler aldığımızı zannederek, zor olan hayatımızı daha da zorlaştırarak yaşamaya çalışıyoruz.

Covit 19 ve sürekli mutasyona uğrayan versiyonlarından korunmak adına; maskemizi takıp, “maskesizlere mikrop muamelesi yaparken, sigara içmeye, alkol tüketmeye devam ediyoruz.” Dünyanın en ünlü, en korkunç (!) en öldürücü(!) virüsünü yok etmek(!) için “çamaşır sulu veya alkollü dezenfektanlar kullanmayı” ihmal etmiyoruz.

Uçaklarda bir saat omuz omuza yolculuktan sonra, pilotun koridorda sosyal mesafe kurallarına uymamız” için yaptığı anons kimsenin tuhafına gitmiyor. “Asansör düğmesine bile anahtar vs gibi eşyalarla dokunurken, toplu taşıma araçlarında omuz omuza gitmekte sakınca görmüyoruz.”

Sürekli mutasyona uğrayan virüse karşı olumlu etkisinin ne olacağı kesin olarak bilinmezken, olumsuz etkileri konusunda bir çok senaryo konuşulan aşının vereceği maddi – manevi bütün zararları üzerimize aldığımıza dair taahhütname imzalayarak kuyruklarda beklemeyi vatanseverlik sanıyoruz ve bütün bunların sonunda da “sağlıklı kalacağımıza inanıyoruz.”

Halbuki; sadece “2019 yılında TÜİK verilerine göre 435.000 insanımızın dolaşım sistemi hastalıkları, kanser, solunum yolu hastalıkları gibi çeşitli hastalıklardan öldüğünü,” nüfusun büyük bir çoğunluğunun “bir veya birden fazla hastalıkla mücadele ederek yaşamaya çalıştığını” dikkate alarak, “bir tek virüs için kıyametler koparıp, insanları korku anaforuna sokmak” yerine, tüm hastalıklara karşı tedbirler” araştırılıp konuşuluyor olsaydı, “pandemi dönemi ülkemiz için büyük bir fırsata dönüştürülmüş olabilirdi.”

Çünkü insanlara ilk defa kendi sağlıklarını korumak için tedbirler sunulmuş ve bu tedbirler zorla uygulatılır hale getirilmiştir. Bu dönemde Corona ya karşı tedbirler alınırken, genel olarak “hastalık nedenleri birazcık gündeme getirilip araştırılsaydı,” düşünebilen her akıl sahibi görecekti ki, “ülkemizi ulusal bir felaketin eşiğine getiren tüm hastalıkların ana nedeni; düşünce, beslenme ve hayat tarzımızdaki yanlışlardır.

Eğer bir buçuk yıldır, Corona korkusuyla verilen mücadele, yapılan masraflar ve harcanan zaman, “bataklıkların sivrisinek ürettiği gibi, hastalık üreten bu yanlışların ortadan kaldırılması için harcansaydı,” pek çok hastalık daha en başından önlenerek “hem ölüm oranları, hem de devletin sırtındaki en büyük kambur olan sağlık harcamamız büyük oranda düşerdi.”

Sağlık bilincimizin çoğalmasına katkı sağlaması umuduyla sağlıklı ve mutlu Pazarlar..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.