Hep pandemi, yangınlar, sel baskınları, ölümler. Ve bir de üzerine siyaset dünyasının hamaset dolu söylemleri.

Toplumu adeta cendereye sokmuş bu gündemden farklı bir şeyler yazayım dedim; şöyle sanata, edebiyata ve musikiye dair.. Ne dersiniz?

Sizler edebiyat, şiir ve musikiyi sever misiniz diye sorsam, cevabınız genelinde 'evet' olacaktır eminim. Öyleyse (Bursa'dan başka şehirlerde yaşayan okuyucularım için söylüyorum ki); mutlu olacağınız şehir öncelikle Bursa'dır.

Bursa şehri, ipeği, kestanesi, zeytini, inciri, tekstili, otomotiv ürünleri ve saymakla bitmeyecek diğer tarih, kültür, sanayi ve doğa zenginliklerinin yanı sıra, halkının musikiye düşkünlüğüyle de tanınmış keyifli bir şehrimiz.

Halk dilinde "Gezek" diye adlandırılan musiki grupları şehrin çoğu semtinde faaliyetlerini sürdürüyor. Pandeminin yansımaları son bir buçuk yılda sosyal hayata sıkıntılar getirmiş olsa da, başlatılan serbestlikler, insanları adeta birbirine kavuşturdu. Tabii edebiyatçı ve musiki severleri de..

'Türk Edebiyatını yaşayan ve yaşatan şehir' denilirse de isabetli olacaktır ve musikiyle aynı noktaya gelinecektir: Zira Bursa, yazarlar, şairler, ozanlar ve aşıklar gibi edebiyatçı insanların en yoğun olduğu şehirlerden birisi.

Geçen Cumartesi günü (aldığım davet üzerine) Bursa'nın tanınmış bir sanat grubunun proğramını izleme imkanım oldu..

Kim mi ev sahipleri?

"Bir Kuple Şiir, Bir Kuple Nağme" Grubu

Selahattin Seymen tarafından organize edilmiş ve Türk Edebiyatı şiirlerinin, yine Türk Sanat Müziği şarkılarının duygu yoğunluğuyla ve doyası yaşandığı bir sosyal grup.  

Haftalık icra proğramını izlemek üzere, Büyükşehir Belediyesi Ressam Şefik Bursalı Sanat Merkezi salonundayız.

Yerime oturur oturmaz, ünlü şairimiz Sebahattin Abi'yi aradı gözlerim. Onu da dinleme imkanım olacak diye sevinmiştim, ancak işleri nedeniyle gelemediğini öğrendim ve 'neyse, bir daha ki sefere' dedim.

Bursa'nın değerli edebiyatçılarından Hayati Yıldırım Hoca kürsüde, bir açılış konuşması yapıyor ve katılımcılara "Hoş geldiniz" diyor.

Hayati Yıldırım Hoca'yı BURSA SANAT TV'deki proğram yapımcılığı yönüyle tanıyor ve çok da takdir ediyordum zaten; bu defa canlı bir sahnede de yine samimi, kibar ve tecrübeli duruşu, doğrusu kanaatlerimi daha da renklendirdi. Her yönüyle dolu dolu bir sanat insanı vesselam. 

Birlikte moderatörlük yaptıkları Hamiyet Annaç Akyıldız Hanımefendi ile iyi bir ikili olmuşlar. Son derecede içten ve güler yüzlüler. Birer kısa konuşmayla proğramı açtılar.

İlk olarak sahneye gelen yorumcu Nezaket Bilici'nin, oldukça başarılı şekilde okuduğu duygulu bir şiirle proğramın akışı başlatılmış oldu.

Burada bahsedeyim ki, öyle kuru kuru şiir okuma, şarkı söyleme falan değil yapılan. Bir "Saz Heyeti" hazır durumda ki, her biri profesyonel düzeyde bir ekip; Kemanı ile Feridun Kiviz, Kanunu ile Coşkun Taşçeşme, Ritim ile Ali Nezihi Erdur olduklarını öğrendiğim bu müzisyenler, çok uyumlular.. Hatta okunan hiç bir şiirin fon müziğinde veya şarkının eşliğinde zerre kadar bir takılma fark etmedim. Her birini tebrik ediyorum. 

Selahattin Seymen, Şerife Tekmen Türk, Ali Günay, Nezaket Bilici, İsmet Gür, Gülten Kara Ateş, Hayat Aktaş, Seçkin Erdoğan, İbrahim Yazgan, Filiz Tosun, Hayrettin Yazıcı, Aynur Gökalp ve Duran Saper adlı tanınmış şair ve yorumcuların, fon müziği eşliğinde sırasıyla okudukları aşk, sevgi, sevda, ayrılık ve hasret gibi temalı o güzelim şiirlerini, Türk Sanat Müziği'nin en müstesna şarkıları izledi.

Her biri sanki konservatuvar mezunu gibi ya da profesyonel sahne tecrübesi olduğu kanaati veren Metin Ataygül, Orhan Kılıç, Hüseyin Çağlayan, Hakan Çolakoğlu, Erkan Uçanlar, Elif Hanoğlu, Coşkun Yanar, Mustafa Pala, Hikmet Bekiroğlu ve Olcay Bülbül'ün icra ettikleri birbirinden güzel ve değerli şarkılar..

Bir an kendi kendime "nasıl olmuş da böyle bir repertuvar hazırlanmış, sanki her bir şarkı gerçekten en çok beğendiğim, değer verdiğim şarkılar".. diye düşündüğüm de oldu. Okuyanların nefeslerine, yüreklerine sağlık.

O özlediğim şiirlerimizi, şarkılarımızı ve (hele ki bu da çok önemliydi)  herkesin bir aile ortamında gibi güvenli ve samimi diyaloglarını izlerken, yaklaşık üç saat boyunca vaktin nasıl geçtiğini anlayamadım.

Şu artık canımıza 'tak' diyen pandeminin tüm sıkıntılarını kafamdan atmıştım sanki. Ruhum yıkandı desem yeridir. 

İyi ki böyle edebi ve sanatçı kişiliği olan, gönlü güzel insanlar ve sanat grupları da var bu şehirde. 

Hayati Yıldırım Hoca ve Hamiyet Annaç Akyıldız Hanımefendi'nin şahsında "Bir Kuple Şiir, Bir Kuple Nağme" Grubu Üyelerini, bu kültürel zenginlikleri ve takdire şayan faaliyetleri nedeniyle kutluyorum.

Güzel Bursa'mızı, Türk Edebiyatı ve Musikisi dünyasıyla da seviyorum.

Yukarıda dediğim gibi mutlu olacağınız şehir öncelikle Bursa'dır.

Sağlıcakla Kalın..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Esma ve Ayhan / Aachen - Almanya 3 yıl önce

Teşekkürler değerli hocamız, vatanımızı her yönüyle özlüyoruz.

Avatar
ALİ KAYBAL 3 yıl önce

insanların ruhunu okşayan bu tür programların sıklıkla yapılması ruh sağlığımızı da bir anlamda düzenleyecektir. emeği geçenlere en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.

Avatar
Cafer Genç 3 yıl önce

Böyle bir programdan haberimin olmamasına üzüldüm

Misafir Avatar
H. Taşdemir 3 yıl önce @Cafer Genç

Bir defasında da birlikte gideriz. Çalışmaları sürekli oluyormuş.

Beğenmedim! (0)
Avatar
H. Taşdemir 3 yıl önce

Teşekkürler Sayın Hocam.

Avatar
Saniye Arat 3 yıl önce

Kaleminize gönlünüze sağlık.