Farkında mısınız bilmiyorum ama “içimizde ki, yaşlanma, hastalık ve ölüm korkularını kullanan” trilyon dolarlık sağlık sektörü, (en az kırk yıldır) pazarlama stratejisi olarak acımasız ve saldırgan bir tarzda “sağlıklı ve iyi durumdaki insanları hedef alıyor.” Çünkü “sağlıklı insanların genetik, kronik, dejeneratif” gibi etiketlerle isimlendirilen “hastalık ihtimalleriyle korkutulmaları halinde” kazanılacak çok fazla para olduğu en az kırk yıldır biliniyor.

Bu nedenle “yoğun reklamlar ve iki yüzlü bilinçlendirme kampanyalarıyla oluşturulan algı sonucu, sapa sağlam insanlar endişeli hastalara dönüştürülüyor.” Bazen az bilinen bir hastalığa dikkat çekiliyor, bazen eski bir hastalık yeniden gündeme getiriliyor, bazen de corona veya varyantları gibi yepyeni bir hastalıklar türetiliyor.

Örneğin;

Eskiden her insanda birazcık bulunması gerektiği düşünülen “utangaçlık sosyal anksiyete belirtisi” sayılıyor.

Günlük hayatın çok basit “olağan iniş çıkışları içerisinde oluşan davranışlar Depresyon,

Obsesif-Kompulsif Bozukluk,

Sosyal Fobi,

Travma Sonrası Stres Bozukluğu,

Panik Bozukluğu,

Bipolar Bozukluk,

Yaygın Anksiyete Bozukluğu,

Hiperaktivite Bozukluğu” gibi hastalıklardan biri olarak kabul ediliyor.

Kadınların “adet öncesi yaşadıkları gerginlik regl öncesi disforik bozukluk” isimli bir düşünce hastalığıymış gibi gösteriliyor.

Kadınlar için “hayatın doğal değişimlerinden biri olan menopoz hormon eksikliği hastalığı” olarak isimlendiriliyor.

Artık okul ya da iş yerlerinde “dikkati dağılanların dikkat eksikliği sendromu” adında bir hastalığı var.

Yanlış düşünce, yanlış hayat tarzı veya sağlıksız beslenme şekli nedeniyle vücudunda “hastalık semptomları beliren,” ancak halen “sağlıkları tam olarak bozulmamış, beslenme ve hayat tarzındaki yanlışları düzeltmesi halinde” semptomların ortadan kalkacağı “milyonlarca insanın kolesterol, tansiyon, şeker isimlerinde bir ömür boyu ilaç kullanmaya mahkum oldukları” hastalıkları var.

Kendilerine “hasta damgası vurularak bir ömür boyu ilaç kullanmaya mahkum edilen sağlıklı insanlar,” kullandıkları kimyasalların yan etkileri sayesinde yeni yeni hastalık sahibi olduklarını ancak teşhis konunca fark ediyorlar.

Halbuki “ihtiyarlığın ve hastalıkların asıl nedeni olan hücre ölümü” dört ana sebeple gerçekleşir.

-İlki; beslenme yoluyla almamız gereken, fakat abur cubur, içi boş hazır, fabrikasyon yapay “yiyeceklerden alamadığımız mikro gıda yetersizliği.”

-İkincisi; “vücudumuza almamamız gerekirken” temizlik, hijyen, alışkanlık, bağımlılık gibi çeşitli gerekçelerle aldığımız “toksinler.

-Üçüncüsü; “sinir stres düşünce veya yanlış hayat tarzı nedeniyle” yapıp ettiklerimize bağlı olarak vücudumuzda gelişen “inflamasyon.

-Dördüncüsü ise; “aşırı stres, üzüntü, yoğun iş yükü” gibi nedenlerle oluşan “ani bağışıklık çöküşüdür.”          

Alın size “ölümden başka her derde çare olacak reçete;” Hastanelerde aylık, üç aylık veya yıllık gibi aralıklarla rutin kontroller veya check up lar yaptırarak “kendinizde sürekli hastalık aratmak yerine,” yanlışlarınızı düzelterek bu “dört nedeni ortadan kaldırmanız halinde yaşlanırsınız ama ihtiyarlamaz veya hasta olmazsınız...”

Birazcık emek verip araştıracak olursanız “hasta olmamanın, hasta olup iyileşmeye uğraşmaktan çok daha kolay ve ucuz olduğunu göreceksiniz.”

Sağlık bilincimizin çoğalmasına katkı sağlaması umuduyla

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.