Dengeli beslenme;” büyümek, gelişmek, kaliteli, sağlıklı, enerjik ve üretken bir hayat sürdürebilmemiz için ihtiyacımız olan, proteinler, karbonhidratlar, iz elementler, mineraller, vitaminler ve yağ asitleri gibi makro ve mikro gıdaları temin edebilmek amacıyla, belirli zamanlarda, kurallarına uygun olarak yapılması gereken bir eylemdir.

Tüm hayvanların “neyi, ne zaman ve ne kadar yemeleri gerektiği,” ilahi bir programla belirlenmiştir. En vahşisi bile acıkınca avlanır, doyana kadar yer ve bir daha acıkıncaya kadar da avlanmaz. Hiç kimse (evlerde yada çiftliklerde, insan eliyle beslenenler dışında)  “doğal yaşamında, şişman yada obez bir tek hayvan gördüğünü” söyleyemez.

Fakat insan bir çok konuda olduğu gibi, beslenme konusunda da kendi iradesi doğrultusunda serbest bırakılmıştır. İstediği zaman, istediği şekilde, istediği şeyleri istediği kadar yer, içer.

Sağlığımız için doğru olanı ise, irademizi ve aklımızı kullanarak, canımızın istediklerini, istediğimiz kadar yemekten ziyade, vücudumuzun “ihtiyaç duyduğu doğru gıdaları, gerektiği şekilde, gerektiği kadar yemeye çalışmamızdır.”

Dünyada tıpatıp bir birinin aynı olan iki insan yoktur”. Her insanın farklı bedeni, farklı yetenekleri, farklı zayıflıkları ve farklı gıda ihtiyaçları vardır. Halbuki “bütün diyetler, tüm insanların metabolizması aynı şekilde çalışıyor düşüncesiyle” hazırlanmaktadır.

Ancak yer yüzünde milyarlarca insan yaşıyor. Bunların hepsi de çok farklı şekilde, çok farklı gıdalarla besleniyor ve çok farklı hastalıklara yakalanıyor.

Dünyanın hiçbir bölgesinde, bilim insanlarına yada beslenme uzmanlarına, kusursuz sağlıklı bir beslenmenin ne olduğu yönünde örnek teşkil edecek, gelişmiş, üstün, çok uzun ve sağlıklı yaşayan çok kalabalık bir insan topluluğu yoktur. Bu kadar farklı insanların aynı diyet programlarını uygulayarak yada aynı besin maddelerini yiyerek, aynı neticeyi almaları mümkün değildir.

Burada yapılması gereken şey, “sindirim sisteminin fabrika ayarlarını bozmadan,” sadece yanlış yada doğru beslenme kurallarının ve davranışlarının tespit edilip, değişik sonuçları dikkate alınarak, insanlar için yararlı yada zararlı olduğu kabul edilen, genel tavsiyeler hazırlayabiliriz. Her insanda bu tavsiyeler doğrultusunda, “kendi sağlık sorumluluğunu kendisi üstlenerek,” vücuduna en uygun beslenme ve sağlıklı yaşam programını yapabilmelidir.

Vücudumuza çorba, salata, ana yemek, tatlı ve yanında içeceklerden oluşan bir tek öğünde bile; farklı şekillerde farklı besinlerle bağlantılı binlerce biyokimyasal alırız. Lokmayı ağzımıza aldığımız andan itibaren, “sonsuz derecede karmaşık kimyasal bir süreç başlar.

Aldığımız besin kimyasallarının her birisi, diğer besin kimyasalları ve vücudumuz da salgılanan (sadece tükürük bezi ile salgılandığı tespit edilen aktif madde sayısı 300 civarındadır) kimyasallarla, “sağlıklı olmamız için en büyük faydayı sağlayacak şekilde, sayısız kimyasal reaksiyonlara girer.”

Bu reaksiyonlar sonucu ortaya çıkan yeni mikro kimyasallar, (hücrelerimize kadar) “tüm vücudumuz da çok karmaşık kontrollerden geçirilerek dikkatlice tasnif edilir.” Bu tasnif sonucu, her bir mikro gıda maddesinden “nereye ne kadar ihtiyaç olduğuna, ne zaman ulaştırılması gerektiğine karar verilir ve anında uygulanır.”

Midemizi “içine atacağımız herşeyi öğütecek bir makina gibi düşünüp,” gereksiz yere boş rafine ürünlerle tıka basa doldurmadan, ihtiyacımız olan makro ve mikro gıda maddelerini belirli bir denge içerisinde, yeterince almamız halinde “sindirim sistemimizin hiç problemsiz bir şekilde çalışacağından eminim.”

Çünkü bütün diyet programlarının temelini teşkil eden, hiçbir gıda maddesi “proteinler, karbonhidratlar, yağlar, nişastalar yada lifler olarak” tek başlarına bulunmazlar. Doğal olarak yetiştirilmiş yada üretilmiş , binlerce çeşit yiyecek ve içecekten hangilerini yersek yiyelim, bunları ağzımıza aldığımız (sindirimin başladığı) andan itibaren, “karbonhidratlar, proteinler ve yağlar” olarak  üç sınıfta toplanır. “Tek başına bir tek kuru fasulyeyi bile hap gibi yutsak” (çok farklı oranlarda da olsa) proteinleri, karbonhidratları ve yağları birlikte almış oluruz.

Eğer Sorumluluğunu bilen insanlar olarak, çeşitli gerekçelerle, ikide bir vücudumuzun “fabrika ayarlarıyla oynatmadan, yiyecek eşittir sağlık kuralına uyarak, yemek için yaşamayı bırakıp, yaşamak için yemeyi öğrenip,” kendimize uygun bir beslenme düzenini imkanlar ölçüsünde istikrarlı bir şekilde uygulayıp hayat tarzımız haline getirirsek, “fazla kilo ve hastalıklara karşı başarılı olamama ihtimalimiz yok gibidir.

BESLENMEMİZE DİKKAT ETMEMİZİN SAĞLAYACAĞI FAYDALARDAN BAZILARI;

-Her yaşta kendinizi daha enerjik hissedersiniz. Kilo probleminiz olmaz, varsa mevcut fazlalıklardan kurtulabilirsiniz.

-Kolesterol ve trigliserit seviyenizi dengeleyebilirsiniz.

-Kalp ve damar hastalıklarını önleyebilir, hatta iyileştirebilirsiniz.

-Başta yemek borusu, mide, pankreas, kolon, prostat meme (meme kanseri olanlardan yüzde doksanının bağırsaklarının normal çalışmadığı görülmüştür) kanserleri olmak üzere, tüm kanser türleri riskinizi azaltabilirsiniz,

*İlerleyen yaşlarda bile görme yeteneğinizi koruyabilirsiniz.

*Özellikle tip 2 diyabeti önleyebilir, eğer varsa iyileştirebilirsiniz.

*Damar tıkanıklığı, yüksek tansiyon, beyin kanaması ve felci önleyebilirsiniz.

*Kabızlık ve ishal gibi sindirim bozukluklarını ortadan kaldırıp bir çok hastalığın yanında hemoroidi önleyebilirsiniz.

*Böbrek ve safra kesenizde taş oluşumunu önleyebilirsiniz. Doğacak bebeğinizin tip bir diyabet ve genetik denen bir çok hastalığa yakalanmasını engelleyebilirsiniz.

*Erken bunama, Parkinson ve Alzheimer gibi yaşlılık hastalıklarını önleyebilirsiniz.

*Bulunduğunuz yaşınızdan daha genç görünerek, daha sağlıklı ve uzun bir ömür geçirebilirsiniz.

*Asıl önemlisi “bağışıklık sisteminizi güçlendirerek, sadece covit 19 gibi” virüslere karşı değil, “tüm hastalıklara karşı” direncinizi arttırabilirsiniz.”

Sağlık bilincimizin çoğalmasına katkısı olur umuduyla, daha özgür daha sağlıklı ve daha mutlu hafta sonları geçirmeniz dileğiyle…

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.