Yaklaşık 30 yılı müdürlük olmak üzere 40 yıllık eğitimciyim. 3 yıldır da köşe yazılarımda eğitim konusunu ele alıyorum. Bugüne kadar, Türk milli eğitim sisteminin anlamını ve amacını bir türlü anlayamadım.. Mesela, pek çok eğitim meselemiz içerisinde bir örnek olsun diye gündemdeki liselere geçiş sistemini örnek vereyim. Alışılmış, oturmuş bir TEOG sistemi, sınav korkusu ve kaygısı sebebiyle stres yaşattığı gerekçesiyle kaldırılmıştı. Yerine, anlaşılması daha zor, daha sıkıntılı ve daha karışık bir LGS sistemi uygulanmaya başlandı. Sebebini anlayanınız var mı?

Söz, hazır LGS’den açılmışken tercihler konusunu benim yazmam pek faydalı ve etkili olmaz. Arayıp soranlara yardımcı oluyorum. Öğrencilerimizin tercihler konusunda, dikkat edilecek hususlarda mutlaka internetten, rehber öğretmenlerden ve MEB kılavuzundan bilgi edinmelerini, anlamalarını ve öğrenmeleri gerektiğini hatırlatmış olayım. Öğrencilerimize tavsiyem, her ne kadar okul, öğretmenler, çevre, imkanlar...vs eğitiminiz konusunda etkili ise de, asıl mesele sizde düğümlenmektedir. Eğitimin öneminin ve kendisi için mutlak gerekliliğinin bilincinde olan öğrencilerin imkansızlıklar içerisinde büyük başarılar gerçekleştirdiklerinin örnekleri çoktur. İstekli, kararlı, azimli olmak, okumak ve planlı çalışmak başarılı olmanızı sağlayacaktır.

LGS ile ilgili aklıma gelmişken şu konuya da bir açıklık getireyim. Tam puan alan 565 öğrencinin bulunması, bu kadar çok 1.nin olması başarı olarak değerlendirilmemelidir. Herhangi bir şey, ne kadar çoksa kalite o kadar düşük demektir. Az sayıda Anadolu Lisesi’nin olduğu yıllarda seçmenin ve kalitenin çok iyi olduğu ve şimdi bütün liselerin aynı olmasıyla bu okulların öneminin ve kalitesinin düştüğü malumunuzdur.

Benim asıl söylemek istediğim, eğitimde çok acil çözüm bekleyen sorunlarımızın olmasıdır. Hemen el atılması gereken bu sorunlarımızın halledilmesiyle eğitimimiz nefes alacak ve "kaliteli eğitim" adına dünya kalite standartlarının yakalanması mümkün olacaktır.

Eğitim konusunda dünya ile yarışmak, gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşmak için israf edilecek zamanımız yoktur. Sözle oyalanıp "günü kurtarmak" yerine, "köklü" ve "kalıcı" icraatla geleceğe yatırım yapmaya ihtiyacımız vardır.

Eğitimimizin, çok acil çözüm bekleyen temel sorunlarını hatırlatmak amacıyla sıralamak ve bunları sizlerle paylaşmak istiyorum.

*Eğitim sistemindeki belirsizliklerin ve uygulama eksikliklerinin giderilmesi: Yönetime gelen her siyasi partiye ve Milli Eğitim bakanlarına göre değişen bir eğitim sistemi olmamalıdır. "Ne?" ve "Nasıl?" olduğu bilinmelidir. Kalite, başarı ve verimlilik esasına dayalı, oturmuş bir eğitim sistemi, siyasilerin el atamayacağı bir şekilde düzenlenmeli ve ulaşamayacakları bir yerde olmalıdır.

*Altyapı eksikliklerinin ve fiziki yetersizliklerin çözümlenmesi: Modern eğitim tesisleri, eğitim kompleksleri, "sevimli-sıcak yuva" anlayışıyla yeniden yapılanma düşünülmelidir. İstatistiki veriler doğrultusunda planlamalar yapılarak okul ve eğitim araçları ihtiyacı karşılanmalıdır.

*Müfredatın güncelleştirilmesi, ihtiyaca cevap verecek şekilde düzenlenmesi: Müfredat, öncelikle okulu ve okumayı sevdirmelidir. Bilginin hamalı değil, yapanı, yaşayanı olması amaçlanmalıdır.

*Yönlendirme ve yerleştirme esaslarının belirlenmesi: Öğrencinin, "bana göre eğitim" diyebileceği "bilgisine" ve "ilgisine" (kapasitesine ve becerisine) göre düzenlenecek yönlendirmeli bir eğitim uygulanmalıdır. İlgi alanlarına göre, hayata ve mesleğe hazırlayacak şekilde düzenlenmelidir.

*İkili eğitim-öğretim (sabahçı-öğleci) durumuna son verilmesi: Medeni ve modern eğitim anlayışıyla eğitim süreci (süresi, zamanı) ihtiyaca göre düzenlenmeli ve değerlendirilmelidir.

*Ders saatlerinin düzenlenmesi: Günde en fazla 6 saat olmalıdır. Eğitimin önemine istinaden, en az 200 iş günü olması ve cumartesi günleri öğleye kadar da sosyal etkinlik ağırlıklı eğitim yapılması düşünülmelidir.

*Yönetici ve öğretmen yetiştirilmesi: Öğretmen yetiştiren MÜSTAKİL yüksek eğitim-öğretim kurumları olmalıdır. Yüksek puanla öğretmen olmak ve öncelikle tercih edilir hale getirmek gerekmektedir. 5 yıllık müstakil bir eğitim fakültesinin son senesi, yöneticilik dersleri ve uygulama esasları ile ilgili olması, bilimsellik ve kalite açısından anlamlı olacağı ve ihtiyaca cevap vereceği düşünülmelidir.

*Ağırlıklı ve seçmeli dersler meselesi: Mutlaka, bütün sınıflarda "Hayat Bilgisi" dersi bulunmalıdır. Türkçe-edebiyat-dil-okuma-yazma ve yabancı dil dersleri ağırlıklı dersler olmalıdır. İlgi, bilgi ve beceriye göre alan oluşturma ve sevdiği, başaracağı dersleri seçme imkânı verilmelidir.

*Okul çeşitleri düzenlemesi: a) Okul öncesi ve İlkokul (2+5=7 yıl), b) Ortaokul (3 yıl), c) Liseler (4 yıl) olmak üzere (1- Bilim ve Teknoloji Liseleri, 2- Spor ve Sanat Liseleri, 3- Anadolu-Fen Liseleri, 4- Genel Liseler, 5- Meslek Liseleri) şeklinde düzenlenmelidir.

*Eğitimde kalite amacının, verimlilik ve başarı esaslarının gerçekleştirilmesi: Her öğrencinin kavuşmak ve yaşamak istediği hayalleri, başarılı olacağı ilgi alanları vardır. Bütün mesele, öğrenciye bu imkânı, fırsatı, ortamı sağlayacak yapılanmayı mümkün hale getirmektir. Öğrenciler, çok çeşitli seçeneklerle yönlendirilmelidir. Bu bağlamda, "kime göre, nerede, nasıl?" sorularının, "bana göre, benim için, her yerde, her zaman, ideal, çağdaş, bilimsel eğitim olması" şeklinde cevap bulacağı bir eğitim sisteminin uygulanmasıyla mümkün olacaktır. Öğrenciye çeşitli öğretim metotlarıyla "öğrenmeyi öğretmiş olmak" gerekir.

Bakanlığımıza proje örneklerimle teklif ve tavsiyelerde bulunmuştum, bu projelerimi sizlerle de paylaşacağım.

SÖZÜN ÖZÜ: "En iyi yatırım, en hayırlı ve en faydalı miras eğitimdir. Büyük insanların idealleri, sıradan insanların küçük hesapları vardır" diyerek, İstiklalimiz ve istikbalimiz olan evlatlarımızın, modern bir anlayışla, en iyi imkânlarla, ideal bir ortamda ve kaliteli bir eğitim sistemi içerisinde yetiştirilmesi hepimizin ortak temennisidir. Bu, bir millet ve memleket meselesidir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.