150

Allah’ın Kendi ruhuyla ruhladığı insan, ruhlanınca yaratılmışlığa bakıp neden, “Ya Rabbi Senden başka ilah yok” dedi? “Senden başka” demek ikinci bir ilah olması demek. Allah Kendisinden başka ilah olmayışına, “Bana eş koşmayın, bana ortaklar koşmayın, bende ikilik çıkartmayın” diyor. Enam suresi 22. Ayeti kerimede,

Onların hepsini mahşerde bir araya toplayacağımız gün, kesinlikle belirtelim ki, Allah'ın, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında kendisine ortak koşanlara, “Nerede, boş yere davasını güttüğünüz ortak saydığınız varlıklar?" diyeceğiz.

diyor mesela bir ayetinde. Başka bir ayetinde “Bana ortak koştuklarınızla bile ortak koşmuş olamazsınız” diyor. Kendisinin bir eşi benzeri, ortağı olmadığını beyan ediyor. “Senden başka” ibaresi ikinci bir ilahı tanımlamak içindir. Neden ikinci bir ilah yok? İlah, Allah’ın varlık tecellisinde aldığı isimdir. Yaratılmışlık âleminde Allah’ın isim diye zikrettiği o mümkün ve mevcutluk zahir oldu. Varlık! İşte ilah dediğimiz odur. Allah’ın varlığının zahirlikteki ismidir ilah. İsimlendi, genel bir isim aldı, bütünsel bir isim aldı, ilah dedi o zahirliğin bütünlüğüne. Bir varlığın Allah’ın karşısında ikincil bir ilah olabilmesi için kendi ilmi, iradesi ve kudretiyle kendisini var etmesi lazım. Zatına denk ikinci bir varlık olması lazım. Kendiliğinden, kendi kendisini yaratılmışlığa getirmiş olması lazım. Böyle bir şey mümkün değildir.

Allah tekliğiyle ebedi bir varlık olarak var olurken tekliğiyle de var edendir. Allah’tan gayrı ikinci bir Allah olmadığı için hiçbir şey kendi ilmi, iradesi ve kudretiyle kendini var edemediği, yaratan Allah olduğu için Allah’tan başka ilah yoktur. Cümle varlıklar, bildiğimiz bilmediğimiz, gördüğümüz görmediğimiz zahirlikler, en küçüğünden en büyüğüne kadar her ne varsa varlıktır, Allah’ın yarattığı tecellilerdir ve tecellisiyle zahir olup Kendisiyle var kılan Allah’tır. Mevcut olan Allah’tır. “Senden başka ilah yok” derken, Senden başka görünen yok, Senden başka işitilen yok, Senden başka söz söyleyen yok, Senden başka sevilen yok demiş oluyoruz. İnsan olarak ne yapıyorsan, muhatabın Allah’tır çünkü Allah’tan başka ilah yok. Şu varlık âlemi olan şehadet âleminde insan Allah’ın ruhuyla ruhlanarak, Allah’ın isim dediği yaratılmışlıkta “La ilahe illallah” demeye başlamasıyla var oldu mu? İşte varlık! İnsanla tevhit et, varlık neymiş. Yokluk ne o zaman? Allah’ın varlığıyla var olduğumuzun, halifeliğimizin, insanlığımızın, kulluğumuzun, tamlık haliyle bulunma sonucu gerçekleşen tevhidî bilinç üzerine, tabiliğimizin yaşanmasına yokluk diyoruz. Allah’ın halifesiyiz, Allah’ın kuluyuz, varız ama bu varlık yokluk dediğimiz Zat-ı Hakk’ın karşısında O’na denklik iddiasında olmama hali ile mümkün. Gayrılık anlamıyla müstakil değiliz lakin tâbilik anlamında müstakil varlığız ki işte bu tevhidî bilinç ile “Ben” demek şirk değil asıl tevhittir! Varlık ve yokluk insanda aynı anda vardır. Merkeze insanı koyunca böyle görünür. İnsan halifelikte olacak, Allah’ın insan diye zikrettiğinde olacak, Allah’ın kulum dediğinde olacak, la ilahe illallah’da olacak, Allah’ı zikredişinde, seviyor oluşunda, muhabbet ediyor oluşunda olacak çünkü olmaklık muhataplıktır. Aynı zamanda da hiç birisinde olmayacak. Nasıl? Nispet etmeyecek, sahiplenmeyecek, benlik çıkartıp merkeze kendi benliğini koymayacak, bireyselleştirip şahsileştirmeyecek, Allah’ın emir ve yasaklarına harfiyen uyacak, çalmayacak, haksız kazanç elde etmeyecek, görev ve makamını kötüye, kendi çıkarına kullanmayacak, adil olacak. Hem kendiliği hem de tüm yaratılmışlıkta bütünselleşecek, Zat-ı Hakk’a tecellisinde muhatap olacak. Âdem’in yasak meyveyi yemesi neydi ki cennetten yani “La ilahe illallah” neşesinden ve muhabbetinden kendisini çıkartmış oldu. Cenab-ı Allah, Bakara suresi 35. Ayeti kerimede,

Dedik ki, "Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yiyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz."

buyurmaktadır. “Burası cennet, gez dolaş, ye iç, zevki sefa yap, ebedi senin, ebedi ama şu yasak olana dokunma” diyor. Şimdi tevhidî ilimle işitelim bunu, bakalım Allah ne diyor.

“Burası şehadet âlemi ye iç gez, bütün bu nimetlerden istifade et, hepsinde Beni sev, hepsinde Beni zikret, hepsinde Beni muhabbet et, hepsinde Bana muhatap ol, Benden başka ilah olmadığı şehadetinin neşesi ve zevkiyle bulun” diyor “Ama şu yasak olana dokunma yani benlik çıkartma” diyor. İnsan benlik çıkarttığı an ikilik çıkarmış olur ve tevhitten düşer. İşte, hepsinde bulunacağız, dirilikte bulunuyoruz, ilimde, iradede, kudrette bulunuyoruz, görmede, işitmede, kelamda bulunuyoruz, tekvinde bulunuyoruz, şehadet âleminde yaşamın içinde her an fiiliyatın içinde bulunuyoruz, malda mülkte, makamda, görevde, parada, koltukta hepsinde bulunuyoruz ve bulunacağız. Çünkü bunun için yaratıldık, bulunacağız ama adilce, kulcasına, benlikle bulunmayacağız. Esmayı müsemmadan ayırmayacağız, sureti siretten ayırmayacağız, nefsi ruhtan ayırmayacağız, Allah’ta ikilik çıkartmayacağız. Her ikilik çıkartmamız aslında Allah’ta ikilik çıkartmaktır. Bıraktık tecellisinde la ilahe illallah demeyi, ötekileştirerek gayıpta zikretmeye, kendi dünyevî çıkarlarımızı, nefsanî menfaatlerimizi öncelik yapmaya başladık. İşte bunu yaptığımız an tevhitten çıktık, şehadetten çıktık, o şehadetin zevkinden, neşesinden, muhabbetinden çıktık. Yokluk, hepsinde bulunurken benlik çıkartmamaktır.

.....

Yazının devamı için tıklayınız

.....

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
150