Dünya bir imtihan yeridir.

Bu işin istisnası ve ayırımcılığı yoktur.

En fakir insanından, En zengin insanına kadar,

En aşağıdaki kuldan en yukardakine kadar,

Sevgisiz insanlardan Hakkın en sevgili kulları peygamberlere kadar bu imtihandan geçmektedirler.

İnsan imanlı da olsa imansız da olsa bir imtihandan geçecektir.

Kur’anı Kerim de ankebut suresi 2. Ayette ;

"İnsanlar, (sadece) 'İman ettik' diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?.." buyuruyor.

İnsanın hayatı tek düze bir çizgi üzerinde hareket etmez.

Bazen aşağıya sarkar.

Bazen yukarıya çıkar.

Önemli olan yükselme ve düşme anındaki dengeleri iyi korumak.

Düştüğünde üzülmeyecek.

Çıktığında da şımarıklık göstermeyecek.

Hani er meydanı olan Kırkpınar’da cazgır şöyle bağırır ya ;

"Altta kaldım diye yerinme. Üste çıktım diye sevinme"

Bazı insanların şöyle dua ettiklerini şahit oluyoruz ;

“Allah’ım beni eşimle, çocuklarımla, açlıkla imtihan etme”

Ki olmayacak bir duaya amin demeye çalışıyorlar. Zira Kur’an’ın Bakara suresinin 155. Ayetinde ;

“Andolsun ki sizleri biraz korku, biraz açlık, mallardan, canlardan ve meyvelerden eksiltmekle imtihan edeceğiz. Sabredenleri müjdele! “ buyurulurken, artık bu imtihandan kaçamayacağımızı anlamamız lazım.

Bu nedenle de dualarımızı düzeltip "Allah’ım bizi bu imtihandan geçenlerden eyle"  diyerek dua etmek lazım.

Bir bakmışsınız eşiniz durup dururken evde bir maraza çıkarır ve evden çekip gider.

Belki dünürü ile yılbaşı kutlamaya gitmiştir.

Belki eltisinin doğum gününü kutlamaya gitmiştir.

Artık Nasrettin Hoca’nın dediği noktaya gelirsiniz.

Hani komşusu Nasrettin Hoca’ya senin karı çok geziyor demiş.

O da, mümkün değil, öyle çok gezecek olsa arada sırada bizim eve de uğrar, demiş.

Lakin siz yine de sakin olun. Bir imtihandır. "Bu da geçer ya Hu" deyin.

Bir bakmışsınız bir başka imtihan vesilesi kapınızı çalar.

Siz evladınızı evlatlıktan reddedebildiğiniz gibi evladınız da sizi babalıktan çıkarır.

Artık sizi ne arar ne sorar. Siz arayacak olsanız ondan da rahatsız olur.

Evladınız ne bayramda, ne doğum gününüzde, ne yılbaşlarında, ne evlilik yıldönümünüzde size selam vermez.

Bu da bir imtihandır,  "Bu da geçer ya Hu"  deyip sükunete bürünmeniz gerekir.

"Ben kimseye bir şey yapmıyorum. Kimse de bana bir şey yapmıyor" demek yok.

"Kırlangıç gibi bazen belanın altından bazen de üstünden uçuyoruz" demek de yok.

Dünyanın süsüne aldanmak da bir imtihan. Kur’an Kehf suresi 7. Ayette ;

"Şüphesiz ki biz, hangisinin daha güzel amel yapacağını denemek/ortaya çıkarmak için, yeryüzünün üzerindekileri onun için bir süs kıldık" buyuruyor.

Dünyanın şatavatına aldandığınız anda imtihanı da kaybetmiş oluyorsunuz.

Bir Peygamber olan Eyyub A.S’mı gözler önüne alın.

Eyyub Aleyhisselâm geniş servete sahip bulunuyordu.

Evlatları, pek çok malı-mülkü, arazisi, bağ ve bahçeleri, her türlü hayvanlardan sürüleri vardı.

Allah-u Teâlâ önce onu bu bol lütuflarla, zenginlik ve rahatlıkla, sıhhat ve âfiyetle imtihan etti.

O ise bunların hiçbirine aldanmadı, bir an bile gaflete dalmadı, zikrine ve şükrüne bütün ihlâsı ile devam etti.

Daha sonra Allah-u Teâlâ onu büyük bir imtihana tâbi tuttu.

Ona bahşettiği maddi imkânların hepsini geri aldı.

Bütün serveti, malı-mülkü sonuncusuna varıncaya kadar elinden çıktı, çocukları öldü.

Kendisi de şiddetli bir hastalığa yakalandı, vücud-u nebevîlerini ıstırap verici bir hastalık sardı.

Gösterdiği sabır ve tevekkül ile bu imtihandan başarı ile geçti.

Rabbim bizleri de imtihana tabi tutulup geçen kullarından eylesin inşallah..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.