31 Mart seçimleri sonrası ekonomi yine gündeme oturdu. Ekonomimize yön veren kuruluşlar ortak açıklamalarında “Herkes artık ekonomiye odaklanmalı” diyor. Bizi yönetenlere de uyarı üzerine uyarı geliyor.
Ekonomideki kırılganlık sürüyor. Bunun yanında işsizlik konusunda da sıkıntılar sürüyor. Ekonomideki durum ile artan işsizlik Türkiye’nin önündeki en önemli iki sorun olarak değerlendiriliyor.
Hemen vurgulayalım:
Ekonomi alanında alınan tüm önlemlere rağmen pahalılığın ve buna bağlı enflasyonunun önüne geçilemiyor. Üretim alanındaki azalma ithalatı gündeme getirdiği için, üretim konusunda daha sağlıklı önlemlerin alınması gerektiği söyleniyor.
Biz de daha önce bu konularda yazdığımız yazılarda üretimin önemine hep değindik. Üretimin olmadığı yerde sıkıntıların daha da büyüyerek sürebileceği görüşlerimizi yansıttık. Bugün yine aynı şeyleri söylüyoruz: Üretim konusunda ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, konu ile ilgili olarak, “Hükümetimizin geçtiğimiz günlerde ifade ettiği gibi son 6 aydır resesyon (durgunluk) dönemindeyiz. Bu dönemde artık herkes ekonomiye odaklanmalı. Bizler de siyaseti geride bırakıp işimize odaklanmalıyız” açıklamasında bulundu. Söylediklerine bakalım:
"Döviz kurları, faizler, enflasyon yükselişi, ekonomiyi gözle görülür şekilde yavaşlattı. Hem reel sektör hem de hane halkı güven endeksindeki gerileme sonucu tüketim ve yatırım azaldı. Perakende ticaret hacmi 7 aydır azalmaya devam ediyor. Geçen yıl son çeyrekte reel olarak yüzde 2 düştü. Son 2 ayda ise yüzde 6 geriledi. Hükümetimizin geçtiğimiz günlerde ifade ettiği gibi son 6 aydır resesyon (durgunluk) dönemindeyiz. Bu dönemde artık herkes ekonomiye odaklanmalı. Bizler de siyaseti geride bırakıp işimize odaklanmalıyız. 2013 yılından bugüne 7 seçim geçirdik. Bu süreçte bazı yapısal reformlar geride kaldı. Ekonomide, özellikle turizmdeki toparlanmanın, perakende başta olmak üzere diğer sektörlerde de artmasını bekliyorum. Perakende sektörünün geleceğini e-ticaret belirleyecek. Dünyada perakende sektörü yıllık büyümesi yüzde 3-4. Buna karşın küresel e-ticaret yılda yüzde 16 büyüyor. Bizim perakende sektörü ise yüzde 3 büyüme elde ediyor. Dünyanın 17. büyük ekonomisiyiz. Ama e-ticarette bulunduğumuz durum çok aşağıda. Ülke olarak 70 milyon kişiye mobilden ulaşabilir hale geldik. Dönüşüme en hızlı adapte olan perakende sektörü. Sizler girişimci ve cesursunuz. Türkiye'de son 5 yılda e-ticaret hacmi yüzde 30 büyüdü. Kendi büyümeniz ile kıyaslarsanız, odaklanmamız gereken nokta e-ticaret. Türkiye'de e-ticaret hacmi 50 milyar TL. Ülkemizde son 5 yılda e-ticaret hacmi yüzde 30 büyüdü. Her 4 tüketiciden biri internet üzerinden alışveriş yapıyor. Bu oran hızla artmaya devam ediyor. Son 2 ayda perakende ticareti yüzde 6 düşerken, aynı dönemde internet üzerinden satışlar yüzde 23 büyüdü. Yani pazar dijital markete kayıyor.”
Patronlar kulübü olarak Bilinen TÜİSAD’dan da ekonomimiz konusunda uyarı geldi. TÜSİAD tarafından yapılan açıklamada da, “İşsizlikteki artış endişe vericidir. Yüksek enflasyon ve yüksek dış borç ekonomide kırılganlıkların devam ettiğini gösteriyor. Bu çerçevede, ekonomimizdeki sorunların gerçekçi bir anlayışla tespiti ve bunlara yönelik kalıcı çözümler aciliyetini korumaktadır” denildi.
Şimdi de TÜSİAD’ın açıklamasına göz atalım:
"Seçim sürecinin ardından artık reform gündemimize hızla dönme fırsatımız var. Son dönemde bazı olumlu veriler gözlenmekle beraber talep koşulları halen zayıf seyrediyor. İşsizlikteki artış endişe vericidir. Yüksek enflasyon ve yüksek dış borç ekonomide kırılganlıkların devam ettiğini gösteriyor. Bu çerçevede, ekonomimizdeki sorunların gerçekçi bir anlayışla tespiti ve bunlara yönelik kalıcı çözümler aciliyetini korumaktadır. Açıklanan tüm plan ve programların bütünlük içerisinde ayrıntılarıyla ve öncelikleriyle kamuoyuyla paylaşılarak zaman kaybetmeksizin uygulamaya geçirilmesi çok faydalı olacaktır. Eşzamanlı olarak başta hukuk devleti ve özgürlükler olmak üzere, dijital dönüşümden eğitime çok önemli yapısal reform önceliklerimiz bulunuyor. Uluslararası ilişkilerimizde de ekonomik dengelerimizi sarsabilecek tehditlere karşı gereken tedbirlerin alınmasını ve sorunların diplomasi yoluyla aşılmasını temenni ediyoruz. Ayrıca Avrupa Birliği üyelik sürecimiz çerçevesinde mevcut gümrük birliğinin güncellenmesi de ülkemizin küresel rekabet gücü açısından çok etkili olacaktır."
Özetleyelim:
Üretim, üretim, üretim..
.