Jandarma'dan "uyuşturucu" operasyonu: Televizyon spikerleri Ela Rumeysa Cebeci, Meltem Acet ile Hande Sarıoğlu gözaltına alındı
11. Yargı Paketi kabul edildi: Neler değişecek?
Büyükçekmece sonrası Adalar’da skandal! Adliye emanet deposundan 12 silah çalındı
TBMM Adalet Komisyonu 11. Yargı Paketi’nin ilk 15 maddesini kabul etti: Hukuki değişiklikler neler?
Tokyo'da Uluslararası Robot Fuarı düzenlendi
Yunanistan'da çiftçi protestoları yayılıyor: Binlerce traktörle otoyolları kapatttılar
Bulgaristan hükümeti protestoların ardından tartışmalı bütçe planını geri çekti
İran’da gençler toplumu değiştiriyor: 40 yılın en büyük dönüşümü
ALPER ŞİRVAN yazdı: "Neoliberalizm ve Engelliler"
Prof. Dr. ATA ATUN yazdı: "İlahiyat Koleji Konusunu Ne Kadar Biliyoruz?.."
HALİS ÖZDEMİR yazdı: "Baba Bir Gün Değil Her Gün Ölür"
AYTAÇ YILDIZ BOZKURT yazdı: "Kasım’ın Aynası.."
Üç yaşındaki satranç oyuncusu, FIDE puanı alarak rekor kırdı
Abdullah Çatlı filminde avukatı Özgür Alpaslan Sümer de rol aldı
Zamanın kalbi Topkapı Sarayı’nda atıyor
“Bir Şair Geçti Bu Şehirden": Doğumunun 100. Yılında ATİLLA İLHAN
Emlak Vergisinde miktar belirleme yöntemi değişiyor
Ekonomist Dr. Mahfi Eğilmez'den enflasyon yorumu: Bana yazıklar olsun
Adli emanette soygun: 80 kilo altın ve gümüş çalan katip Londra’ya kaçtı!
Sarımsaktan sabun üretildi
Günde bir saat telefonsuz yürümek neleri değiştiriyor?
Uzmanlar uyarıyor: Yapay zekayla, pandemi yaratabilecek 'biyosilahlar' üretilebilir
'3 Aralık Hatırlatma Değil, Hesap Sorma Günü'
TasteAtlas Açıkladı: Türkiye'nin En Kötü Yemeği Belli Oldu!
12 Dev Adam, Dünya Kupası Avrupa Elemeleri "güç sıralamasında" ilk sırada
Derbide kazanan çıkmadı: Fenerbahçe 1-1 Galatasaray
12 Dev Adam Dünya Kupası Elemeleri'nde İsviçre'yi 85-60 yendi
Takım küme düştü, taraftar stadı ateşe verdi!
3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ
24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLU OLSUN!..
Azerbaycan Türkiye Stratejik İşbirliği Konferansı'na Davetlisiniz
Ankara'da Bağımlılıklarla Mücadele Buluştayı'na Doğru..
Bir barış süreci mi desek, çözüm süreci mi desek, ne olduğu da pek anlaşılmayan bir süreç başlatıldı yine. Bu defa marşa basan MHP lideri Devlet Bahçeli oldu. Ve son çıkışlarıyla başta MHP’liler olmak üzere tüm milleti şok etmeyi de sürdürüyor.
Ne yapıldıysa yapıldı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti, İmralı’daki zevat ile resmen muhatap olmaya başladı.. Yıllardır zaten süren Apo- Hükümet görüşme ve işbirliği bir kez daha su yüzüne çıkartılarak, görüşmeler adeta davul-zurnayla alenen başlatıldı.
Dünyadan umudunu yitirmiş bir müebbet mahkumu, namı diğer “bebek katili” yine bu koca devletin muhatabı, hatta zaman zaman akıl hocası yapıldı.. Ve bir yağdanlık grup var, toplumun kanaat önderleri diye şişirilen; yine fırsattan ekmek çıkartıp, neleri pompalamadılar ki piyasaya..
Neticeye bakalım PKK'nın silah bırakacağı ve kendini fesh edeceği de beyan edildi. Nasıl kongreyse, piknik yapar gibi kongre de yaptılar ve bu yönde karar da aldılar.
Bir taraftan da "terör bitti, analar ağlamıyor" demeye de başladılar. (Oysa sınırlar içinde ve sınır ötesinde kahraman Mehmetçik ve Komutanlarımız, zaten inlerini dağıtmışlar, belini kırmışlar, örgütü bitirmişlerdi; Lider kadroları da sınır ötesinde PYD ve diğer Kürt yapılanmalarına marabalık yapar hale gelmişlerdi).. Ben ve benim gibi sade vatandaşlar da bakıp, gözlerimiz yaşararak “vay be..! helal olsun..” deriz sandılar.. Safız, sazanız ya.. Böyle beklediler toplumdan tabii ki.. Yavrusu katledilmiş bir ananın yürek yangınını nerden bilsinler?.. "Şehit Analarının Acısı Biteceeek, bitti!." .. Bas düğmeye her şey aklından geçtiği gibi olsun?.. Var mı böyle bir dünya?..
Bu arada DEM partinin tribüne oynamakla meşhurları da yine basında her gün manşette olmanın keyfini çıkartıyorlar.. Devlet Bahçeli bu yaşında "evleneceğim" dese, bunlar en masumane söyleyişle "dünürcü başı" bile olurlar sanıyorum. Muhabbet, sırt sıvazlama o derece yani.. AKP, MHP ve CHP'li Özgür Özel’in destek vaadlerini de yanlarına alınca, çocuklar gibi bir sevinç, bir sevinç.. Keyifleri gıcır vesselam..
Bu defa gündem birden bire Apo ve DEM parti eliyle "Lozan Anlaşması, Anayasa’nın malum maddelerinin değiştirilmesi ve federatif bir devlet yapısı" na evrildi. Yine ani bir kararla mecliste 100 kişilik bir “Komisyon” kurulması gündeme itildi..
Bu Meclis Komisyonunu duyunca aklıma ilk gelen, CHP’nin meclise girmelerine imkân tanıdığı ve sonra da CHP'den ayrılan 39 milletvekili oldu.. Ah Kılıçdaroğlu Ah! Sen neymişsin meğer.. Yine CHP lideri Özgür Özel'in, bu yeni açılım hakkındaki destek veren beyanatlarını da yanına koyunca, tencere fokurdamaya başladı. Ona da söyleyeyim ki yok birbirlerinden farkları; Ah Özgür Özel Ah! Ufacık tefeciksin ama sen de neymişsin meğer..
...
Amerika ve İsrail’in işbirliği içinde, kuzey bölgesi (yani bizim güney sınırımız) merkezli bir Kürt yönetimiyle birlikte, Suriye’nin "federatif bir yapıda bölünmesi" neredeyse gerçekleşmek üzeredir. İngiltere de sükut ve kabulde gibi davranıyor. (Ya da perde ötesinde kalmayı tercih ediyor).. En son Trump, (eski terörist katil, şimdi gravatlı, sivil lider) eş Şara'yı evladı gibi bağrına bastı.
Suriye'deki bu kuvvetle muhtemel bölünme, hemen domino taşı gibi yansımasa da, aynı yöntemle Türkiye’nin güneydoğu bölgeleri için de uygulanmak üzere, bugünden bir "yiv-set yoklama ve alıştırması" olarak da öne çıkarılmaktadır. Hatta birilerinin elinden gelse gelecek zamana bırakılmasın, hemen (İngiliz Churchill'in tekniğiyle) "masa, harita, cetvel" aşamasına geçelim.. Geçelim de "yok öyle yağma" derler adama..
Şimdi gözler Meclis’te.
100 Kişilik komisyon kimlerden oluşacak, neler yapacak, hangi kanun değişikliklerini Meclise sunacak ve en önemlisi yapılması muhtemel Anayasa oylamalarının (açık / gizli) yöntemi ile AKP, MHP, DEM ve diğerlerinin ittifakı karşısında kimler, hangi tavrı alacaklar?..
Yine Amerika, İngiltere ve İsrail'in gayretçisi oldukları B.O.P'un melanet kulvarının içinde debeleniyoruz.
Devlet Bahçeli'nin başlattığı bu sürecin, ülkeyi hangi geri dönülmez yollara sokacağını belki kendisi de bilmiyor. Ama Trump biliyor, Starmer ve Netanyahu çok iyi biliyorlar, eminim..
...
BASS (Banka ve Sigorta İşçileri Sendikası) Genel Başkanı Turgut Yılmaz’ın, geçmişteki konuşmalarında tekraren söylediği bir cümlesi vardı. Derin anlamlı olduğundan herhalde, hep hatırlarım. Derdi ki;
“İnsanlar birbirlerini ya ANILARIYLA yad ederler, ya da ANALARIYLA.. Bizler gelecekte birbirimizi güzel anılarımızla yad edelim..”
Bekleyeceğiz, göreceğiz.. Tarih de tabii ki tüm bunları kayıta geçirecek ve gelecek nesiller de okuyup öğrenecekler; Bizim neslimizi ya güzel anılarla ve dualarla anacaklar, ya da…
Sağlıcakla kalın..
Elinize ve yüreğinize sağlık. Çok güzel bir yazı.