Canım ülkemin bazı insanları birçok konuda bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olurlar, her konuda akıllarınca fikir yürütürler. Fikri sorulmadan dahi akıl vermeye kalkarlar.

Bilmediğin bir şehirde adres sorarsın, o adresi tarif ederken bilmeseler dahi, illaki biliyormuşçasına tarif etmeye kalkarlar.

- İleride bir baba (döner kavşak) var, oradan hmmm.. sağa mıydı, yok yok sola dön, orada sağ kolda pastaneyi geçince 100 metre git orada bir yerdeydi. Gene orada da sorsan iyi olur.

Temelinde iyi niyet yatıyor olsa da bilgiçlik taslamayı, ahkâm kesmeyi de pek biliriz.

Geçtiğimiz günlerde özel bir hastanede, (coronalı hastalardan izole hastaneymiş!) arkadaşım bir operasyon geçirdi, ben de onu ziyarete gittim.

Hastanenin girişinde kayıt vs. bölümünde hasta yakınları ve ziyaretçiler için koltuklar var orada da oturan birkaç kişi. Ben de diğer arkadaşlarımın gelmesini o koltuklarda oturarak sessizce bekliyorum.

Yan koltuklardaki üç kişinin sohbeti;

- Nevzat abi ne ameliyatı olmuştu?

İkincisi,

- Kalp ameliyatı.

Üçüncüsü,

- Ameliyat oldu abi fakat bana gösterdi en çok 8 - 10 dikişi var.

- Yaaa o kadar mı, boş ver la mühim bir şey değil o zaman.

Ben de duyduklarımı kınayan bir edayla çaktırmadan güldüm doğrusu.

İç sesim şunu söylüyordu; "Ne aptal adamlar, hastaları kalp gibi ciddi bir organından operasyon geçirmiş. Belki de ölümden döndü, sen 'dikiş sayısına göre' ameliyatın ciddiyetine inanıyorsun, pes doğrusu.."

..

Birisi yeni ev alır, ilk sorulan soru fiyatı ve kaçıncı kat oluşudur. Eğer zemin katsa verilen cevap.

- Yaaa.. zemin katsa yaramaz olur..

Belki parası o kadarına yetti, belki de çok düzgün bir semt ve senin evinin olduğu semtten bu paraya iki, üç daire alınır.. Zemin kat dediğin yer, lüks, klas bir semt ve böyle düzgün bir semtte ev sahibi olmak istiyordur adamcağız..

Fakat soruyu soran vermiştir kararı çoktan; “Zemin katsa yaramaz!..”

(Sana ne be arkadaş, zemin olur, çatı kat olur, üçe alır, beşe alır, sana ne.. beraber mi kazandın o parayı)

..

Ahkâm kesmek değil sadece, bir de her konuya maydanoz olmak var ya. Hiçbir millette bulamazsınız böyle bir meziyeti..

..

Birileri evlilik yapmıştır, ilk soru; “damat ne iş yapıyor?..”  

(Yine diyorum, sana ne be arkadaş, memur olsa sana ne, işçi olsa sana ne, doktor ya da mühendis olsa sana ne... Maaşı yetmezse destek mi çıkacaksın, sana ne..)

..

Bekârdır, "ne zaman evleneceksin?.."

Evlenir, "çocuk ne zaman?.."

Çocuk olur, “erkek mi?..”

Çocuk biraz büyür “ikincisi ne zaman?.."

Bi salın arkadaş, bi salın.. İnsanlar dilediği gibi hayatına yön verir, dilediği gibi ekonomik yatırımlarını değerlendirir, hem medeni durumundan sana ne, dünyaya getireceği çocuktan, hele ki cinsiyetinden sana ne..

..

“İnsanların konuşma seviyesinden hem kültürel durumları hem de zekaları anlaşılır. Oysa biz her gün biraz daha cehalete ve çürümüşlüğe doğru yürüyoruz farkında olmadan” diye düşünüyorken, birden aklıma bir atasözümüz geldi, şöyle hatırlıyorum;

“Söz bilirsen söyle, sözünden ibret alsınlar, söz bilmezsen sükût eyle, seni adam sansınlar

Çevremizde bizlerin sağlığını, keyfini, huzurunu gerçekten merak eden insanlar olsun.

Üstüne vazife olmayan her şeye çalçene atılıp da can sıkanlar ve duyduğu her özeli merak edenler değil..

Sağlıkla, saygıyla, sevgiyle kalın..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.