Lozan Antlaşması, Batı Trakya Türkleri ve Türkiye’deki Gayri Müslümlere Hangi Hakları Tanıyor
  Geçtiğimiz günlerde  Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması'nın "zafer olarak yutturulmaya çalışıldığını" söyledi..
 
     Cumuhur Başkanı Erdoğan  bir konu da haklıdır. Çünkü Osmanlı imparatorluğu 22 bin kilometre kare toprakları üzerinde bir çok milletlerden oluşan bir idare sistemiyle 1299’dan 1923’ e kadar bu topraklarda  624 yıl hüküm sürdü...
24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması, bir nevi Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışı ve topraklarının muhtelif milletlerce paylaşılması ve hukiki devlet olmaları demektir...

     Bu durumu hiç bir “Müslüman Türk” kolay kolay kabul edemez...
     Bir anda Avrupa toprakları üzerinde, Romanya, Polonya, Macaristan, Çekoslavakya, Yoguslavya, Bulgaristan ve Yunanistan devlet olma hakkını elde ettiler...Bu gün ise Osmanlı toprakları üzerinde 64 tane devlet kuruldu... Avrupa toprakları üzerinde 28, Asya’da 14, Afrika’da 22 devlet... 
 
     “Lozan’da kaybeden kesim Türkler oldu”... 
     Bu gün Mustafa Kemal Atatürk, Silah Arkadaşları ve “Kuvayı Miliyeciler” sayesinde Osmanlı toprakları üzerinde 783.562 kilometre karelik bir alanda Türkiye Cumhuriyeti kuruldu... 
Birinci Dünya Savaşı sonrası oluşan düzende “Türkiye Cumhuriyeti’nin, hukuki olarak uluslararası alanda kurulmasını Lozan Barış Antlaşması sağlamıştır.”

     Bizim bu konuda bir önerimiz olacaktır..; 
     Osmanlı toprakları üzerinde kurulan 64 tane devletten oluşan ülkeler nezdinde “sosyal, kültürel, yardımlaşma, dayanışma ve ekonomik bir güç birliği” kurulmalıdır...

     Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Beştepe'de Muhtarlara yaptığı açıklamanın sonuçları ortadadır..;  Görüyoruz ki Lozan sonucunda Türkler,  22 milyon kilometre kareden  783.562 kilometre karelik bir dar bölgeye sıkıştırıldılar... 

     Lozan, diğer yönden Batı Trakya Türkleri ve Türkiye’deki Gayri Müslümlere Hangi Hakları Tanıyor, biraz da o yönden bakalım..

     Batı Trakya Türkleri, günümüzde, Yunanistan sınırları içindeki Batı Trakya bölgesinde yaşayan ve  Türkiye - Yunanistan Nüfus Mübadelesi çerçevesinin dışında tutulmuş Türk-Müslüman toplumu için ve bu toplum ile doğrudan bağları mevcut Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının memleketlerini ve / veya kökenlerini ifade etmek için de kullanılan tanımdır.

     “Lozan Antlaşmasında Asıl Amaç Türkiye’deki Gayri Müslimleri korumaktır.” 
      Lozan Antlaşması’nın 1. kısmını oluşturan siyasi hükümlerin 3. kesimi olan “Azınlıkların Korunması” başlıkları 37 – 44. Maddeleri  Türkiye’deki Gayri Müslümleri korur...
 
      Lozan Antlaşmasının 45. maddesi "bu kesimdeki hükümlerle, Türkiye'nin Müslüman olmayan azınlıklarına tanımış olduğu haklar, Yunanistan'ca da, kendi ülkesinde bulunan Müslüman azınlığa tanınmıştır" demektedir.

   Bu önemli antlaşmanın “Kesim III, Azınlıkların Korunması” başlığını taşıyan bölüm de en önemli sorunlarından biri olan azınlıklar konusuna çözüm getirmiş ve Türkiye’nin iç azınlığının ve Yunanistan’da var olan dış azınlıkların statülerini belirlemiştir. Lozan Barış Antlaşması’na göre; Türkiye Cumhuriyeti ülkesinde sadece gayrimüslimleri azınlık olarak kabul etmekte ve onlara birtakım haklar vermektedir. 
 
      Lozan Barış Antlaşması Batı Trakya Türkleri ve Türkiye’deki Gayri Müslümlere Hangi Hakları Tanıyor?
      Lozan Antlaşması’nın 1. kısmını oluşturan siyasi hükümlerin 3. kesimi olan “Azınlıkların Korunması” başlıkları 37 – 44. Maddeleri Türkiye’deki Gayri Müslimlere hengi hakları tanımaktadır... 
Lozan Antlaşmasının  45. maddesi  "bu kesimdeki hükümlerle, Türkiye'nin Müslüman olmayan azınlıklarına tanımış olduğu haklar, Yunanistan'ca da, kendi ülkesinde bulunan Müslüman azınlığa tanınmıştır" demektedir.

Madde - 37 
Türkiye Cumhuriyeti, 38. maddeden 44. maddeye kadar olan maddelerin kapsadığı hükümlerin temel yasalar olarak tanınmasını ve hiçbir yönetmenlik (tüzüğün) ve hiçbir resmî işlemin bu hükümlere aykırı ya da bunlarla çelişir olmamasını ve hiçbir kanuni, hiçbir yönetmenlik (tüzük) ve hiçbir resmî işlemin söz konusu hükümlerden üstün sayılmamasını yükümlenir.

Madde – 38
Türk Hükûmeti, Türkiye’de oturan herkesin, doğum, bir ulusal topluluktan olmak milliyet, (nationalite) dil, soy ya da din ayırımı yapmaksızın, hayatlarını ve özgürlüklerini korumayı tam ve eksiksiz olarak sağlamayı yükümlenir.

Türkiye’de oturan herkes, bir inancın, dinin ya da mezhebin, kamu düzeni ve ahlak kurallarıyla çatışmayan gereklerini, ister açıkta isterse özel olarak, serbestçe yerine getirme hakkına sahip olacaktır. 
Müslüman olmayan  azınlıklar, bütün Türk uyruklarına uygulanan ve Türk  Hükûmetince, ulusal savunma amacıyla ya da kamu düzenini korunması için, ülkenin tümü ya da bir parçası üzerinde alınabilecek tedbirler saklı kalmak şartıyla, dolaşım ve göç etme özgürlüklerinden tam olarak yararlanacaklardır. 

Madde - 39
Gayri Müslüm azınlıklara mensup Türk uyrukları, Gayri Müslüm olmayanların yararlandıkları aynı yurttaşlık (medeni) haklarıyla siyasal haklardan yararlanacaklardır. 
Türkiye’de oturan herkes, din ayırımı gözetilmeksizin, kanun önünde eşit olacaktır. Din, inanç, ya da mezhep ayrılığı hiçbir Türk uyruğunun, yurttaşlık haklarıyla (medeni haklarla) siyasal haklarından yararlanmasına, özellikle kamu hizmet ve görevlerine kabul edilince, yükseltilme, onurlanma ya da çeşitli mesleklerde ve iş kollarında çalışma bakımından bir engel sayılmayacaktır.

Herhangi bir Türk  uyruğunun, gerek özel gerekse ticaret ilişkilerinde, din, basın ya da her çeşit yayın konularıyla açık toplantılarında, dilediği bir dili kullanmasına karşı hiçbir kısıtlama konulmayacaktır.
Devletin resmî dili bulunmasına rağmen, Türkçeden  başka bir dil konuşan Türk uyruklarına, mahkemelerde kendi dillerini sözlü olarak kullanabilmeleri bakımından uygun düşen kolaylıklar sağlanacaktır.

Madde - 40   
Gayri Müslüm azınlıklara mensup Türk uyrukluları, hem hukuk bakımından hem de uygulamada, öteki Türk uyruklarıyla aynı işlemlerden ve aynı güvencelerden (garantilerden) yararlanacaklardır. Özellikle, giderlerini kendileri ödemek üzere, her türlü hayır kurumlarıyla, dinsel ve sosyal kurumlar, her türlü okullar ve buna benzer öğretim ve eğitim kurumları kurmak, yönetmek ve denetlemek ve buralarda kendi dillerini serbestçe kullanmak ve dinî ayinlerini serbestçe yapmak konularında eşit hakka sahip olacaklardır. 

Madde - 41  
Genel (kamusal) eğitim konularında, Türk Hükûmeti, Müslüman olmayan uyrukların önemli bir oranda oturmakta oldukları il ve ilçelerde, bu Türk uyruklarının önemli bir oranda il ve ilçelerde, söz konusu azınlıklar, Devlet bütçesi, belediye bütçesi ya da öteki bütçelerce eğitim, din ya da hayır işlerine genel gelirden sağlanabilecek paralardan yararlanmaya ve pay ayrılmasına hak gözetirliğe uygun ölçülerde katılacaklardır. Bu paralar, ilgili kurumların yetkili temsilcilerine teslim edilecektir.

Madde - 42
Türk Hükûmeti,  Gayri Müslü azınlıkların aile durumlarıyla (statüleriyle, aile hukukuyla) kişisel durumları (statüleri, kişi hâlleri) konusunda, bu sorunların, söz konusu azınlıkların gelenek ve görenekleri uyarınca çözümlenmesine elverecek bütün tedbirleri almayı kabul eder. 

Bu tedbirler, Türk Hükûmetiyle ilgili azınlıklardan her birinin eşit sayıda temsilcilerinden kurulu özel komisyonlarca düzenlenecektir. Anlaşmazlık çıkarsa, Türk Hükûmetiyle Milletler Cemiyeti Meclisi, atayacaklardır. 
Türk Hükûmeti, söz konusu azınlıklara ait camilere, mescitlere, mezarlıklara ve öteki din kurumlarına tam bir koruma sağlamayı yükümlenir. Bu azınlıkların Türkiye’deki vakıflarına, din ve hayır işleri kurumlarına her türlü kolaylıklar ve izinler sağlanacak ve Türk Hükûmeti, yeniden din ve hayır kurumları kurulması için, bu nitelikteki öteki özel kurumlara sağlanmış gerekli kolaylıklardan hiçbirini esirgemeyecektir.

Madde - 43
Gayri Müslüm mensup Türk  uyruklara, inançlarına ya da dinsel ayinlerine aykırı herhangi bir davranışta bulunmaya zorlanamayacakları gibi, hafta tatili günlerinde mahkemelerde bulunmamaları ya da kanunun öngördüğü herhangi bir işlemi yerine getirmemeleri yüzünden haklarını yitirmeyeceklerdir.

Bununla birlikte bu hüküm, söz konusu Türk uyruklarını, kamu düzeninin korunması için, öteki Türk uyruklarına yükletilen yükümler dışında tutar anlamına gelmeyecektir. 

Madde - 44
Türk  Hükümeti, bu kesimin bundan öteki maddelerindeki hükümlerin, Türkiyenin Müslüman olmayan (Gayrimüslümleri)  azınlıklarıyla ilgili olduğu ölçüde, uluslararası nitelikte yükümler meydana getirmemelerini ve Milletler Cemiyetinin güvencesi (garantisi) altına konulmalarını kabul eder. Bu hükümler, Milletler Cemiyeti Meclisinin çoğunluğunca uygun bulunmadıkça, değiştirilmeyecektir. İngiliz İmparatorluğu, Fransa, İtalya ve Japon hükûmetleri, Millet Cemiyeti Meclisinin çoğunluğunca razı olunacak herhangi bir değişikliği reddetmemeyi işbu antlaşma uyarınca kabul ederler.

Türkiye, Milletler Cemiyeti Meclis üyelerinden her birini, bu yükümlerden herhangi birine aykırı herhangi bir davranışı ya da böyle bir davranışta bulunma tehlikesini Meclise sunmağa yetkili olacağını ve Meclisin, durumuna göre, uygun ve etkili sayacağı yolda davranabileceğini ve gerekli göreceği önergeleri (talimatı) verebileceğini kabul eder.

Madde: 45
“Lozan Antlaşmasının 45. maddesi bu kesimdeki hükümlerle, Türkiye'nin Müslüman olmayan azınlıklarına tanımış olduğu haklar, Yunanistan'ca da, kendi ülkesinde bulunan Müslüman azınlığa tanınmıştır" demektedir.

Türkiye, bundan başka, bu maddelere ilişkin olarak, hukuk bakımından ya da uygulamada Türkiye Hükûmeti ile imzacı öteki devletlerden herhangi biri ya da Milletler Cemiyeti Meclisine üye herhangi bir başka devlet arasında görüş ayrılığı çıkarsa; bu anlaşmazlığın, Milletler Cemiyeti Misakı`nın 14. maddesi uyarınca uluslararası nitelikte sayılmasını kabul eder. Daimi Adalet Divanına götürülmesini kabul eder. Divanın kararı kesin ve Milletler Cemiyeti Misakı’nın 13. maddesi uyarınca verilmiş bir karar gücünde ve değerinde olacaktır.  
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.