Corona virüs nedeniyle bir nevi küresel ve kitlesel tutsaklık yaşadığımız şu dönemlerde aynı zamanda milletçe psikolojik travmalara maruz bırakılarak farkında olarak yada olmayarak ruhsal çöküşler yaşıyoruz.

Bunda ekonomik buhranlar lokomotif olup başı çekerken, hastalık dolayısı ile ölümler ve kayıplardan doğan kaygı ve endişelerle birlikte, toplumun ahlâkî olarak dejenere olan tarafları görsel ve işitsel medyada süreğen halde izleyiciye servis edilip pompalanarak algı mekanizmasını olumsuz örneklerle doldurup; eş, aile bireylerine, komşu ve akraba ilişkilerine kaygı ve şüphe ile yaklaşmaya haklı olarak sebebiyet verip, üzerine tuzu biberi oluyor.

Buna mukabil kişi kendini ve değer verdiği aile bireylerini koruma iç güdüsü ile harekete geçiyor. Bekar olan evlenmekten korkuyor. Evli olan karısını, çocuğunu sokağa, komşuya göndermekten çekiniyor. Çünkü her yeri, her şeyi potansiyel tehlike olarak görüyor. Eskiden bu toplum böyle değildi değer yargıları vardı, yazılı kural ve yasalardan evvel insan kötü bir eyleme kalkışacağı zaman toplumun kendini dışlayacağından el aleme rezil olmaktan korkar çekinirdi.

Bu çarpık ilişki ve eylemler kitle iletişim araçları olan internet sosyal medya ve bazı televizyon kanallarının yaptığı programlar sayesinde normalmiş gibi gösterilerek izleyici kesimin kanıksaması için olağanüstü bir çaba sarf ediliyor. Akabinde Türk’ün töre ve ananeleri yerle yeksan. Ahlaki çöküş ile paralel hareket ederek katlanarak artıp çoğalan suç ve suç makinaları. Mağduru koruyacak, suçluyu caydıracak yasaların inatla iyileştirilmemesi ve yahut çıkarılmaması. Sokaklarda kuduz hayvan gibi dolaşıp kadına, çocuğa, hayvana şiddet taciz ve tecavüz için fırsat kollayan hastalıklı ruhlar bu boşluklardan faydalanarak, adalet sisteminin sağlıksız işleyişinden cesaret bularak, birçok masumun günahına girmekte, onulmaz yaralar ve travmalar açmaktalar. Bunun sadece olumsuz fiiliyatları yaşayanları ve ailelerini etkilediğini, bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığı ile düşünürseniz çok büyük gaflete ve telafisi mümkün olmayan hatalara düşersiniz.

Bir toplumu oluşturan bireyler değil aileler ile birlikte büyüyen cemiyetlerdir.

Toplumsal normlar zaman içinde tabii ki de değişebilir ve fakat toplumu olumsuz bir şekilde etkileyip temelini çürütüp dejenere edecek, davranış ve eylemlere dönüşürse müdahil olunmayıp, dur denilmediği takdirde hızlı bir çöküşe neden olacaktır. Buna engel olmak içinse sadece aile içi değil toplumun genelinde büyük ölçüde güven ve sadakatin sağlanması gerekiyor. Bunun için de eğitimcilerin, sosyolog ve bilim insanlarının önderliğinde seçilmişlere büyük sorumluluk ve görevler düşüyor. E tabii ki muhalefeti ve iktidarda olanı cümlesi birbirini yemekten fırsat bulup bir an olsun etraflarındaki dalkavuklara kulaklarını tıkayıp (ki unutmasınlar dalkavuklar adamı boş kaşıkla beslerler) tepelerden bir aşağılara doğru göz gezdirip, maddi manevi sıkıntı içinde boğuşan, cedelleşen halkın sesini duyup ses verirlerse..

Evlere kapandığımız bu günlerde hiç olmazsa tv kanallarının yayınlarını iyileştirerek, eskiden olduğu gibi ruhumuza iyi gelecek, bize kendimizi iyi hissettirecek pozitif enerji verecek kültür sanat, kaliteli müzik, sinema ve tiyatro, söyleşi vs yapın da az bir nefes alalım.

Klişeleşmiş, bayatlamış, bir halta yaramayan, çözüm içermeyen, kimsenin derdine derman olmayan siyasi konuşmalarınızdan gına geldi..

Diploma nerde, paralar nerde, atlar nerde?

Ellin köründe! dağa kaçtı, inek içti, yandı bitti kül oldu!

Darlandık daa..

Ramazan-ı Şerif ruhunuza şifa evlerinize bereket olsun efendim..

Baki Selâmlar..

YAZININ DİBİ:

Bunu da söylemeden geçemiyecem, ben demiyorum. Akit yazarı Abdurrahman Dilipak: "Makam sahibi yaptıklarımız çalıyor, yalan söylüyor ve zina ediyorlar"

"AKP'yi, umreye gidiyoruz diyerek uçak kiralayıp Rusya'ya seks ve kumar için gidenler yaktı" Diyor. Kabe’nin yolu Moskova’dan mı geçiyormuş? Pudra şekerini çeken sadece Ayvatoğlu değilmiş demek ki!

Bir tane AKP'li de hakaret davası açmıyor “Bunlar iftira kardeşim" demiyor... Oysa muhalefetle ilgili bir konu olsa kedi gibi kaç yüzyıllık arşivi karıştırıp dururlar. 28 milyar doları da, doları düşürmek için kullanmışlar.

Dolar kaç liraydı? 5,94

Kaç liraya düştü? 8,65

Şimdi kaç lira? 8,10

Müthiş düşmüş….......

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Adsiz 3 yıl önce

Nisa / 36. …Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez.

Avatar
Perihan Zaralı 3 yıl önce

Millet olarak bilinçli bir şekilde dejenere ediliyoruz. Para kazanma hırsı her türlü ahlaki değerin önüne geçirilmiş durumda. Sosyal medya ve tv kanalları bu çöküşe zemin hazırlıyor. Her gün tv. kanallarında kim kime kaçmış, kim kimi aldatmış film izler gibi izliyoruz. Onlar reyting yaparken bizler her türlü ahlaksızlığı normalleştiriyoruz. Vah halimize. "Dostum yüreğinden öpüyorum seni."