Suriye’deki iç savaş, onuncu yılına girmesine rağmen ülkede savaşı sonlandıracak bir siyasi çözüm bugüne kadar henüz sağlanabilmiş değil, gidiş daha da kötüye doğru yöneliyor.

Ülkede aralarında IŞİD, El Nusra gibi radikal terör örgütlerinin devreye girmesiyle yoğunlaşan iç savaşa, ABD, Türkiye, Rusya, İran, İsrail’in de aralarında bulunduğu pek çok ülke işin içine girmiş oldu.

2015 yılında alınan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararına göre ülkede ateşkes sağlanıp kurulacak anayasa komisyonuyla birlikte iç savaş siyasi uzlaşmayla sonlandırılacaktı. Ancak onuncu yılına giren savaş yoğunluklu olarak başta İdlib olmak üzere ülkenin çeşitli bölgelerinde sürüyor.

Çözüm yine askıya alındı.

Birleşmiş Milletler, onuncu yılına giren Suriye’deki savaşı sonlandırma çabalarını sürdüreceklerini açıkladı.

BM’ye bağlı çeşitli dairelerden yapılan açıklamalarda onuncu yılına giren Suriye'deki savaştan etkilenen sivillere desteğin sürdürüleceği ve taahhütlerin yerine getirileceği vurgulandı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres Suriye’de savaşın onuncu yılına girmesiyle ilgili Twitter hesabından paylaştığı mesajında, Suriye’de yaşanan krize askeri değil siyasi bir çözüm bulunması gerektiğinin altını çizdi. Ancak, bu da sadece sözde kaldı, beklenen adımlar atılmadı.

Guterres “Suriye'deki çatışmalar onuncu yılına giriyor. Süren çatışmalar, yıkım ve sefaletten başka hiçbir şey getirmedi. Siviller en büyük bedeli ödüyor. Askeri yöntem bir çözüm değil. Şimdi diplomasiye bir şans verme zamanı geldi” dedi.

Ancak, sadece sözler var, çözüm yönünde adım yok.

BM’ye bağlı dairelere göre, Suriye genelinde yarısı çocuk 11 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç. Onuncu yılına giren savaşta Suriye'de altı milyondan fazla insan yaşadıkları yerleri terk etti. Yaklaşık beş milyon Suriyeli, çoğunluğu Türkiye olmak üzere komşu ülkelerde mülteci olarak yaşıyor.

BM İnsani Yardım Koordinatörü Mark Lowcock, Suriye’deki sivillerin durumundan oldukça ümitsiz olduğunu belirterek, ”Ülkenin kuzeybatısında kadınlar ve çocuklar açık alanlarda bombardıman altında uyumak zorunda kalıyorlar. Ülkenin başka yerlerinde ise ekonomik kriz karşısında insanların geleceğe yönelik umutları giderek azalıyor” dedi.

BM’ye bağlı dairelere göre savaşın onuncu yılına girildiğinde, Suriye’nin İdlib bölgesinde süren şiddetli çatışmalar yüzünden arada kalan siviller için endişeler giderek daha da artıyor.

Geçtiğimiz yılın Aralık ayında İdlib’deki terörist gruplara yönelik hükümet güçlerinin saldırıları sonrası yaklaşık bir milyon kişinin Türkiye sınırına yakın olan güvenli alanlara yerleştikleri belirtiliyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Suriye’nin kuzeybatısında savaş öncesi sayıları 550 olan sağlık tesisinin onuncu yıla girerken sadece yarısının ayakta kalıp hizmet verebildiğini, diğer yarısının da hizmet veremeyecek düzeyde tahrip olduğunu açıkladı.

Dünya Sağlık Örgütü, 2016-2019 yılları arasında Suriye’nin kuzeybatı bölgesinde sağlık tesislerine 494 saldırı düzenlendiği, bu saldırılarda 470 sağlık çalışanın yaşamını yitirdiğini kaydetti.

Özetleyelim:

Süper güçlerin Suriye üzerine çöreklenmesi ve ülkenin 3 parçaya bölünmesi çalışmalarının hız kesmeden sürdüğü görülüyor.

Amerika ve İsrail bölgede başrol oyuncusu ve Suriye’nin 3’e bölünmesini istiyor.

4 milyon Suriyeli sığınmacı üzerimizde kaldı. AB kapılarını tamamen kapattı. Türkiye’nin sığınmacıların Avrupa’ya gitmesi için kapılarını açmış olması bile çözüm getirmedi.

İdlib’de yığınla terörist grup var. Olan siviller oluyor.

BM ve benzeri kuruluşlar sadece laf üretiyor, kalıcı çözüme yönelik hiçbir adım atılmıyor.

Suriye’de normalleşme beklemek öyle görünüyor ki hayalden başka bir şey değil. Suriye’nin geleceği de bu nedenlerden dolayı karanlık görünüyor.

.

necdetbuluz@gmal.com

www.facebook.com/necdet.buluz

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.