Tarihinin en büyük depremlerinden birini yaşayan İzmir yaralarını sarıyor. İzmirliler insanlık dersi verme yarışında da bu depremde ortaya çıktı. Dayanışmanın, birlik ve bütünlük içinde her şeyin çözüme kavuşacağı gerçeğini ortaya koydu.

Her ne kadar İzmir için “gâvur İzmir” gibi ağır eleştiriler yapılıyorsa da, İzmirliler “İşte İzmir budur” diyerek gerçek kimliklerini ortaya koymayı başardılar.

Nasıl mı?

Deprem çok büyük hasarlara neden oldu. Binlerce kişi açıkta kaldı. AFAD, Kızılay, İzmir Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere, yakın illerden kurtarma ve barınma ekipleri seferber oldu. Çadırlar kuruldu, aç ve açıkta kalanlara destek ve yardım elleri uzandı.

Bu kadar mı? Hayır.

İzmirliler de bu çalışmalara destek verdi. Depremden zarar görmeyenler ortaya çıkarak varlarını yoklarını ortaya koymaya çalıştı. Destek ve yardım eli uzatmada adetabir yarış başlatıldı.

Otel sahipleri boş odalarını açıkta kalanlara ücretsiz açtı.

Taksiler, yardım amaçlı ücretsiz yolcu taşıdı.

İzmir yakınlarında yazlıkları olanlar evlerini açıkta kalanlar için hazır hale getirdi. Birçok aile evlerindeki battaniye, kışlık giyeceklerini, yatak ve yorganlarını çadırlarda kalanlara dağıtım yarışına girdi.

Depremde zarar görmeyenler evlerinde pişirdikleri sıcak yemeklerini çadırda kalan ailerle paylaşmaya başladı.

Özel hastaneler ve doktorlar ücretsiz bakım ve ameliyatlarla bu yardım kervanında yerlerini aldı.

Bazı lokantalar, çay evleri ücretsiz aş ve çay dağıtımında yarış etti. Koli koli su dağıtımı yapıldı.

Özel araç sahipleri ihtiyaç duyanları taşıma işini paylaştı.

Park yeri sahipleri ücretsiz park alanlarını açtı.

Marketler, bakkallar, manavlar sattıkları ürünlerde zam değil, aksine indirime giderek bu dayanışmaya ortak oldu.

Bazı aileler sosyal medya üzerinden duyuru yaparak “Evimizde şu kadar depremzedeye oda ve yatak var. İhtiyaç sahiplerini barındırmaya hazırız” mesjı verdi.

Dahası da var ama yerimiz sınırlı olduğu için bunları yazamıyoruz. İzmir tam bir demokrasi, dayanışma ve insanlık dersi vererek sesini ve var oluşunun dünyaya bir kez daha duyurmayı başardı.

Yabancı basın ajansları, gazeteler ve dergilerde bu dayanışma ve insanlık dersi ile ilgili çok yazılar yayınlandı, yayınlanmaya da devam ediyor.

Bugüne kadar çok az görebildiğimiz bir dayanışma ve paylaşımı İzmirliler ortaya koymayı başardı.

Bir de şu gerçek var:

Özellikle sel baskın yangın, deprem, savaş ortamlarında bazı vurguncular ortaya çıkar. Çadır, battaniye, gıda ve diğer ihtiyaç maddelerini çok pahalı biçimde satmaya çalışır. Bunları çok yaşadık, çok gördük.

İzmirliler, bunların üzerine de kalın bir çizgi çekmeyi başardı. Nerden bakacak olursak olalım, bunu kelimelerle anlatmak gerçekten çok zor.

Deprem acıları, sıkıntıları getirdi. Bu acı ve sıkıntıları İzmirliler en aza indirme yarışında öne çıkarak “İşte İzmir budur” dedirtmeyi başardı.

Ne kadar yazarsak yazalım, ne kadar acıları dindirmeye çalışırsak çalışalım, İzmir’in yarasını sarmamız mümkün değil. İzmir halkı, kendi yarasını kendi sarararak acılarını dindirmeye çalışıyor.

Geçmiş olsun İzmir.

Böylesine zor, ama aşılması güç bir ortamda da demokrasi ve dayanışmada var olma savaşı ile tarihe not düştünüz..

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.