Suriye’de özellikle kritik noktada bulunan İdlib’deki gelişmeler her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Küresel birçok terörist grubun bulunduğu İdlib konusuna Amerika’nın da son günlerde duyarsız kalmadığını görüyoruz.

Özeti şu:

Her ne kadar Amerika, Suriye’den askerini çekip, bölge ile ilgisini kestiğini söylüyorsa da bunun doğru olmadığını yapılan açıklamalardan ve bölgeki hareketliliklerden öğreniyoruz.

Kaldı ki, Amerika bölgede desteklediği PYD/ PKK’lılara önümüzdeki günlerde de silah desteğine devam kararı aldı.

Amerika’nın bölgedeki en önemli hedefinin ne olduğu ortaya çıktı:

Suriye üzerinden Türkiye ile Rusya’yı kapıştırmak. Bunun dışında Türkiye’nin Esad’ı yenmemesi ve Esad’ın iş başında kalmaya devam etmesi.

Nedenlerini de sıralayalım:

Rusya’nın Suriye’deki varlığı İran’ın yayılmacı politikalarının da önünü açıyor. Bu durum, İsrail’in önünü kesiyor. Üstelik Rusya’nın bölgede ve Akdeniz’deki gücünü de artırıyor. Fırat’ın doğusundaki PYD/ PKK’lıların Rusya ile olan ilişkilerinin güçlenmesinin de yolunu açıyor. Suriye petrollerinin geleceği konusunda da endişeler var.

İngiltere merkezli Ortadoğu'da yaşana gelişmeleri analiz eden bir yayın kuruluşunda yer alan “ABD’nin Türkiye planı” konulu makalede ortaya çıkan gerçekler Amerika’nın ve NATO’nun ikiyüzlülüğünü de ortaya koyuyor.

Makaleye göre, Amerika'nın hareketsiz kalmasının tek nedeni S-400 değil. ABD, güçlü bir müttefik olan Türkiye'nin bölgedeki Rusya'ya karşı mücadele etmesini istiyor. Ancak Ankara'nın Suriye rejimini yenmesini istemiyor, sadece bölgede istikrarsızlık istiyor.

Daha önce yazdığımız yazılarda bu konulara ve Amerika’nın ikiyüzlülüğüne değinmiştik.

Şimdi ortaya çıkan son raporun detaylarına bakılacak olursa bu ikiyüzlülüğü daha açık biçimde görebiliyoruz.

İngiltere'de faaliyet gösteren ünlü basın izleme kuruluşu Middle East Monitor'de yer alan bir makalede, Türkiye'nin katil Esed’e ağır darbe indirdiği Suriye'deki operasyonlar değerlendirildi.

Türkiye ve Rusya Suriye'nin doğu ve batısını birbirine bağlayan stratejik M4 otoyolu boyunca ilk ortak askeri devriyelerini başlattı. Devriyeler, geçtiğimiz hafta sonunda iki ülkenin Esed rejiminin alçak saldırı sonrası 33 askerimizi şehit etmesine misilleme amaçlı başlatılan Türk operasyonunu ( Bahar Kalkanı) sona erdiren ateşkes anlaşmasının bir parçası olarak başlatıldı.

Türkiye Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, 'Moskova'daki anlaşma çerçevesinde, M4 karayolu üzerinde 1 ortak Türk-Rus kara devriyesi, hava ve kara unsurlarının katkısı ile tamamlandı.' ifadelerine yer verildi.

Rus kaynaklar ise, Moskova'nın ortak devriyelere katılmak için askeri polis ve zırhlı araçlar gönderdiğini bildirdi.

Middle East Monitor'de Motasem A Dalloul imzasıyla yer alan makalede, Türkiye'nin rejimin saldırıları sonrası başlattığı operasyonun, Türkiye'nin yanında olduğunu iddia eden ABD ve NATO'nun ikiyüzlülüğünü ortaya çıkardığı belirtildi.

Makalede, Ankara'nın son üç hafta boyunca Suriye'deki operasyonlarının, müttefik olan NATO ve ABD tarafından sözde desteklendiği, ancak Patriot hava savunma sistemininin destek için konuşlandırılmadığına işaret edildi.

Analistler ABD'nin Rusya'nın S-400 hava savunma sistemini kabul ederek bir hata yaptığını Türkiye'ye göstermeye çalıştığını söylüyor.

Dalloul'a göre, Amerika'nın hareketsiz kalmasının tek nedeni S-400 değil. ABD, güçlü bir müttefik olan Türkiye'nin bölgedeki Rusya'ya karşı mücadele etmesini istiyor. Ancak Ankara'nın Suriye rejimini yenmesini istemiyor, sadece bölgede istikrarsızlık istiyor.

Washington ayrıca, Ankara'nın ABD'nin Ortadoğu'daki stratejik ortaklarından (İsrail, Suudi Arabistan gibi) daha güçlü olmasını da istemiyor.

Bölgede ne kadar karışıklık olursa Amerika’nın ve müttefiklerinin işine gelecek. Durum açık, bu nedenle gerek bölgede gerekse Suriye’de işlerin yoluna girmesi öyle sanıldığı kadar kolay olamayacaktır.

.

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.