Makaleme TÜRK kelimesi üzerindeki düşüncelerimi arz ederek başlamak istiyorum.            “TÜRK" :  Türkistan’da dört bin yıl önce tarih sahnesine çıkan, üç kıta üzerinde, Avrasya, Amerika ve Afrika’nın her çağında ve her köşesinde mühim roller oynamak ve muhtelif devletler kurmak suretiyle, binlerce yıllık bir tarih ve medeniyetin yaratıcısı olan; hepimizin mensup olduğu bir milletin adıdır.

     Türkler, ekonomik ve demografik şartlar veya ağır dış baskılar karşısında millî kimliklerini ve istiklallerini korumak, insanlar arasında eşitliğe ve adalete dayalı bir yönetim kurmak amacıyla, özellikle Pekin’den Viyana’ya kadar uzanan geniş bir coğrafya üzerinde muhtelif devirlerde irili ufaklı birçok devletler kurmuşlardır.

     Türklerin kurduğu devletlerin farklı adlar taşıması, bazen devlet kurucusu şahısların mensup olduğu boy adıyla anılması tarihte görülmüştür. İktidar kimin elindeyse devlet o şahsın veya o boy'un adıyla anılır. İktidar el değiştirince devletin adı da değişir. Ancak, töre, dil, din ve silahlı kuvvetler hep aynı olmuştur.

     Tarih sayfalarından edindiğimiz bilgilere göre Türkiye Cumhuriyeti, Türk tarih sahnesinde yer alan 121.  devlettir.  Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldız, tarihteki 16 büyük Türk imparatorluğunu, ortadaki güneş ise Türkiye Cumhuriyeti’ni simgeler. Bu gün bunun aksini iddia edenler de vardır. Ama onlara Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Türk Silahlı (Kara) Kuvvetlerinin kuruluşunun bu yıl 2225. yıl dönümünü kutlayacak olmasını kaynak olarak gösterebiliriz.

     Türkiye Cumhuriyeti, Sovyet Rusya’sı dağılıncaya kadar tek Türk Cumhuriyeti idi.
     21. yüz yılın eşiğinde K.K.T.C.,  Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Özbekistan Kırgızistan ve Türkmenistan Cumhuriyetleri kurulmuştur. Yeni dünya düzeni ile beraber gözlediğimiz gelişmeler, tarihi oluşum, Türk kelimesini de yeniden hakiki muhtevasına kavuşturmaktadır. Gerçekten bugün, Türk denilince sadece Türkiye Türkleri değil, aynı kökten gelen, aynı kök dili veya bu dilin muhtelif lehçelerini ve ağızlarını konuşan, mevcut yedi bağımsız Türk Cumhuriyetinde ve birçok ülkede farklı statüler altında yaşayan 600 milyonluk bir millet, “Türk Milleti” olarak anlaşılmaktadır.

     Batı Trakya Türkleri,  24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşmasıyla mübadele dışı tutularak Yunanistan sınırları içinde bırakılmış önemli bir Türk Topluluğudur. Batı Trakya Türklerine azınlık statüsü tanıyan bu anlaşmanın 37 – 45.  maddeleri birçok haklar tanınmıştır. Bu hakların bir kısmı sıra gelmiş uygulanmış, bir kısmı da rafa kaldırılmıştır. Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerginliklerin faturası hep Batı Trakya Türklerine çıkarılmıştır. Buna rağmen, Batı Trakya Türkleri her zaman (Garantör ülkeleri olan Anavatan) Türkiye’nin yanında yer almışlardır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nin (Anavatanlarının) sayesinde kendilerini güvencede hissetmektedirler.

     Batı Trakya Türkleri,  yaşadıkları ülkede Yunan yasalarına göre hareket etmektedirler. Ayrıca, Türkiye Cumhuriyeti niteliklerine ve Atatürk ilkelerine de devamlı bir şekilde bağlı kalmışlardır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Batı Trakya Türklerinin garantör ülkesidir.   Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olan ATATÜRK Batı Trakyalıların hemşehrisidir. Batı Trakya Türkleri Atatürk’ün de kendileri gibi Rumeli TÜRK’ü olduğunu, bugün Yunanistan sınırları içerisinde kalan Selanik’te doğmuş olmasını bir övünç kaynağı olarak kabul etmektedirler. ATATÜRK doğma büyüme BALKANLI’dır – MAKEDONYALI’dır.

     Bir Konyalı’ya, bir Bursalı’ya, veya bir İzmirli’ye göre, daha çok bizim hemşehrimizdir. En az onlar kadar sahip çıkmak, bizim de hakkımızdır. Batı Trakya Türkleri ATATÜRK’ÜN hemşehrisi olmaktan gurur duymaktadırlar.

     Sonuç olarak inanıyoruz ki; 
     Dünya Türklüğünün göz bebeği Aziz Türkiye Cumhuriyetinin 2016 yılında geldiği göğüs kabartan manzarası, Batı Trakya Türklerinin güven duygusunu daha da artırmaktadır.

     
Eğitim, kültür, sanayi, ekonomi, siyasi ve askeri alanlarda daha da ileriye giderek 21. yüzyılın hatırı sayılır birkaç dünya ülkesinden biri olması dileğimizi burada tekrar ediyoruz. Kendilerini, iki binli yıllara damgasını vuracak “TÜRK DÜNYASININ” ayrılmaz parçası olarak gören Batı Trakya Türkleri, haklı davasında kardeşlik ve dayanışma duyguları içinde her zaman ve her yerde, hangi şartlarda olursa olsun Türkiye Cumhuriyetiyle el ele oalacak, yok olmayacak ve varlığını sürdürecektir.. 
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.