150

Ülkemizde gündemi oluşturan şeyler o kadar hızlı değişiyor ki bu hız, olayları inceleme, karar verme süreçlerini de doğrudan etkiliyor. Gündemde o kadar çok konu var ki hepsine birden odaklanmak ve çözüm üretme konusunda hiçbirisinde başarılı olmamızı da sağlayamıyor. Birden fazla görevi aynı anda halletmek size harika gibi görünebilir. Ancak, araştırmalar beynimizin bu konuda sandığımız kadar iyi olmadığını, hatta çoklu görevlerin anlama, dikkat ve genel performansınızı azaltarak üretkenliği engelleyebileceğini söylüyor. Beynimiz aynı anda yalnızca tek bir göreve odaklanmayı ister.

Örneğin, ülkemizde şimdiye kadar, parti iktidarı anlamında istikrar sağlayan AKP 23 yıldır iktidarını sürdürüyor. Terörün bittiği bir noktada, enflasyonun tek haneli olduğu, ihracatımızın ithalatı geçtiği, barışın ve toplumsal güvenliğinin olduğu, laikliğin ve kuvvetler ayrılığının hüküm sürdüğü zamanları düşündüğümüzde eski durumlardan ne kadar daha iyi durumdayız? 

Ülkenin değişmeyen arka ve ana gündemi ekonomi olsa da merkezi yönetim, ustalıkla insanlara başka gündemler yaratarak bunu sorgulamalarına, itiraz etmelerine izin vermiyor.  Yeni bir gündem yaratılarak bir anda gündemden çıkarabiliyor. Bu konuda iktidarın istikrarını dikkate alırsak çok başarılı olduğunu söylemek doğru olur.

Peki, gündemlerimiz ve sorunlarımız nedir? 

Ekonomi ve hayat pahalılığından doğan diğer sorunlarımız;

• Okul çağındaki çocuklar ve üniversite öğrencilerinin beslenme eksiklikleri, 

• İnsan için hak, hukuk ihlalleri,

• Emeklilerin, asgari ücretle çalışanların, insanca yaşam standartlarının yok edilmesi,

• Ülkenin ve toplumun güvenlik sorunları,

• Toplumda kültür ve ahlak bozulmaları,

• Üretim araçlarının özelleştirilmesi, 

• Yeraltı ve yerüstü doğal zenginliklerimizin kamu tarafından işletilmemesi,

• Vergi adaletsizliği,

• Devletin vatandaşını gelir kaynağı olarak görmesi,

• Sokak hayvanlarımızın sağlıklı ve güvenli bir şekilde yaşatılamaması,

• Ormanlarımız ve yeşil alanlarımızın orman vasıflarının kaybedilmesine göz yumulması,

• Kadın, çocuk, doğa ve gençlerin korunmasında yasaların uygulanmaması,

• Anayasamızda Türkiye Cumhuriyetini tanımlayan devletin laik sosyal bir hukuk devleti maddesine uymayan, eşitlik anlayışıyla bağdaşmayan hukuksuz yaptırımlar,

•   İslam dininin araçsal duruma getirilmesi.

•   Toplumun inanç ve mezhepsel olarak ayrıştırılması. 

•   Madde bağımlılığı

Bu sorunların hepsinin temelinde ekonominin iyi işletilmemesi durumu var. Hepsinin de düzgün ve istikrarlı bir şekilde düzeltilmesi mümkün. Ya kaybettiklerimizi geri getirebilir miyiz?

MESEM’deki (meslek edindirme merkezi ) ortaokul veya lise çağındaki çocukların (aylık 6.631,20 TL) aldıkları maaşlarıyla hiçbir güvencesi olmadan çalıştırılmaları, okul eğitiminden uzaklaştırılmaları bu çocuklar için ne kadar adildir? Ağır çalışma koşullarından dolayı bu yıl sadece Kasım ayı sonunda ölen çocuk işçi sayısı 85'i buldu.  Bunları geri getirebilir miyiz? MESEM, Türk çocuklarından, Dünya’nın en kalabalık nüfuslu Çin gibi ucuz işçi yaratmaya çalışıyor. Türkiye’de doğurganlık çok azaldı. Genç nüfusumuz artık çok değil. 

Bu çocukları eğitimden koparıp ucuz işçi yaparsak bu ülke nasıl gelişecek?

MESEM’leri bu anlayışla yönetirseniz Teknik Meslek Liselerinin de önünü kapatmış olursunuz. Hâlbuki Meslek Liseleri ara eleman yetiştirmede eğitimli ve nitelikli insan yetiştirmektedir. Bu yüzden, iki taraftan da gençleri kaybetmiş oluyoruz. Okul çağındaki çocukları okuldan koparmak bu ülkeye vurulmuş en büyük darbedir. Ülkenin geleceği gençler ve çocuklardır. 

Soma’daki kömür ocaklarında kaybedilen canlar, Türk Hava Kuvvetleri’ne (THK) ait C130 tipi askeri kargo uçağının Gürcistan sınırında düşmesi sonucu şehit olan 20 askerimiz.. Onları geri getirebilir miyiz? Eğer 50-60 yıllık uçağa binmeselerdi onları kaybeder miydik? Kaç ailenin ocağı söndü! Hızlı trende, Bolu’daki otel yangınında, Ensar Vakfı’nda çıkan yangında ölen çocukları geri getirebilir miyiz? 

Eğitim sistemine her gün yeni niteliksiz insan yetiştirme projeleri konulmaya devam ederse, çocuklarımızı okuldan uzaklaştırıp sermayenin ucuz işçi sınıfı oluşturulmasına izin verilirse, ekonomiyi düzeltsek de ahlak ve kültürel yozlaşmaya bu koşullarda engel olamayız.  Önlem alınmazsa maalesef “köle bir toplum” olma yolunda yok olur gideriz.. 

Şimdi bütün bu sorunları biliyor ama bir şey yapamıyoruz diyen muhalefet, bir sürü soruna değil, sadece ya ekonomiye ya da eğitim sorunlarına odaklanmalıdır. Zira aynı anda iki şey yapmaya 21. yüzyıl jargonunda "çoklu görev" deniyor. MIT'de* nörobilim alanında çalışan Profesör Earl Miller söylüyor;

 “İnsanlar aynı anda birden çok şeyi yapmaya çalıştıklarında aslında bunu yapamazlar.

05.12.2025

__________________________________________

* Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT), Amerika Birleşik Devletleri'nin Cambridge kentindeki en iyi özel üniversitelerden biridir. QS Dünya Üniversite Sıralaması 2026'da 1. sırada yer almaktadır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
150