150

Sosyolojinin kurucusu kabul edilen Auguste Comte, 'insanın düşünsel evrimde 3 aşama geçirerek tek tanrıcılığa ulaştığını' söyler. Ona göre:

1. Basamakta insan, çevresindeki eşyayı canlı, akıllı varlıklar olarak düşünmüştü. Putçuluk (fetişizm dönemi),
2. Basamakta insan, çevresindeki olayların görünmez varlıklarca yöneltildiğine inandı. Çoktanrıcılık (politeizm),
3. Basamakta insan, bu görünmez varlıkların tek ve büyük bir iradenin yönetimi altında bulunduğu inancına vardı; tektanrıcılık (monoteizm).

Edindiğim bilgilere göre dinlerin ortaya çıkması 40-50 bin yıl öncesine dayanıyor. Aslında din sosyal hayatta yaşamları düzenlerken, insanın ruhsal yönlerini besleyen, insanın kendi kendinin otokontrolünü sağlayan önemli vicdani bir sözleşmedir. Bu yüzden dinler çağın gerektirdiği koşullara göre şekillenmiş evrimleşmiştir.

İskoç etnolog John Ferguson Mc Lennan (1827–1881) ise; dinlerin ilk safhasının totemizm olduğunu iddia etmiştir. Ona göre ilkel insan hayvanlara, bitkilere ve tabii nesnelere canlılık ve kişilik atfettikten sonra her kabile saygı objesi olarak bunlardan birisini seçmiştir. Son din olarak indirilen İslam dini tüm dinlerin İnkişaf (gelişim) yüksek olan bir din olduğu için son din olmuştur denir. Devlet politik ve jeopolitik bir varlık, ulus ise kültürel veya etnik bir varlıktır. Ulus devlet kavramı ise bu ikisini belli bir coğrafyada örtüştürür. (Wikipedi)

Ulus ve ümmet kavramları, devletin sosyal yapısında ancak din faktörü girdiğinde birbiriyle çatışır hale getirir.

Eğer o devlet sosyal hukuk devleti ise, millet ve ulusu asli unsur ve bireyler olarak kabul eder. Ümmet kavramı sadece din birliğinden oluşur. Birey değil, dini ortaklığı esas alır.

Bu ülkenin %99’u Müslümandır denir ama doğru mudur? Artık doğru değildir.

Bu ülkenin birçok etnik kökenden gelen farklı kültür ve gelenekleri olan insanları vardır doğru mudur?

Bu ülkede Edirne’den Ardahan’a kadar farklı inancı olan insanlar vardır doğru mudur?

Bu ülkenin Kurtuluş Savaşı’nda kadını da erkeği de, 15’likleri de Çerkez’i de, Laz’ı da, Kürdü de savaşmıştır doğru mudur?

Bu sorulara evet dediğinizi duyar gibiyim.

Peki, Ortadoğu coğrafyasında din birliği içinde olan ümmetler de niçin huzur yoktur!

İran –Irak, Arap ülkeleri kısaca İslam Ülkeleri neden huzur bulmaz.

Neden insanlık yararına bir buluş, bir yenilikleri yoktur!

Neden dünya barışı için, çabalamazlar!

Neden TIMES Dergisine insanlık yararına yaptıkları bir şey için kapak olmazlar. Din birliğinin yapıştırıcı gücü onları neden tek vücut yapmaz!

Örneğin, onların gençleri bağımsızlık ve özgürlük adına emperyalizme geçit vermemek için neden canlarını feda etmezler!

Ya da doğayı çevreyi korumak gibi yüce duyguları neden gelişmez!

Onların neden bir kurtuluş savaşları yoktur!

Sadece savaşı din egemenliği için yapanlar, neden özgürleşemezler!

Çünkü onlar ümmetçidir.

Çünkü onlar ulus bilincine kavuşamamışlardır. Ümmetçilikte biat kültürü vardır. Sorgulama yoktur. Dini kendi toplumlarını baskı altında tutabilmek için baskı aracı olarak kullanırlar. Cüzdanları vicdanlarının üstündedir.

Şimdi, ülkemizin eğitim birliğinden gelen bütünleyici ulusal yapısı, eğitim birliğinin bozulmasıyla tehdit altındadır.

Diyanet’in MEB’e personel vermesi, Tevhid-i Tedrisat’a karşı bir davranıştır.

Milli eğitim sistemimizin temelini oluşturan Tevhid-i Tedrisat Yasasını, Atatürk ilke ve devrimlerini, anayasanın değişmez hükümlerini milli eğitim sisteminden dışlamaya çalışan bu girişim, çok tehlikeli ve ülkenin bekası için çok önemli bir açık kapıdır.

Din birliğinin son noktası “Ortadoğululuk”tur.

Biz 100 yıl önce medeni bir ülke olarak özümüzü koruyarak, yüzümüzü batıya döndük. Bu uğurda şanlı bir geçmişimiz ve tarihimiz var. 21. YY’da aklımın almadığı şey, demokrasi yolunda bunca yol almışken, birçok devrimler yapılarak Avrupa’da ki pek çok ülkeden daha önce kadın hakları verilmişken, insan nasıl geriye dönmek ister!

Bu sadece cüzdanla açıklanabilecek bir iş de değil; Beyin deformasyonu..

07.05.2022

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Cem Tanrısever 3 hafta önce

Teknolojik gelişmelerin başdöndürücü bir hızla ilerlemesi, buluşlar, evreni tanımamızdaki gelişmeler, dine yeni bir bakış açısı getirmemizi gerektirmektedir. İktidar ve dava için dini haksız ve yanlış biçimde kullanarak devleti yönetmenin doğru olmadığının ortada olduğu ülkemizde, dinimizin temelini olusturan ahlak ilkesinin ön planda olduğu bir anlayış acilen gerekmektedir.
Halihazırdaki din, Allah ile uyutan dindir. Olması gereken Allah ile uyandıran dindir.

150