ALİ KAYBAL yazdı: "Ahilik Ahlakı Nerede?.."

Eğer ülkede bu gün bir kaos yaşanıyorsa,

Huzur ve düzen kaybolmuşsa bunun sebeplerini biraz da terk ettiklerimizde aramamız gerekir.

Ahilik…

Ahilik neydi ki!

Ahilik, konuyla ilgili makaleler yazan Galip Demir'e göre, "Türklerin Rönesansı"dır.

Eğitimci bir müdür olan Veysi Erken'in bir sivil örgütlenme modeli olarak ahilik kitabında belirttiğine göre;

5 çekirdek ilke ile, "Toplumsal Sorumluluk, Hizmette Mükemmellik, Dürüstlük ve Doğruluk, Ortak Yaşama" ile örnek bir 'yatay örgütlenme' toplum hareketidir.

Eskiler hep bir beldenin düzenini “Esnaf ve Eşraf“ sağlar derlerdi.

Bu kişiler de Ahilik sistemin içinde yetişen kişilerdi.

Uzun yıllar Türk toplumunu mesleki ve sosyal anlamda şekillendirme misyonunu yüklenen ahilik ne yazık ki bu gün terk edilmiş durumdadır.

Bizim terk ettiklerimizi alan Avrupalılar dünyaya hükmeder hale gelmişlerdir.

Bu gün sistemlerine, ürünlerine, makinalarına hayranlıkla baktığımız Almanya’nın ve birçok Avrupa ülkesinin mesleki eğitim sisteminin temelini Ahilik teşkilatının sistemi oluşturmuştur.

Ahiliğin temel felsefesi;

Üretilen mal ve hizmette müşteri odaklı düşünceyi ifade eden,

“Müşteri velinimettir” anlayışı idi.

Ama şimdi müşteri velinimet olmaktan çıkarılmış adeta “yolunacak kaz” gibi görünmeye başlandı.

Ahilikte üretilen kaliteli mal ve hizmeti ucuza satmak esastı.

Bizim gençlik yıllarımızda bir bakkala girip kibrit alacak olsak bakkal bize;

“Şu kibrit 10 kuruş şu kibrit 25 kuruş” derdi.

Hâlbuki ikisi de aynı kibritti. Nedenini sorduğumuzda da;

Bunun geliş fiyatı 6 kuruş, bunun geliş fiyatı da 15 kuruş derdi.

Artık böyle bir esnafı görebiliyor musunuz etrafınızda?..

Şimdilerde gelen malın girdi maliyetine bakılmada etiketler değiştirilerek güncelleniyor.

Geliş maliyetine göre değerlendiren esnaf kaldı mı?

Kalitesiz bir malı fiyatından daha yüksek bir bedelle satan esnafın “pabucu dama atılırdı”, Esnaf kalitesiz malı satamazdı. Şimdiki mamullere bakıyorsunuz aldığınız mal bir sene garantili denmesine rağmen bir ayda hiç olup gidiyor.

Esnafın kaybolmuş bir ticari ahlakından bahsediyoruz.

Burgazi fütüvvetnamesi’nde Ahi ahlâkını meydana getiren kuralların ilk ikisi şöyle sıralanmaktadır.

1-Ahiler birkaç iş veya sanatla değil, yeteneklerine en uygun olan tek bir iş veya sanatla uğraşmalıdır.

Bunun değişik versiyonunu bir fırıncının mahallesine hizmet vereceği yerde daha fazla ekmek üretimi yaparak başka mahallere de uzandığını görüyoruz.

Açtığı büfe türü yere tam pişmemiş ekmekleri göndererek daha ucuz bir fiyatla daha fazla satışla daha çok üretim yapma yolunu tercih ederken, maalesef ekmeğin kalitesini düşürerek hamur ekmek çıkarmaktadırlar.

2-Ahi doğru olmalı, emeğiyle hak ettiğinden fazlasını kazanma yoluna sapmamalıdır.

Bu gün önümüzde en belirgin örnek olarak yine fırınları gösterebiliriz.

Fırına girdiğinizde hiçbir yerde ekmeğin gramajını ve fiyatını gösteren bir levhaya rastlamıyoruz.

Ama piyasada vitrin camlarına kocaman yazılarla simit fiyatları yazıyor.

Hem de simit, fırınlarında satılan simitten daha ucuza.

Bu ne ahlaka sığar ne de ticari temayüle uyar.

Maden simit fiyatı aşağı fiyatta kurtarıyorsa ekmek fiyatı da kurtarır.

O zaman daha ucuza vermesi gerekirken bunu yapmıyor.

Maksat amiyane tabirle simitçinin müşterisini çalmak.

Kaybettiğimiz değerleri tekrar elde etmeden müreffeh devletler seviyesine asla ulaşamayız.

Her insan,

Şehrin esnafı,

İleri gelen eşrafı,

Bunu mıh gibi aklının bir köşesine çakacak bir defa..

.....

Yazarın tüm yazıları için tıklayınız

.....

Anahtar Kelimeler:
Ali Kaybal
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.