150

                                           
Öğretmenleri ders anlatırken,çocuklardan zerre kadar ses çıkmıyor; pür dikkat dinliyorlar. Öğretmen; ’’konuşmayın kendi aranızda;dersi dinleyin’’ demek zorunda kalmıyor ve keyifle ders anlatıyor. 25 kişilik bir sınıf; çocuklar 10 yaşında, kıpır kıpır oldukları bir dönem ama hiç de öyle olmuyor; nerede susacaklarını nerede konuşacaklarını ve en önemlisi de ‘’parmak kaldırarak konuşmayı’’ biliyorlar. Kimse kimsenin sözünü bıçakla keser gibi kesmiyor.

Alman meslektaşımız Uwe Götschel’e öğrencilerin disiplinine hayran kaldığımızı söylüyor ve nasıl bu denli disiplinli olabildiklerini soruyoruz. Aldığımız yanıt, tahminimizle örtüşüyor; Alman Eğitim Sistemi’nde disiplin cezalarının son derece caydırıcı olduğunu, öğrencilerin dersin işleyişini bozmaları durumunda başlarına geleceği çok iyi bildiklerini, bu yüzden de böyle davranışlar sergilemeye cesaret edemediklerini öğreniyoruz.

Sevgili okurlar;
Şu an belki de öğrencilerin öğretmenlerinden korktukları ve bunun sonucu olarak tedirginlik yaşadıklarını düşünüyor olabilirsiniz.. Doğrusunu isterseniz Almanya’ya gitmeden önce bizler de benzer şeyleri düşünmekteydik. Ancak orada bulunduktan ve derslerini izledikten sonra, düşüncemiz değişmişti. Almanlar, çocuklarına Almanca, Matematik, falan fişmekandan önce düzgün davranmayı, kurallara uymayı ve özgüvenli olmayı öğretiyorlardı. Aslında Alman öğretmenler zaten ailesinden iyi bir davranış eğitimi almış olarak okula gelen öğrencileri, disiplinle işliyorlardı ve akademik başarı da bunun doğal bir uzantısı olarak geliyordu...

Ne yazık ki Alman öğrencilerle Türk öğrenciler arasındaki en bariz fark; özgüven farklılığı..
Onlar düşündüğünü rahatlıkla söyleyebiliyor; okuyor, araştırıyor ve sorguluyorlar.
Bizimkiler ise; çoğu aileden özgüven almadan gelen öğrenciler, parmak kaldırmaya, düşündüğünü birkaç cümleyle ifade etmeye bile cesaret edemiyorlar. Okumuyorlar, araştırmıyorlar ve sorgulamıyorlar.. Sadece kitaplarında kendilerine "altın tepsi içinde sunulan bilgiler’’i ezberleyerek, üniversite öğrenimleri dahil, kapasitelerinin ancak çok azını kullanabiliyorlar…

Disiplin eğitimin ayrılmaz bir parçasıdır.
Disiplinin uygulanmadığı bir eğitim sisteminin başarısından söz edebilmek; hiç kuşku yok ki suya yazı yazmakla eşdeğer olacaktır.. Ve ne yazık ki son dönemde ilkokul, ortaokul ve liselerde displin yönetmeliklerinin içleri büyük ölçüde boşaltılmış.. Bunun kaçınılmaz sonucu olarak da öğrenciler ‘pabucun pahalı olduğu’ düşüncesinin bir anlamı kalmadığının ayırdına varmakta
ve ne yaparlarsa yapsınlar ’tuzlarının kuru olacağını’ çok iyi bilmektedirler.

Derslerde saçma sapan davranan öğrenciler, okulların rehberlik servislerine - öğrenciler artık bu birimleri ‘’nasihat odaları’’ olarak görüyorlar - gönderiliyorlar. Çok büyük bir çoğunlukla ‘’uslu durmaları’’ söylenerek sınıflarına gönderiliyorlar ve tabiiki de bildiklerini okumaya, öğretmenlerinin çanlarına ot tıkamaya devam ediyorlar…

Bir yanda Almanların çoğu alanda olduğu gibi eğitimdeki profesyonel bakış açıları…
Diğer yanda da bizdeki gelişigüzel eğitim anlayışı…
Aradaki fark hiç de şaşırtıcı değil..
Ve üzücü malesef..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
150