Eski köye yeni adet getirmeyin.

Başı Rahmet, ortası Mağfiret, sonu günahlardan ve cehennem azabından kurtuluşun müjdecisi olan, bereket ve rahmet ayı Ramazan-ı Şerife girerken, ayrı baş çekti diyerek bu insanların yardım duygularını törpülemeyin.

“İyilik etmek ve fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın" (Maide suresi 2. Ayet)

Emri ilahisini kendisine düstur edinen bu insanlar düçar olmuş kimselerin yardımına koşmayı da kendilerine gaye edinmiştir.

Bu gün “Sen yapma ben yapacağım" dediğiniz bu güzel duygular,

Yarın “Ben yapmam, sen yap” şekline dönüşürse inanın bu millet ve bu devlet çok zarar görür.

Kanı kanla yumazlar, kanı suyla yurlar.

Eskiler “Sen ekmek atana taş at" demişler.

Bir başka deyişlerinde İyiliğe iyilik her kişinin karı, kötülüğe iyilik er kişinin karı" demişlerdir.

Tarihimizde “Sadaka Taşı” örneklerini görmez misiniz?

Fazlası olan getirir bu taşın içine koyar.

İhtiyacı olan da ihtiyacı kadar gelir bu taşın içinden alır.

Hiç kimse bu taşa sadaka konulmasını, zekat konulmasını engellememiş.

Tarihimiz bu türlü vahim olaylarla dolu.

Osmanlı Sadrazamı Merzifonlu Kara Mustafa Paşa 11 Ağustos 1678'de Ukrayna'daki Çiğrin Kalesi'nin Ruslardan alınması sırasında Kırım Hanı Murat Giray ile birlikte hareket etti.

Murat Giray 1683 yılında II. Viyana Kuşatması sırasında sadrazamla büyük bir görüş ayrılığına düştü.

Kuşatma sırasında Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Murat Giray'ı küçümsedi ve görüşlerini dikkate almadı.

Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Murat Giray'dan Viyana'ya yardıma gelmesi beklenen Leh kralı III. Jan Sobieski'yi durdurmasını bekliyordu. Oysa Murat Giray Tuna nehrini geçmekte olan Leh ordularına müdahale etmedi.

Gerçekliği tartışmalı olan bazı iddialara göre Murat Giray Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın hakaretlerine gücenmiş ve ona bir ders vermek amacıyla Viyana Kuşatması'nda Osmanlı ordusuna yardım etmemişti.

Kuşatmanın başarısızlıkla sonuçlanması üzerine Merzifonlu Kara Mustafa Paşa Murat Giray'ı görevden aldı. Kısa bir süre sonra Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın kendisi de görevden alınarak idam edildi.

Siz insanları ayrıştırırsanız, Eğer siz böyle yaparsanız, kendinizin de geçmişte yaptıklarını inkar etmiş olursunuz. Yapılanları görmek için kadar geriye gitmeye gerek yok. İşte ibretlik bir olay!

17 Ağustos 1999'da saat 03.02'de merkez üssü Kocaeli'nin Gölcük ilçesi olan ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 21 yıl geçti.

Aradan 21 yıl geçmesine rağmen ne yüreklerde açtığı yara ve acılar unutulmuş; ne de bu depremde mağdur olmuş insanların yardımlarına koşanlar unutulmuştur. Bu manzara karşısında kim sessiz kalabilir ki?

Nitekim kimse sessiz kalmadı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı da sessiz kalmadı. En kısa sürede bu insanlara aş arabaları, gıda yardımları, çadır ve insan gücü gönderdi.

Bu gün bu yaptıklarınızı inkar edebilir misiniz?

Başka seslere kulak kesilmeyi bırakın.

Siz Yaradan’ın buyruğuna kulak kesilin yeter; Herkesin yüzünü ona doğru çevirdiği bir yönü vardır. Öyleyse hayırlarda yarışın. Nerede olursanız olun, Allah sizin hepinizi bir araya getirecektir" (Bakara 148 )..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.