150

Yeni romanımın konuşmaya tartışmaya açık olmayan erkek kahramanı veda ederken, bir mektup yazmasını istiyor sevgilisinden. Tek şartı tamamen dürüstçe olması. Yazarı ben olsam da tercih onların, saygı duyuyor ve yazıyorum.

Düşünüyorum da; eş, dost, arkadaş, akraba ne kadar insana gerçek duygularımızla seslenebildik?

Şimdi bir veda mektubu yazsak kime yazmak isterdik? Ve ne kadar gerçekçi olabilirdik? Aslında dostlarım bunu yapmak gerekir. Onlara ulaşmasa da içimizi dökmüş olmak bile biriktirmekten daha değerli. Yükümüzün hafiflediğini hissederiz gibi geliyor bana. Şimdi gelelim benim kahramanıma. Neler biriktirmiş acaba?

“Seni sevdim. Senin başardığın her şey seni ve beni mutlu ederken, türlü bahanelerle geçmişimi bu güne taşıyan başarılarımdan haz almamı istemedin. Oysa geçmişi silmiş, geleceğe seninle koşuyordum. Seninle doğan seninle batan günlerimi de çaldın üstelik. Sen hem katilim hem hırsızımsın.

Sebepsiz sebeplerle yaralıydım ben, onlarca ok vardı sırtımda. Sen talip olmuştun yaralarımı sarmaya. Kör bir geceden aydınlık bir sabaha açtım gözlerimi seninle. Bahar gibiydim, yaz gibiydim.

Bir papatya tarlasının ortasında rüzgârın dağıttığı savurduğu geçmişim çıkageldi. Yapraklar uçtu, beyaz sarı renkler yok oldu. Ellerim bomboş, gönlüm seninle dolu, okyanusun ortasında kalıverdim. Gözlerimde eksilmeyen nisan yağmurları… Boğulmak ya da yüzmek seçimindeyim, gel gitler de cabası.

Şiirlerini okurken dostlarına, onlar başarını överken nasıl da değişiyordu kimyan, vücut dilin. Sergimi küçümsedin. Aslında sever beğenirdin resimlerimi. Onlar tuvalde kalsın istemişsin. Çünkü o sergide senden önceki ben de olacaktım. Oysaki o sayfayı geri gelmez biçimde silmiştim geriye dönüşsüz. İnanmıştın.

Rahatsızlığını anlamış ve senden kısa süre tahammül istemiştim. Resimlerim değil benmişim ilgi çeken, öyle diyorsun, kitabın yazmazmış. Beni böyle bir sergide görüp ardıma düştüğünü söyleyen de sendin. Sana anlattığım gibi hevesle kimseye anlatmayacaktım resimlerimi söz vermiştim. Evet, ama bazen şartlar öyle değişir, duygular öyle öne çıkar ki verilen sözleri biraz esnetmek günah olmamalı. Meğer bahaneymiş kızgınlıkların. Senden daha çok söz edilir olmam, başarmış olmam ürkütmüş, dilim varmasa da kıskanmışsın. Bu ülkenin kadınlarının en büyük bahtsızlığı tam da bu. Bizi olduğumuz gibi kabul etmek yerine hamur gibi toprak gibi yoğurarak şekil vermek istiyorsunuz. Sanırım Tanrının bize hediye ettiği yaratma gücünün aracısı olma özelliğimizi kabullenemeyişinizin kıskançlığı gibi. Darılmak yok. Ve sen her daim haklardan, adaletten, eşitlikten söz ederdin. Ne kadar sığ ve acınası.

Sığamıyorum artık bu şehre. Terk edeceğim. Seni kalbime gömdüm çünkü orada yeşermiştin.”

Bazı cümleler ne kadar tanıdık değil mi dostlar. Ben cinsiyet olarak bakmıyorum. Bütün insanları oldukları gibi kabul etmek zor geliyorsa, kendimize, değerlerimize, hayat felsefemize uymuyorlarsa, yakın hissetmiyorsak, yolu yolumuz değilse o yoldan yürümemek en doğrusu değil mi? Sonra her iki taraf da mutsuzluğun çukurunda bir ömrü tüketiyor. Yazık, hem de çok!

Bazı mektuplar asırları aşar ve bize dönemi dönemin insanını, dünyaya bakışlarını, kaygı ve beklentilerini anlatır. Çok değerli belgelerdir ve cesur bir şekilde yazılmış bir mektup sizi geleceğe taşıyan en önemli araçtır şüphesiz.

Hadi bir veda mektubu yazalım ve ne kadar gizlediğimiz sözcük varsa dökülsün kâğıda ya da dilimize. Nasıl da hafifliyor insan. Sonra çay ya da kahve eşliğinde açın bir müzik ve iyi ki varım deyin..

Selam ve sevgilerimle.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Fatma Dila REYHAN 8 ay önce

Yüreğinize bin selam olsun kıymetli hocam. Herkes sizin kadar değil de çeyreğiniz kadar kendini ifade edebilme özgürlüğüne sahip olsa neler yazmazdı kim bilir. Saygılarımla selamlıyorum. Bu arada bu yazı sanki benim için yazılmış.. Teşekkürler.Yine de iyi ki varız!

Avatar
İsmail Sarıçay 8 ay önce

Kaleminize kelamınıza sağlık sayın yazarımız.
Güzel bir yazı.

Avatar
Hilmi Özden 8 ay önce

Aytaç Hocam gönlüne, kalemine sağlık. İyi ki varsın. İyi ki varız.

Avatar
Aytaç Yıldız Bozkurt 8 ay önce

Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim.İYİKİ VARIZ.İYİKİ VARSINIZ.

Avatar
Feride Ala 8 ay önce

Harika. Kalemine sağlık.

Avatar
Serap Saylam Şen 8 ay önce

Harikasın ablacığım♥️

150