Olası bir depreme karşı yapıların durumu meçhul

İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Ankara Şubesi, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 23’üncü yılı nedeniyle tüm şubelerle ortak hazırlanan basın açıklamasını yayımladı.

Açıklamada bir an önce Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı’nın uygulamaya konulması, yapı güvenliğinin sağlanabilmesi için şantiye şefliğinin kâğıt üzerinde kalmaktan çıkarılması, yapı denetim sisteminin düzenlenmesi, kentsel dönüşümün rant odaklı yürütülmesine son verilmesi ve imar affı uygulamasının sonlandırılması gibi sorun ve önerilere yer verildi. Gazetemize konuşan İMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ahmet Onur Özergene ise, Türkiye’deki yapı stokunun ve riskli yapıların acilen tespit edilmesi gerektiğini söyleyerek, “Acil diyoruz ancak bunun aciliyeti çok daha eskiye dayanıyor. Eldeki durumu bilmiyoruz. Öğrenmemekte de ısrar ediyoruz” dedi.

YÖNTEM BİLE HAZIR DEĞİL

Anayurt'tan Salih Kaplan'ın özel haberinde yer alan bu açıklamada; depreme karşı hazırlık, yapı güvenliği, hasar tespiti gibi konularda çokça konuşulmasına rağmen yapılan plan ve projelerin kâğıt üzerinde kaldığı dile getirildi. Açıklamada Türkiye’deki bina envanterinin çıkarılması ve mevcut yapıların hasar görebilirlikleri ve riskleri esas alınarak gruplandırılmasını öngören Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı’nda 2021 yılı itibarıyla envanter ve riskli yapı tespiti çalışmalarının nasıl yapılacağının yöntemi bile çıkarılamadığı anımsatıldı.

“TEŞHİS BELLİ”

Açıklamada binaların depremlerde yıkılma ve ağır hasar görmelerinin ana nedenlerinin malzeme, donatı detaylandırması, alt kolonların göçmesi, kısa kolon oluşumu ile tasarım, imalat ve kullanım aşamasındaki denetim eksikliği gibi ana sorunlardan kaynaklandığı belirtildi. Yapı üretiminin mühendislik esaslarına uygun olarak gerçekleştirilmesini sağlayan en önemli görevin şantiye şefliği olduğu vurgulanan açıklamada, İMO’nun sınırlı durumlar dışında, her şantiye şefinin sadece bir şantiyede tam zamanlı olarak görevlendirilmesi yönündeki talebi yinelendi.

“YAPI DENETİM SİSTEMİ DÜZENLENMELİ”

Mevcut Yapı Denetimi Sistemiyle kamusal bir hizmet olan denetim hizmeti ticarileştirilerek yurttaşların can ve mal güvenliğinin etik kurallardan yoksun olan serbest piyasa koşullarına teslim edildiği ifade edilen açıklamada İmar Kanunu başta olmak üzere Yapı Denetim Kanunu, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve ilgili tüm kanun ve bağlı yönetmeliklerin kamu yararı ilkesi gözetilerek ve bütüncül bir anlayışla yeniden düzenlenmesi gerektiği kaydedildi.

KENTSEL DÖNÜŞÜM RANT ODAKLI YÜRÜTÜLÜYOR

Depremin yıkıcı etkisine karşı yürütülmesi planlanan kentsel dönüşümlerin de rant odaklı dönüşümler haline geldiği ifade edilen açıklamada, “Bugün başta İstanbul olmak üzere kentlerimizde yenilenmeyi ve güçlendirilmeyi bekleyen onca yapı varken kentsel yenileme ve kentsel dönüşüm gayrimenkul piyasasının talepleri doğrultusunda hayata geçirilmektedir. Öyle ki boş arsalar üzerinde kentsel dönüşüm yapılmaktadır” ifadelerine yer verildi.

“İMAR AFLARI ÖLÜME DAVETİYEDİR”

İmar aflarının kaçak yapılaşmanın en önemli teşviklerinden biri olduğu ve siyasal iktidarlarca çıkarılan imar aflarının can ve mal kayıpları tehdidini büyüttüğü ifade edilen açıklamada, “Devletin bir binaya iskan ruhsatı vermesi vatandaşına o yapıda güvenle oturabileceği yönünde güvence sunması anlamına gelir. Oysa mühendislik hizmeti almamış bu yapıların, doğa olayları karşısında hasara uğramaları halinde sorumluluk bu kararı alan devletin, siyasi iktidarın üzerindedir. Her seçim öncesi siyasi ikbal uğruna gündeme getirilen imar affı uygulamalarına son verilmeli, imar affından yararlanan yapılar denetlenmelidir” denildi.

KUĞULU PARK’TA SERGİ İLE ANLATILDI

İMO Ankara Şubesi ayrıca Kuğulu Park’ta “Depreme Duyarlılık” başlıklı sergi fotoğraf sergisi açtı. Sergide depremlerde yıkılan yapıların görüntüleri üzerinden binaların yapımıyla ilgili eksikliklerin gösterildiği fotoğraflar ve çizimler yer aldı.

Gazetemize konuşan İMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Sekreter Üyesi Ahmet Onur Özergene ise, Türkiye’deki yapı stokunun ve riskli yapıların acilen tespit edilmesi gerektiğini söyleyerek, “Acil diyoruz ancak bunun aciliyeti çok daha eskiye dayanıyor. Eldeki durumu bilmiyoruz. Öğrenmemekte de ısrar ediyoruz. Başta mevcut durumun tespit edilmesi lazım. Bu yapılması gerekirken aksine bir de yapılmaması gerekenler yapılıyor. Kentsel dönüşüm amacına uygun yürütülmüyor, imar affı inşaat mühendislerinin görüşü alınmadan, sorumluluk yapı sahiplerine bırakılarak vatandaştan para ve oy toplama stratejisi olarak yürütülüyor” dedi.

Özergene, yapı stoku envanterinin çıkarılamamasıyla ilgili olarak da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yanı sıra belediyelerin bu süreci yönetebileceğini ya da meslek odaları görevlendirilebileceğini söyledi. Binaların en azından gözlemsel olarak incelenmesi gerektiğini dile getiren Özergene, yapılması gereken tahkikin laboratuvarlarda yapılması, binadan numuneler alınarak yürütülmesi gereken detaylı bir süreç olmasına rağmen en azından belli bir yaşın üzerindeki binalar için bunların yapılması gerektiğini söyledi. Bu araştırmanın yapılmasından yetersizlikleri ortaya koyacağı için kaçınıldığını dile getiren Özergene, “Bakanlık bu konuda bir karar alırsa yetişmiş kadrolarıyla bu çalışmayı yapabilecek donanımda meslek odaları zaten hazır. Belediyeler üzerinden de yapılabilir. Ancak bunu başlatacak olan yer Bakanlık” ifadelerini kullandı.

Özergene ayrıca, “Depreme karşı hazırlık için ne yapılması gerektiğini herkes biliyor. Rant ve siyasi iktidarı yürütme çabası nedeniyle bu işe girişilemiyor. Bu sadece bugünle alakalı değil, hep böyle gelmiş bir durum. Depremin zamanını bilmediğimiz için bu çalışmalar erteleniyor, gündeme gelince çabuk unutuluyor” dedi.

Anahtar Kelimeler:
DepremİMO
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.