Dünya 2000 yılından itibaren hızlı bir şekilde dijital buluşların hayatımıza girmeye başlamasıyla 21. yüzyıl artık "Dijital" bir asır oluyor. Milenyum Planları devreye sokuldu ve Android Cep Telefonları, Bilgisayarların gelişmesi, tabletler, bunlara bağlı olarak sosyal medya hesaplarının popüler olmasıyla günlük yaşamımız değişti. Bu geleceği gören İsrail Devlet Başkanı Ben Gurion şu kararı aldı “Biz gençlerimizi Elektronik ve Güneş Enerjisi’ne Yönlendireceğiz”. Bu düşünce hayata geçirildi. Bugün bilgisayar teknolojilerinde ileri giden bir çok firmanın sahibi veya ortağı Yahudi olurken, İsrail’de de çok ileri düzeyde teknoloji var. (Bu arada Araplar veya Müslümanlar ne yapıyor? Koskoca bir hiç..)

Türkiye’ye gelince bilgisayar yazılım programları üreten ve gittikçe gelişen bir endüstrimiz var ama bu ülkenin bir "Silikon Vadisi" yok. 31 Mart tarihinde Yerel Seçimler yapılacak. O yüzden Bursa Belediye Başkanlığına aday olan ve kazanacak olan ilk başkana önerim, Bursa'da bir "Silikon Vadisi" kurmak için planlar yapmasıdır. Çünkü Bursa'da böyle bir bölgeyi bulup imar planlarını yaptırırsınız ama İstanbul'da böyle bir yer bulunmuyor. Hoş bulunsa da rezidans yaparlar. Başkan seçilecek olan hangi partiden olursa olsun bu projeyi başlatırsa ilgi gösterecek çok firmanın olacağını ifade edeyim. Hatta Yabancı şirketlerde devreye girebilir.

Sevgili meslektaşım Abbas Güçlü geçtiğimiz günlerde okullarda başlatılan ama eksik olan sel bilgisayarlar sistemini yazdı. 2000’lerden sonra kompakt (küçültülmüş) akıllı elektronik kartlar her cihazın içine girdi. ABD, Almanya, Çin, G. Kore, Fransa, İtalya, Finlandiya, vb. ülkeler öğretim örgülerine yazılım ve entegre kodlama derslerini dahil ettiler. Türkiye, bu konuda da kopyalama, gösteriş yapma noktasının ötesine geçemedi.

- Okullardan bilgisayar dersleri yüzde 90 oranında kaldırıldı.

- 2005’ten sonra MEGEP (Mesleki Eğitimi Geliştirme Projesi) başlatarak meslek liselerinin ana dersleri yok edildi.

- Sendikalar, okulların yönetim düzenini altüst etti. Liyakat kenara itildi.

2018 yılı itibarıyla 81 vilayetin tümüne yakınında kodlama, robotik adı altında temelsiz çalışmalar devam ediyor. Bu yapay çalışmaların ana ekseni şu: Her öğrenciye kodlama öğretilmeye çalışılıyor. Ancak bu temelsizdir. Sadece arabayı kullanma öğretiliyor. Direnç, diyot, kondansatör, bobin, entegre nedir öğretilmeden kopya kodları entegreye yüklemeyi öğretmek fayda sağlamaz.

Japonlar, ilkokul çocuklarına önce basit devreleri kurduruyor. Bizde devre kurma becerisi üzerinde duran yok. Hazır kartlara kopya edilmiş kodları yüklemek, bunu anlamadan yapmak hiçbir patent/buluş sağlamaz.

MEB, 10 yıldır ders kitaplarını parasız veriyor. Bu kitapların çoğu bilimsellikten uzak! Öğretmenlerin tümüne yakını MEB’in verdiği kitapları yetersiz gördüğü için kullanmıyor. Başka eserleri tercih ediyor. Her yıl 150 milyondan fazla kitap dağıtılıyor. 8 ay sonra bunlar hurdaya gidiyor. Her şey özelleştirilirken ders kitapları devletleştirildi!

Asgari ücretliye de milyonere de bedava kitap verilmesi toplumu beleşçiliğe, emeksiz yaşamaya alıştırmaktadır. 30 yıl önce tüm okullara DOS ile çalışan bilgisayarlar kuruldu, 5 yıl sonra da çöpe atıldı. 2000’lerde yeniden bilgisayar dersi için sınıflar oluşturuldu. Bunlar da 2010’larda çöpe atıldı. Zira ortaokul ve liselerden temel bilgisayar dersleri kaldırıldı. Bilgisayarı iyi seviyede bilemeyen çocukların kodlama öğrenmesi bir fayda sağlamaz. Assembler, Basic, C gibi dilleri bilen öğretmenler okullara sokulmadığı için fen, matematik, teknoloji tasarım, vb. öğretmenleriyle kodlama öğretilmeye çalışılıyor. Sadece arabayı kullanmayı bilen kişiler robot yapar. Ama bu aygıtın bir motoru bozulduğunda arızanın nerede olduğunu teşhis edemez. Gerçekten kodlama dillerini bilen öğretmen sayısı binde 1 seviyesindedir. Sadece 2-3 robot yaparak patent, buluş, Ar-Ge, inovasyon pencereleri açılmaz.

Siyah beyaz TV’yi, Beta videoyu, VCD’yi, DVD’yi, plazma TV’yi, LCD TV’yi, LED TV’yi aldık... Ortaya buluş çıktı mı?

200 kadar üniversitemizin bir tanesi bile yerli işletim sistemi, kodlama dili üretebildi mi? Sırbistan, İsrail, Finlandiya, İtalya gibi ülkeler fırladı gitti. Bugün her okula giren Arduino kartları 2005’te iki İtalyan mühendis üretti. Şimdi dev bir şirket oldular... Bizde devasa şirketler var ama hâlâ eğitim amaçlı bir kart üretilmedi... Kodlama, robotik, STEM ilk önce modern mesleki teknik liselerde başlamalıdır. Milyonlarca dolarlık kaynak harcanarak her okula kodlama setlerinin alınması gaflettir. Kendini kandırmadır...

Hindistan’ın suikasta kurban giden Başbakanı Rajiv Gandi 1985’lerde ülkesinin her yerine fiber optik kablo döşetmeye başladı. Böylece ülkenin dijital alt yapısı tamamlandı. Bugün Hindistan’da her yıl on binlerce bilgisayar uzmanı yetişiyor. Yazılımdan 20 milyar Dolar'dan fazla para kazanıyor. Düşünün Türkiye de böyle bir şey yaparsa, bizim gençlerimiz sayesinde hem işsizlik azalır hem de yazılımdan büyük paralar kazanırız.

Bu noktada Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da "Silikon Vadisi" projesini başlatırsa kazanan Türkiye olur.

NOT: Neden Bursa? İstanbul-Ankara ve İzmir gibi Ekonomi şehirlerine yakın. Havalimanlarına ulaşım kolay. Çevresindeki arazi müsait….

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.