Kara bahtlı Kadim Türk Yurdu Afganistan ve Afgan Halkı…

İstanbul Cağaloğlu’nda Yazarlar Birliği Merkezi’nde, Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Başkanı İsmail Cengiz Beyin önderliğinde gerçekleştirdiğimiz ve yönetimini üstlendiğimiz  “Afganistan Türkleri” panelinde; Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdulhamit Avşar, Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Doğan, Gazeteci Yazar Güngör Yavuzaslan, Cemaleddin Sadrettinoğlu’nun yazdığı “Unutulan Türklerin Yurdu Afganistan” kitabın içeriğinden yola çıkarak, Afganistan’ın yakın geçmişinden günümüze sorunlarını dile getirerek, bölgede yaşananları kültürel, tarihi ve siyasi açıdan analiz ettiler.

TALİBAN’A ÇAĞRI

Panel konuşmacıları; Taliban yöneticilerine bölgedeki Türklerin hak ve hukuklarını, kültür ve sanatlarını koruma, eşit ve adil şekilde davranma çağrısında bulundular.

Paneli yönetenicisi olarak biz de “Afgan toprakları tıpkı Doğu Türkistan’da olduğu gibi yeraltı zenginlikleri açısından çok zengin.
Allah bütün nimeti zenginliği vermiş üstünde yaşayan Afganlılar birbirlerini kırıyor, çocukları kerpiç elektriksiz, susuz kurak yerlerde sefalet içinde yaşıyorlar.” diyerek, “Türkiye’nin devreye girmesi gerektiğini” vurguladıktan sonra özetle şunları söyledik;

“Türkiye, Azerbaycan’da, Karabağ’da olduğu gibi bu mazlum coğrafyalarda liderlik ,önderlik yapmalı bunu sadece askeri dayanışma olarak değil siyasi ve sosyal danışman olarak da yapmalı.
Afganistan’daki durumun düzeltilmesi, Afrika’da bazı ülkelere yol göstererek içinde bulundukları çıkmazdan kurtulmaları kurda kuşa yem olmamaları Türkiye’nin aktif rol alması ile mümkündür.

TÜRKİYE’NİN SORUMLULUKLARI VARDI

Türkiye’nin sorumlulukları vardır. Türkiye’nin sorumluluklarını yerine getirme çabası Türkiye’yi güçlü kılar. Türkiye’nin önünü açar.

Milli duruş, milli şuur bu demektir.”

Konuşmacı hocalar Afganistan’ın yakın tarihi ve gümüzde yaşanılanlar ve çözüm önerileri üzerinde durdular.

AFGANİSTAN TARİHÇESİ

Afganistan kadim Türk yurdudur.

Önceleri İngilizlerin sömürü ve entrika alanı, sonra sırasıyla Rus, Amerika şimdi de Çin, Afganistan’ın sömürgeci belalısı olmuşlardır.

Afganistan İslamın ilk yıllarında Hz Ömer döneminde Müslüman olmuştur.

Özellikle Güney bölgesi Türk’tür.

M. S. 125-M.S 40 Saka Türkleri, M.S. 425 – 566 Akhunlar, 7. yy da İslamlaşması sonrasın da Gazelliler eliyle 10. yy da tekrar Türk kontrolüne geçmiş 1040 yılında Selçuklular daha sonra 12. yy da Harzemşahlar sırasıyla Timurlular, Babürlüler, Avşarlılar, Türkistan beylikleri, Astarhanlar ve daha sonra Hanlıklara bölünerek bölgeyi yönetmişlerdir.

Yönetmişlerdir yönetmesine de maalesef mikro parçalanmalar,  iktidar kavgaları  Doğu Türkistan’da hanlıklara bölünmesi ve hakimiyet kavgası ile Çin’i davet etmişler ve kendi sonlarını hazırladıkları gibi Afganistan da kendi sonunu hazırlayarak İngilize yem olmuşlardır!

AFGANİSTAN’IN YERALTI ZENGİLİĞİ VARDIR

Zaten Türk devletlerinin tamanın yıkılışı kendi elleri ile olmuş ama ne hikmetse ders alınmamıştır.

Afganistan kadim Türk yurdudur.

Ancak ne hazindir ki kendi aralarındaki ihtilaf ve bölünmeler önce 17. yy dan sonra İngilizlerin at koşturduğu daha sonra Rus ve ABD siyasinin askeri ve sosyal işgalini yaşamış şimdi de Çin, Afganistan’da etkinlik kurmaya çalışmaktadır.

Afganistan dünyanın en zengin yeraltı zenginliklerine sahip olduğu halde en fakir ülkelerinden birisidir.

TALİBAN’IN FAYDASI YOKTUR

Afganistan’ın Taliban yönetim şekli bu yazının konusu olmamakla birlikte, Taliban zihniyetinin Afganistan’a bir hayrının dokunmayacağı anlaşılmaktadır. Maalesef Afganistan da durum, “Eski tas eski hamam!” durumudur!

ASKER GÖRÜNÜMLÜ AFGANLAR

Afgan halkı günlük geçimini sağlamak için özellikle Türkiye’ye çalışmak için gelmekte burada zor şartlarda kazandıkları üç beş kuruşla ailelerinin hayatını sürdürmeye çalışmaktadırlar.

Geçtiğimiz günlerde Afganistan’dan ülkemize sokulduğu iddia edilen, buna dair görüntülerin yayınlandığı genç ve disiplinli görüntüleri ile askeri eğitimli olduğu intibaı veren bu kişilerin ABD adına Afganistan da paralı askerlik yapan Afganlılar olduğu ve bunların Türkiye’ye sokulmaları iddialarının araştırılması ve devletimizin gerekli önlemleri alması gerektiğini, zaten devletimize güvenimizin tam olduğunu yazmıştım.

SOKAKTA GEZMEYE KORKAR OLDUK

Ayrıca bu gurupların uyuşturucu trafiğini de unutmamak gerekir!

Bu makalemden sonra beni Kazak derneklerinden bir yetkili aradı ve biraz hasbihalden sonra “İstanbul Zeytinburnu semti başta olmak üzere adeta cadı avına dönen bir uygulamalar yapıldığı, oturum ve hatta vatandaşlığı olan Kazak gençler ve ailelerin uygulamalardan rahatsız olduklar bu durumun Türk dünyasında infiale sebep olduğunu …” ve rahatsızlıklarını dile getirdi.

Bir başka Afgan Türkü olan tarihçi yazar bizzat yanıma gelerek “Öyle bir algı oluşturuldu ki yolda yürümeye çekinir olduk.

Ben Türkiye’de kendi imkanlarımla üniversite okudum ve Müslüman Türküm.

Türkiyenin hassasiyetini anlıyoruz ama ekmeğinin peşinde olan, çare olarak Türkiye’ye sığınmış Türkiye dostu Türk kökenli Afganlıların hayatta kalabilmek için gidebilecek sığınacak kaplılarının olmadığını ifade ettikten sonra, maalesef Türkiye’ye ne maksatla getirildiği bilinmeyen çapulcurla samimi Afganlar bir tutuluyor nerede rastlanılırsa derdest ediliyorlar çok endişeliyiz…” gibi serzenişlerde bulundu!

SURİYELİ NEFRETİ OLUŞTURULDU

Aynı şekilde Suriyeliler konusunda da vatandaşlar arasında nefret geliştirmek isteyenler olduğu da akıldan çıkarılmamalıdır.

Bu asil millet misafirlerine saldırıya prim veremez/vermemelidir.

Suriye konusunu birkaç defa yazdım.

Özetle; Suriye de istikrar biran önce sağlanmalı merkezi yönetimle Türkiye bu konuyu çözmeli Suriye’nin boşaltılması, İsrail’e alan açılması projesi”ne mani olunmalıdır. Suriyeli misafirlerimiz biran önce ülkelerine dönmeleri sağlanmalıdır. Bu arada bazı Suriyeliler de Türkiye’ye yerleşme planlarından vazgeçmeli.

Türkiyeyi zor kullanmak durumunda bırakmamalıdır.

Türk milleti zorda kalanlara din, dil,  ırk farketmesizin yurt olmuş kucak açmıştır.

Osmanlı devleti İspanyol yahudilerine dahi kucak açmış, Fatih döneminde, Almanya’dan gelen bir grup Yahudi de Osmanlı topraklarına yerleştirildiler (1470). II. Beyazid döneminde, 1492’de İspanyadan (Sephardims) ve 1497’de Portekiz’den kaçan yüzbinlerce Yahudi Osmanlı topraklarına kabul edilerek yerleştirildi.

Polenezköy böyle oluştu.

Osmanlı devleti topraklarında yaşayan ve Osmanlı vatandaşları, kardeş topluluklar olan Çerkesler, Tatarlar, Gürcüler, Boşnaklar ve daha nicesinin sığınma yeri olmuştur.

EMNİYET GÜÇLERİ DİKLATLİ OLMALI

Türkiye ve Türk milleti bunun gibi vasıflarından dolayı büyük millet olmuştur.

Türk milletinin bu asil duruşuna zarar verecek davranış ve eylemlere girişilmeyecektir.

Emniyet güçlerinin başka ülke vatandaşları konusunda yaptığı operasyonlarda kurunun yanında yaş da yanmamalı.

Emniyet güçlerimiz bu konu da daha hassas olmalı ve kardeşliğe zarar verecek davranışlara, görüntülere meydan vermemeli.

Akraba topluluklarımız gönül koymamalı ve Türkiye’ye karşı sevgileri zarar görmemelidir.

Türkiye tarih boyu mazlum ve çaresizlerin din, dil, milliyet farketmeden sığınma yeridir.

Ve dünyada eşi benzeri yoktur.

Unutulmamalı akraba topluluklarımız ve Türk devletlerinden gelen insanlar ülkemizi kendi vatanı, insanlarımızı kendi insanları kabul etmekteler.

Ancak; Türkiyenin güvenliği ve bekası “ümmet –  millet” gibi kavramların arkasına sığınılarak tehlikeye atılamaz.

Devletimiz, milletimiz ve emniyet güçlerimiz Türkiye hakkında kötü emel besleyenlere asla fırsat vermeyecektir.

Kardeşlik ve insanlık görevimizi yaparken, önceliğimiz ülkemizin güvenliği ve huzurudur.

Vesselam.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.