Duymuşsunuzdur.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV)’in meşhur bir duası var.
‘Ya Rabbi iki Ömer’den birisini İslam’la şeferlendir.’
Peki kimdir ‘iki Ömer!’
İkisini de yakinen tanıyorsunuz aslında.
Birisi, kız çocuğunu en son diri diri toprağa veren kişi.
Normal evliliklerin haricinde!
Cahiliye döneminde Kabe etrafında çadırlar kurulur, bu çadırlarda kadınlara gidilir, zina yapılır, kız çocukları toprağa gömülür, o çadırda erkek çocuk dünyaya gelirse çadıra giren erkekler arasında kura çekilip erkek çocuk ona teslim edilirdi.
O çağda kız çocuğu olan utanç duyuyor kızlarını diri diri toprağa veriyorlardı. Bu işi en son yapmış kimse peygamber efendimizin dua ettiği Hattab oğlu Ömer’di.
Diğer Ömer ise ‘Ebu Cehil’ tanımlamasıyla bilinen yaşadığı çağda en kültürlü ve bilgili olanlardan bir tanesi idi. Allah’a asiliği nedeniyle müslümanların taktığı isim Ebu Cehil idi.

***
İki Ömer’de peygamberimizin duasını ettiği dönemde Darun Nedve yönetim kurulu üyeleriydiler.
Kurulun başkanı da Ebu Süfyan’dı. Sömürü sisteminin karagahını yönetiyorlardı.
Peygamber Efendimizin tüm şehirde ‘emin’ kişi olarak bilindiği dönemde, bir gün Peygamberimiz,
Mekke’nin yakınındaki tepeye çıkarak halka şöyle seslenmişti.
‘Ey Mekke Halkı, size şu tepenin ardında bir düşman ordusu var üzerinize gelecek desem bana inanır mısınız?’
-Evet inanırız, zira biz senin hiç yalan konuştuğuna şahit olmadık, sen ‘emin’ bir insansın’ dediler.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV); ‘Allah birdir ve tektir beni de size ve tüm insanlığa uyarıda bulunmam için peygamber olarak görevlendirdi. Hiçbir ilah yoktur yalnız Allah vardır ve ben de O’nun peygamberiyim.’ Dediğinde Mekkeliler arkalarını dönüp gittiler.
O günden itibaren Darun Nedve üyeleri sömürü sistemlerine karşı çıkan ve çatırdatan peygamber efendimizin karşı safında yer aldılar.

Bir gün yaptıkları toplantıda Hattab oğlu Ömer, ‘Biz Muhammed’i buraya davet edelim. Neler söylüyor dinleyelim. Doğrularını alalım. Yanlışlarını reddedelim,’ dediğinde!
- O’nun doğrusunu da yanlışını da istemiyoruz! Diye çıkışan kişi, kendisi için Allah Rasulünün duasındaki diğer Ömer idi. Yani Ebu Cehil!

***
Bir gün Hattab oğlu Ömer toplantı yaptıkları arkadaşlarından etkilemişti. Allah’ın peygamberini öldürme kararı verdiklerinde kılıcına sarılıp peygamberin evine doğru ok gibi fırlamıştı. Yolda bir arkadaşı nereye gittiğini sordu. O da ne yapmak istediğini belirtti. Arkadaşı ‘Sen önce kendi kız kardeşine sahip çık, O da Muhammed’e katılmış.’ Bu duydukların karşısında Ömer kız kardeşinin evine rotasını çevirmişti.

Kız kardeşinin evine vardığında, çok sert bir giriş yapmıştı. Kız kardeşi ise evde Kur’an okuyordu. Ömer hiddetiyle şiddet içeren hareketlerde bulundu. Aslında O da merak ediyordu ve bir süre geçince okuduklarını kendisine de okumalarını veya yazılı ayetleri alıp, kendisi okumak istedi.
Neticede yazılı ayetler kendisine okununca (Taha Suresi-49 olduğu rivayet ediliyor) Hattab oğlu Ömer yaptıklarına pişmanlık duyup müslüman oldu. Oysa ayetler bir konuyu çok açık anlatıp bitirmiyordu.

Firavun: “Söyleyin bakalım, sizin Rabbiniz de kimmiş, ey Mûsâ?” diye çıkıştı.

Taha Suresi 49. ayet mealen böyle!
Ancak Hattab oğlu Ömer edebiyatta oldukça bilgili birisiydi. Aynı diğer Ömer Ebu Cehil gibi. Bu bilgisi kız kardeşinin kendisine okuduklarının bir kula ait olmayacağını kavraması uzun sürmedi.

***
Ve böylelikle peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV)’in duası kabul oluyordu.
Allah, Hattab oğlu Ömer’in İslam’la şereflenmesini nasip etmişti. Günümüzde hala ‘adalet’ denildiğinde Hz. Ömer akıllara gelir.

Hz. Ömer sonrasında Peygamber Efendimizin en yakınlarında oldu ve ebedi olarak birliktelikleri sürüyor.

***
İki Ömer’den birisi İslam’la şereflendiğinde sosyal yaşamının nasıl değiştiğine şahit oluyoruz. Kız çocuğunu diri olarak toprağa gömmekten çekinmeyen, Allah’ın peygamberini öldürmek için yola koyulan bir Ömer, müslüman olduktan sonra, bambaşka bir Ömer.

Ya diğeri. Kendisine edilen duanın boşa çıkmasına belki de Hz. Ömer’in Darun Nedve’deki konuşmasına istinaden sarf ettiği sözlerdi. Geri dönülmeyecek bir yola girmesine neden oldu. Hattab oğlu Ömer ise ‘doğruyu bulunca kabul etmek’ düşüncesi onun İslam’la şereflenmesini sağladı.

İslam’da O’nu adalet timsali Hz.Ömer yaptı.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.