6 yaşında bir çocuk.

Henüz büluğ çağında değil.

Daha çişini becermekten aciz.

Kendi karnını doyurmaktan aciz.

Sen onu nikahlayıp alıyorsun.

Nefsiniz bu kadar mı vahşileşti.

Sahi siz hangi mezheptensiniz.

6 yaşındaki kız çocuğu da istismara uğruyor.

İslam da kendisini yeterince bilmeyenlerin istismarına uğruyor.

6 yaşındaki çocuğu nikâhlayıp kendine eş yapan ile

Çocuğun büluğa erişme yaşını inkâr edenin arasında hiçbir fark yoktur.

Büluğ, Büluğa Erme: Yetişmek, ulaşmak, ulaştırmak, kararlaştırılan bir iş, yer ve zamanın nihayetine ermek. İnsan hayatının devrelerinden olan çocukluk çağının sona erip, olgunluk (erginlik) çağının başladığı nokta. Yaş ile ilgili olarak büluğ çağına erme ifadesi Kur'an'da birçok yerde geçmektedir.

İnsanın dünya hayatı merhalelerinden bahseden bir ayette Allah Teâlâ şöyle buyurur

"...Dilediğimizi belirtilmiş bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz, sonra sizi bir bebek olarak çıkarıyoruz. Sonra gücünüze ermeniz için (sizi büyütüyoruz). İçinizden kimi (çocukken) öldürülüyor, kimi de ömrün en kötü çağına (ihtiyarlığa) itiliyor ki bilirken bir şey bilmez hale gelsin... " (Hâc, 22/5).

İslam ansiklopedisinin açıklamasına göre;

İslâm hukukçuları bulûğ için bir ön şart, iki de ölçü getirmişlerdir. Bulûğun ön şartı çocuğun belli bir alt yaş sınırına ulaşması olup bu da erkeklerde on iki, kızlarda ise dokuz yaşın tamamlanmasıdır. Bu sınır bulûğun asgari yaş sınırı olup Mecelle’nin de kaydettiği gibi (md. 988) bu yaşa ulaşmamış çocuğun bulûğ iddiası dinlenmez.

Diğer bir ifadeyle çocuğun bulûğuna ancak bu yaştan sonra hukuken imkân tanınır. Bulûğun iki ölçüsünden birincisi ve aslî olanı fiilî bulûğdur; yani gerekli asgari yaş sınırına ulaşmış erkeğin ve kızın cinsî yönden fiilî ergenliğe kavuşmasıdır.

Gerek Hz. Peygamber ve sahâbe döneminde gerekse klasik kaynaklarda bulûğ için çeşitli hâricî ve bünyevî belirtilerin ölçü alınması veya birer ipucu olarak değerlendirilmesi bu amaçladır.

Bulûğun ikinci ölçüsü ise hükmen bulûğ olup bu da çocuğun belli bir âzami yaş sınırına ulaşmasıdır. Ebû Hanîfe’ye göre erkek on sekiz, kız on yedi yaşını tamamlayınca, İslâm hukukçularının büyük çoğunluğuna göre ise erkek-kız ayırımı olmaksızın çocuk on beş yaşını tamamlayınca fiilen erip ermediğine bakılmaksızın hükmen bulûğa ermiş sayılır.

İslam âlimlerinin kabul ettiği görüşe göre, erginlik çağının tespiti, kadınlar için âdet görmek, erkekler için de ihtilamdır. Kadın için âdetin başlangıcı dokuz yaş, (erkekler için on iki yaş) civarıdır. Bu duruma girmiş kadın ve erkekler, ergin ve mükellef kabul edilir. Bu haller görülmediği takdirde, erginlik çağı on beş yaş olarak kabul edilir.(bk. Reddu’l-muhtar, 1/306-307; Cezerî, el-Fıkhu ala’l-mezahibi’l-arbaa, 1/123-127; Zuhaylî, İslam Fıkhı, 1/456).

Sıcak bölgelerde erginlik çağı ve evlenme yaşı, diğer bölgelere göre daha önceden başlar. Âlimlerin büyük çoğunluğuna göre, âdet görmenin ilk sınırı dokuz yaştır. Âdet görmek, artık ceninin/çocuğun barınabileceği bir ortamın hazırlandığı anlamına gelir. Bu tekvinî / biyolojik hazırlık, aynı zamanda âdet gören kadının evlenmeye müsait olduğunu gösteren ontolojik bir belgedir.

Bununla beraber, nikâh akdini kıymak zifafa girmek manasına gelmez. Örneğin bir yaşındaki bir çocuğun nikâhı da kıyılabilir ve bu akit âlimlerin çoğuna göre sahihtir. “Beşik Kertmesi” dediğimiz yöresel adet bu hükümce icra edilir. Ancak kadın buluğa erip evliliği kabul edene kadar zifaf olamaz. Kadın kabul etmezse bu kertme de bozulmuş olur.

İmam Azam'a göre bu yaş on yedi'dir.

İmam Mâlik ve İmam Şafiî, ergenlik çağındaki kızın babasına cebren evlendirme salâhiyeti tanımışlardır.

Ebû Hanîfe'ye göre bülûğ çağına gelmiş bir kızı hiçbir kimse zorla evlendiremez.

Kızın rızası alınmadan yapılan evlendirmeler hükümsüzdür; çünkü Rasûlullah (s.a.):

"Açıkça izin alınmadan dul kadın, rızası anlaşılmadan bekâr kız evlendirilemez." buyurmuş, "Onun rızası nasıl anlaşılır?" sorusuna da "sükûtu ile" cevabını vermiştir. (Buhârî, Nikâh, 40).

Kur’ana göre de birinin ergenlik çağına gelmiş olması bile evlilik için yeterli değildir.

Onda rüşt (olgunluk) olmalıdır.

Çünkü evlenmek isteyen kız ve erkek karşılıklı anlaşma (akit) yapacak ve mali yükümlülük altına girecektir. Aile kurumunu yönetebilecek olgunlukta ve beceride olması gerekir. Mali yükümlülük ergenliğe ulaşmış olsalar bile çocuklara (rüşt olmayanlara ) verilmez. (Maruf için bakınız; Bakara 178, 231 ile dipnotları)

6 yaşındaki bir çocukla evliliği yapan zata gelince bakın Kur’an ne diyor:

Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten söz dinleyeceğini yahut akıllanacağını mı sanıyorsun? Gerçekte onlar hayvanlar gibidir, hatta gidişçe daha sapıktırlar.” (Furkan suresi 44. Ayet )

Hayvandan daha aşağı mahlûklar!

İslam’a ve inancıma verdiğiniz zararlardan dolayı, Allah topunuzun belasını versin!..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.