Surda Bir Gedik Açtık!

Mukaddes mi mukaddes!

Ey kahpe rüzgâr artık

Ne yandan esersen es!

..

Uygurlar KIYAMDA

Birlikte başardık!

Tarihe not düşmek istedim.

Biz kimiz, kimin için ne yapıyoruz, ne yapmalıyız ve ne yaptık!

Doğu Türkistan ile ilgili yazılar yazmama ve TV’de hazırlayıp sunduğum Vizyon programında Doğu Türkistan konusunda önceden programlarda yapmış olmama rağmen işin boyutunu, vahametini biz ve maalesef Türkiye kamuoyu olarakta bilmiyorduk.

Bir dostum Kadriye WUFUER hanımın videosunu gönderdi. Videoyu ve sonrasında başka videoları da izledim. Anlatılanlara göre DURUM VAHİMDİ.

Doğu Türkistan’da dünyada eşi benzeri olmayan SOYKIRIM yaşandığını böylece öğrenmiş olduk. Ve Kadriye Hanımı programa davet ettim.

UYGUR DİASPORASI, UYGUR KURULTAYI AYRICA Ülkemiz ve dünyanın çeşitli bölgelerinde dernekleri ile canhıraş mücadele ediyorlar.

Ancak UYGUR HALKI mücadeleye fertler bazında dâhil olmamışlardı.  DÜNYA HALKLARI da Uygurlara uygulanan soykırımın boyutunu bilmiyorlardı denilse abartmış olmayız.

İnsan hakları sivil toplum örgütlerinin raporları ve çalışmaları resmi ortamlarda gündeme alınmasına rağmen dünya HALKLARI durumun vahametini bilmiyorlardı.

ÇİN'in yaptığı ZULÜM yalanlarla, propagandalarla ve işbirlikçi hainlerin karartmaları sebebi ile tam anlaşılmamıştı

Kadriye Wufuer'in feryadı ve Gülbahar Jelilova hanımın kan donduran yaşadıklarını anlatması ve Doç. Dr. Ömer Kul, aynı zamanda mağdur yakınları da olan Hidayetulah Oğuzhan, Dr. Muhittin Canuygur, Dr. Abdullah Oğuz ve Cevelan Şirmehmet, Mirzahmet İlyasoğlu, Abdurrahman Tohti Âmine Vayıt, Medine Nazımı, Nursiman Abdureşit, Ömer Faruh, Mağfiret Emin, Semsiye Ali, Melike Mahmut, Meryem Sultan, Subhinur Ömercan, Kamer Artış, Nurettin İzbasar, Rabigül Hacımuhammet ve diğerleri ile diasporadaki Ruşen Abbas, Zümret Davut, Tursunay Ziyawuddin, Şehide Ali, RenaYaşar, Reyhangül Abliz hanımefendiler ve UYGUR ÖNDERLERİ, başta Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa ve Doç. Dr. Erkin Emet, Prof. Dr. Abdülreşit Celil Karluk olmak üzere isimlerini sayamadığımız ülkemiz ve dünyanın çeşitli ülkelerinden saygın akademisyenler ve isimsiz kahramanlarla Uygurlara yapılan İNSANLIK DIŞI OLAYLARI hazırlayıp sunduğum VİZYON programlarımda dünyaya anlattılar ve ÇİN yetkililerine seslendiler feryatlarını duyurmaya çalıştılar.

Birkaç mağdur ve mağdur yakınları tarafından İstanbul'dan başlatılan Uygur halkı DİRİLİŞİ/KIYAMI bütün dünyaya yayıldı. Artık UYGUR HALKI dünyada KIYAMDADIR.

KIYAMINIZ MÜBAREK OLSUN.

Ayrıca BM insan haklarına müracaat için başlatmış olduğumuz İMZA KAMPANYASI'nın daha başında Ömer Kul, Hidayetullah Oğuzhan, Muhittin Canuygur'un  iştirakleri ve destekleri ile önemli bir başarı elde ettik.

Makaleler yazdık makalelerimiz Uygur diasporası tarafından zaman zaman Uygurcaya zaman zaman Çinceye çevrilerek dünyaya yayıldı.

Bazen yalnız kaldık, 

Bazen sadece mağdurların duası vardı yanımızda.

Allah'tan yardım isteyerek yolumuza devam ettik.

Ne kadar şükretsek azdır.

SURDA BİR GEDİK AÇTIK!

Çok şükür mazlumların feryadını idrak edip, mazlumların derdi ile dertlendik.

Çin devlet başkanına zulmü durdurması için TARİHİ DAVET makalesi yazmak nasip oldu,

Uygur kardeşlerimize hitaben de makaleler yazdık.

Çin devletine zulmü durdurmasını, dünyayı zindan etmemelerini ve dünyanın geleceğinin barışta olduğunu bunu da ZULMÜ durdurarak başarabilecekleri uyarısında bulunduk. Dünyada Türk ve Müslümanlar arasında dostluk tesisinin buradan geçtiğini ifade ettik. Çin'in TERÖRİST iddiasına karşı ise; Diasporadaki UYGURLAR TERÖR YAPSALAR ÇİNLİLER DÜNYADA can güvenliği ile DOLAŞAMAZLAR dedik!

Zaman zaman Çin elçiliği ve konsolosluğuna açıklama yapmak ve cevap haklarını kullanmak üzere MAĞDUR YAKINLARI İLE YAPTIĞIMIZ programlarda sözlü ve yazılı program davetlerinde bulunduk. Çin elçilik yetkilileri cevap vermek için davetlerimize katılmadı.

Uygur kardeşlerimize ise birlik ve beraberliğin önemini anlattık. SİZİN YAPMADIĞINIZ FEDAKÂRLIĞI BAŞKASINDAN BEKLEYEMEZSİNİZ zulmün karşısında sesinizi duyurun. Bir kişiyim ne yapabilirim demeyin tek başınıza da olsanız ayağa kalkın ve yasalar çerçevesinde yasal insan hakları mücadelelerini vermelerini sivil toplum örgütlerine ve insanlara seslerini duyurmalarını önerdik. Önerilerimiz hamdolsun karşılık buldu.

Avustralya'dan, ABD’den Finlandiya, Norveç, Kazakistan'dan Kırgızistan'dan hâsılı dünyanın her yerinden gözyaşları ile dualar aldık. Çin devletine karşı ne yapabiliriz ki! Diye sordular. Sesinizi insanlığa duyurabilirsiniz zulme rıza zulümdür bana değmeyen yılan... Demeyin ses çıkarmazlarsa sıranın kendilerine geleceğini hatırlattık.

Çin temsilcilikleri önlerinde ailemiz nerede eylemlerine başladılar.

Dünyanın gözünün içine baka baka soydaşlarımız dindaşlarımız kardeşlerimiz soykırıma uğruyor.

Çin, Uygur kardeşlerimizin anlatımları ve paylaşılan görüntülerle de görüldüğü gibi Uygurları kamplara alıyor işkenceler yapıyor mal varlıklarını ellerinden alıyor hapse atıyor kadınlara toplu tecavüzler ediyor çocukları ailelerinin elinden alıp Çin komünisti olarak yetiştiriyor Uygurları köylerinden evlerinden alıp Çin'in iç bölgelerine yerleştiriyor KÖLE işçi olarak çalıştırıyor, organlarını çalıyor yaptığı zulümde sınır tanımadığı anlatılıyordu. Anlatılanlar akıl havsala alacak gibi değildi.

Çin zulmünü durdurmalıyız!

Uygur kardeşlerimize yapılanlara sessiz kalamazdık, Sessiz kalmadık, kalmayacağız.

Yazılar yazdık, programlar yaptık.

Allah'ın rızası ve yardımını umarak

Dualar alarak yolumuza devam ettik.

Artık DOĞU TÜRKİSTAN yalnız değildir.

UYGURLARIN feryadını dünya duymuştur.

Bütün DÜNYADA Japonya'dan Kanada'ya, Avustralya'ya UYGUR kardeşlerimiz ŞANLI MÜCADELE için AYAĞA KALKMIŞ, EL ELE VERMİŞLERDİR.!

Çok şükür!

Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.

Ne mutlu bu kutlu mücadelede yer alanlara!

Birkaç kişi ile çıkılan kutlu yolculuk bütün dünyada milyonlar oldu ve milyarlarca olacak İnşallah

"BİR ÇİÇEKLE BAHAR GELMEZ AMA BİR ÇİÇEK BAHARIN MÜJDECİSİDİR!"

Müjdeler olsun adım adım zafere gidiyoruz.

Başardık, sesimizi dünyaya duyurduk.

Dünya Uygurlara karşı ÇİN SOYKIRIMINI tanımaya başladı tanımaya devam edecek!

Türkiye Çin ile sıcak diplomatik yolları sonuna kadar kullanarak SOYKIRIMI durdurabileceğini ummaktayız. Çin Türkiye'ye hiç olmadığı kadar muhtaçtır. Türkiye elindeki bu fırsat ve imkânı kullanacaktır. DİPLOMASİ Türkiye'ye en iyi çözüm imkânını sunmaktadır.

Türkiye'de siyasetçiler özellikle muhalefet  bu konuyu asla ve asla iç siyaset ve politika malzemesi yapmamalıdır. Büyük vebaldir. Uygur davasına faydadan çok zarar verir!

Başka bir husus da ise; Lütfen DİKKAT diyoruz!

Masum ve kutlu amaca yönelik mücadeleleri gölgelemek ve şüpheli hale düşürmek, SİYASETE hatta KİŞİSEL emellerine alet etmek isteyenler geçmişte olmuştur gene olabileceği unutulmamalıdır. Toplumsal olaylarda her zaman "sızmalar ve karşı istihbarat provokasyonları" olabilir buna karşı güvenlik güçleri başta olmak üzere çok dikkatli olunmalı, Uygur kardeşlerimiz de masum samimi mücadeleye gölge düşürmek isteyenlere ve iç siyasete alet etmek isteyenlere katiyen fırsat vermemeliler. Mücadele her yerde her zaman YASAL ZEMİNDE yürütülmelidir.

Türkiye dâhil bulunduğunuz ülkelerde GÜVENLİK KUVVETLERİ VE YÖNETİMLERLERİN uyarılarını dikkate almalı KARŞI KARŞIYA GELECEK ASAYİŞ SORUNLARI çıkarmadan sesinizi duyurmaya devam etmelisiniz.

Unutmayınız ki hiçbir ülke, ülkelerinde asayiş sorunu çıkmasını mazur görmez..

Bu kutsal dava insanın gözü gibi korunarak yapılmalıdır.

Mağdur yakınları da dâhil ÇİN ZULMÜNE KARŞI YASAL MASUM VE HAKLI İNSAN HAKLARI ve KURTULUŞ mücadelesi yapanları koruyup kollamak devletimizin ve yurt dışında ise devletlerin ve emniyet güçlerinin işidir.

Uygur kardeşlerimiz dünyanın desteğini ararken de EMPERYALİST bazı devletler siyasi amaç güdebilir bunu bilerek ve dikkatle takip etmeliler.  Bu aşamada destek kimden ve nereden geldiğinden ziyade önemli olan SOYKIRIMIN durdurulmasıdır. Soykırımı tanımaları onların emperyalist olduğu ve onlara karşı dikkatli olunması gerektiği gerçeğini değiştirmez.

Ayrıca bilinmelidir ki devletimiz, hükümetimiz ve aziz milletimiz Uygur kardeşlerimizin haklı davasında yanındadır.

Türkiye DİPLOMASİ kanallarını sonuna kadar kullanacak ve sonrasında SOYKIRIMI tanımak dâhil gereğini yapacak olduğundan kimsenin şüphesi olmamalıdır.

Üstat şiirinde;

Zaman bendedir,

Mekân bana emanet,

Kim var diye soranlar

Ben buradayım ilelebet!

Canla canı ola

Can verdik yolunda

Kırdım zincirimi,

Hoş geldin Ey hürriyet!

Duysun tüm dünya

Duysun şimdi,

Yeter artık diyen,

Masumların sesini!

Bitsin bu esaret, bu zillet

Hadi ayağa kalk,

Bitsin bu hasret!

Surda bir gedik açtık

Mukaddes mi mukaddes

Ey kahbe rüzgâr artık,

Artık ne yandan esersen es!

(NFK)

..

Çin zulmünü ve SOYKIRIMINI durduracağız inşallah.

Biz bir milletiz, bir ümmetiz!

Biz UYGURUZ! Ve kardeşiz.

Zafer inananlarındır ve zafer yakındır.

..

Dünyanın yaşanabilir olmaya, barışa ihtiyacı var Çin zulmü ve soykırımı durdurarak buna katkı sunabilir. Çin komünist yönetimi bunu düşünmeli kendi geleceğinin de buna bağlı olduğu bir gerçektir.

"Dünya etme bulma dünyasıdır"

"Keser döner sap döner bir gün hesap döner"

Barış ve huzur dolu dünya dileğimizdir.

Vesselam..

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.