Halkın yüzde 99’unun Müslüman olduğu söylenen ülkemizde,

Her türlü yalanın söylendiği,

Her türlü hilenin uygulandığı,

Montajlı kasetlerin ortada yüzdüğü,

Her türlü devlet kurumlarının ve devlet güçlerinin kullanıldığı ve tarafsız olduğu söylenilen bir seçimi geride bıraktık.

Bütün göstergeler bu seçimin hak edilerek kazanılmış bir seçim olmadığını gösteriyor.

Bu görüntü Recep Tayyip Erdoğan’ın balkon konuşmasına da yansıdı.

Konuşmasını Ankara’da değil, seçim kaybettiği İstanbul’da yapması bunun bir tezahürüdür.

Birinci turda Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği;

Dışarıdan gelen oylar neticeyi değiştirmedi mi" sözü ikinci turda kendisini gösterdi.

Nefes kesen bir şekilde devam eden süreçte,

Rakibinin öndü yürüdüğü bir zamanda,

Dışarıdan gelen oyların açılmasıyla birlikte başa baş giden seçim birden değişti.

Türk Milleti’nin kaderi “Türk olmayan Türkler" tarafından tayin edildi.

Son bir haftada vatandaşlık verilen arap kökenli insanlar,

Yurt dışında olup da “Türk Vatandaşlığı Alan” araplar bizim geleceğimizi tayin ettiler.

Bu işin neticesinde en büyük zararı da çocuklarımız ve torunlarımız çekecektir.

Aslında bu seçim Türk Milleti’nin kendisiyle yüzleşme seçimiydi.

Eskilerin bir tabiri var;

Leşi vurana taşıttırırlar"

Bu millet yaşanacak sıkıntıları çekmeye hazırlansın demektir.

Zira;

Türkiye’nin demografik yapısını değiştirmeyi hedefleyen Suriye ve Afganlıların ülkemize bilinçli olarak yerleştirilmesine seyirci kaldılar.

Körfezden gelen para ile ekonomiye çeviriyoruz, sözüne bigane kalıp ekonominin bozuk olduğunu görmezden geldiler.

Ahlak, edep ve İslami şuuru gerektiren ne kadar kaide ve kural var ise bunların hepsine ters düştüklerinin farkına bile varmadılar.

İktidarı da Seçimin başlangıcıyla birlikte verilen vaatlere bağlı olarak;

Enflasyon,

Artan zamlar,

Yükselen fiyatlar,

Ücretlerin yetersizliği ve dengesizliği,

Kişilerin sosyal hakları,

Anayasal düzenlemeler,

Hukuk ve adaletin sağlanması,

İşsizlik ve istihdam,

İhracat ve ithalat arasındaki açılan makas,

Yatırımlar ve üretimler,

Memur emekli ve işçilerin alacakları refah payları,

Kamuya eleman alımında liyakatın öne alınması,

Türk lirasındaki düşüşün durdurulması,

Faiz ve dövizlerdeki artışın önüne geçilmesi,

Çiftçilik alanında bekleyen problemler,

Göçmenlerin durumu,

Orman yangınları, sel felaketi ve depremlerle mücadele gibi problemler beklemektedir.

Hep beraber bakıp göreceğiz.

Söylemler eylemlere dönecek mi?

Yoksa Demirel’in dediği gibi

Dün dündür, bugün bugündür" mü denilecek.

Zaman her şeyi bize anlatacak.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.