Bu gün insanlarımızın en büyük sıkıntısı;

Kendisine bir yol arkadaşı seçememektir.

Kendisini yalnız bir başına hissetmesidir.

İçine düştüğü bunalımdan tek başına kurtulamamaktadır.

Bocalayıp durmaktadır.

Gideceği yeri, tutunacağı yeri bilememektedir.

Halbuki Yaradan Kaf suresi 16. Ayette bu insanlara yol göstermektedir ;

And olsun ki insanı Biz yarattık; nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz; Biz ona şah damarından daha yakınız

Günümüzde insan kendisine yakın olanı bırakıp uzaklardan medet ummaktadır.

Buharî’nin bildirdiğine göre, Hz. Ebu Bekir (ra) şöyle demiştir:

“(Hicret esnasında) mağarada iken, ‘Ya Resulallah! Bunlardan (Müşriklerden) biri ayağının altına baksa bizi gürür.’ dedim. Bunun üzerine “Yâ Eba Bekir! Sen üçüncüleri Allah olan iki kişiyi ne zannediyorsun!” diye buyurdu.”

(Buharî, Fezailu’l-Ashab, 3).

Burada dost ararken önemli olan Tevekkül sahibi olmaktır.

Allah’ı vekil tayin etmektir.

O’nun dostluğunu kabul etmektir.

Yaradan’ı en yakınımızda tutmaktır.

İbrahim Hakkı Hazretleri Yaradan’ı en yakınımızda tutmakla olacakları haber veriyor ;

“Hak şerleri hayr eyler, zannetme ki gayr eyler, arif anı seyreyler, Mevla görelim neyler. Sen Hakka tevekkül kıl, teslim ol ve rahat bul, her işine razı ol Mevla'm görelim neyler neylerse güzel eyler.”

Özellikle ;

Sıkıştığımız anlarda,

Telaş ve paniğe meydan vermeden,

Yaradan’a tam güven duyarak

Yolumuza O’nunla devam etmektir.

Bunun içinde dilimize

Hasbünallahu ve ni’mel vekîl ” sözünü dilimize irşad etmektir.

Bu sözü Hz. İbrahim (a.s.) ve Hz. Muhammed (s.a.v.) en zor ve sıkıntılı anlarda söylemişlerdir.

Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhümâ şöyle dedi:

Allah bize yeter, o ne güzel vekildir” sözünü, ateşe atıldığında İbrahim aleyhisselam söylemiştir.

Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem de bu sözü

“Müşrikler size karşı toplandılar, başınızın çaresine bakınız!” dediklerinde söylemiştir. Nitekim bu haber Müslümanların imanını arttırmıştı ve onlar hep birlikte “Allah bize yeter, o ne güzel vekildir” demişlerdi.

Veysel Karani hazretleri ; “ İnsanlığı aradım; bunu doğrulukta gördüm. Gönlüm ululuk istedi, bunu kanaat ve tevazuda buldum. Övünmek istedim, bunu huyda ve benlikte küçülmekte buldum. Gönlümün gani olmasını aradım, bunu tevekkülde buldum “ diyor.

Tevekkül meselesi ayrıca imanla ilgili bir konudur.

İhlaslı olmak lazım,

Rabbül alemine tam teslim olmak lazım ki tevekkül etmiş olalım.

Aksi takdirde imanımızın zayıf olduğu kanaati hasıl olur.

Bu nedenle de tam tevekkül edilmiş olmaz.

Haşa Allah’a olan güvencimizde bir yetersizlik oluşur.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.