Ülke olarak yaşadığımız çok büyük felakete rağmen (istesek de istemesek de geride kalanlar için) hayat devam ediyor. Sağlıksız geçirdiğimiz her gün ise hem kendimize hem de ülke ekonomisine ciddi boyutlarda zararlar veriyor. Bu nedenle toplum olarak sağlıklı olmanın kurallarını (en basit şekliyle bile olsa) öğrenip uygulamak zorundayız.

*Zihnimizi sürekli iyi ve faydalı şeylerle meşgul ederek stres yönetimini öğrenmeye çalışmalıyız. Beynimiz pozitif konularla ne kadar çok meşgul olursa, strese o kadar çok dirençli hale gelir.

*Tarih boyunca; “karşılık beklenilmeden yapılan yardım” anlamında kullanılan ancak bundan çok daha ötesi anlamlar içeren, “insan sevgisinin eyleme dönüşmüş hali olan iyiliği hayatınızdan çıkarmayın.” Sadece iyi insan olmakla yetinmeyip “iyilik yapan insan” olmaya çalışarak problemlere çözüm bulmanın zevkini yaşayın. 

*Yaşınızdan bağımsız olarak hafızadan sorumlu beyin merkezlerini uyarın. Arkadaşlarınızla ciddi konular üzerinde sohbetler yapın, kitap okuyun, şiir yazmaya çalışın, müzelere gidin, söyleşiler, konferanslar izleyin, satranç oynayın, bulmaca çözün, yani mutlaka bir şeyler yapıp kafanızı kullanın…

*Çoğunlukla pozitif düşünerek “yeri geldiğinde kahkaha atabilmek,” güler yüzlü olmak, zaman zaman göğüs kemiğimize parmaklarımızla vurarak (timüs bezine) masaj yapmak, kalbimizi normalden daha fazla zorlayacak fiziksel hareketlerde bulunmak, “timüs bezimizin çalışmasını daha düzenli hale getirerek bağışıklık sistemimizin güçlenmesine katkıda bulunacaktır.”

*Rahatlamak, hoşlandığınız şeyleri yapmak için kendinize zaman ayırın. Bugünkü hayat şartlarında stresten, gerilim ve sıkıntılardan kurtulma şansımızın çok az olduğunu bende biliyorum, ancak bunları “biriktirip büyütmenin veya biriktirmeyip tüketmenin de” kendi elimizde olduğunu da biliyorum.

*Ruhunuzu etkileyerek sizi manen rahatlatacak ibadetleri yapmaya çalışın, sosyal medyada felaket tellallığı yapan videolar yerine Kur an veya sevdiğiniz müziği dinleyin, sizi mutlu edecek hayaller kurun, geçmişte yaşadığınız olumlu şeyleri düşünün, kendi kendinize meditasyon yapın, fırsat buldukça açık alanlarda yürüyüşe çıkın.

*Özellikle ellerinizi kullanacağınız meşgaleler bulun. Elleriniz çalıştıkça beyninizin strese daha dirençli, olumlu düşüncelere daha açık hale gelecektir. Kısaca bir şekilde rahatlayın. Dertlerinizi unutup tek başınıza rahatlamış sakinleşmiş şekilde geçireceğiniz 3 – 5 beş dakikanın bile sağlığınız üzerinde çok olumlu etkileri olduğunu unutmayın.

*Neşeli olun, daha çok gülümseyin, daha çok yüksek sesle gülün. Gülmek sandığınızdan çok daha fazla kasımızı çalıştırır. İç organlarımıza masaj etkisi yaparak sindirim sisteminin faaliyetlerini artırır, ağrıları geçirir, “içimizdeki sessiz ve ölümcül tehlike inflamasyonu durdurur.”  Neşeli, mutlu ve pozitif insanlar olduğumuz, yaşamaktan zevk aldığımız zaman bağışıklık sistemimizin daha güçlü hale gelerek, bizi hastalıklara karşı daha iyi koruyabileceğini unutmayın.

*Güldüğümüz zaman farkında bile olmadan daha derin nefes alırız ve böylece akciğerlerimize daha çok oksijenle negatif iyonlar gider ve timüs bezimiz daha fazla mutluluk hormonu üretir. En önemlisi “gülümsemek diğer insanlarla aramızdaki engelleri ortadan kaldırarak paylaşmayı kolaylaştırır…”

Yaşadığımız büyük felaketin “hayata bakışımız ve sağlık anlayışımızı tekrar gözden geçirmemize vesile olması” dileğiyle, huzurlu hafta sonları…

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.