Zaman su gibi akıp gidiyor. Beş yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş. Ünlü denizcimiz Sadun Boro'yu sonsuzluğa uğurladığımız gün sanki dün gibi...

Bazı insanlar yaptıklarıyla kolay unutulmazlar. Bu ülkeye kalıcı ve olumlu katkıda bulunanlar, kadirbilir insanlarımızın gözünde ölümsüzleşirler. Tıpkı Türk denizciliğini dünyada yücelten Sadun Boro gibi...
Denize gönül verenlerin Sadun Baba'sı, bizlerin çok değerli Sadun ağabeyisi donanımlı, esprili, öğretim gücü yüksek bir Türk büyüğüydü. Toplumumuzda bugün ondan feyiz alanların sayısı hayli fazladır. Deniz sevgisini insanımıza ve gençlerimize bulaştıranların başında gelir. Amatör denizcilerimizin çoğu, hep onun desteği ve teşvikiyle tekne sahibi olmuşlar, ona özenerek engin denizlere yelken açmışlardır.

Sadun Boro'nun sadece deniz aşkı değil, çevre sevgisi de çoğumuza örnek olmuştur. Denize olduğu gibi ormanlarımıza da, göl ve akarsularımıza da, ülkemizin tüm doğal güzelliklerine de sahip çıkmış, adeta tek başına ordu gibi savaşmıştır. Bugün onun yerini tutacak bir deniz ve çevre gönüllüsüne kolay rastlayamadığımızı söylemeliyiz.

Bazı insanlar tribünlere oynamayı çok severler. Bir yaptığını bin gösterenlere bu toplumda çokça rastlarız. Oysa Sadun Boro, her türlü övgüyü hakketmesine rağmen mütevaziliği hep ön planda tutmuş, sanki o başarıların sahibi başkasıymış gibi davranmıştır. Onun meşhur Kısmet teknesiyle çıktığı dünya gezisi döneminde, pusuladan başka alet yoktu. Öyle bir yolculuğa o imkansızlıklar içinde çıkmak büyük bir cesaret, hatta çılgınlık isterdi. İşte o cesaret ve çılgınlığı gösteren tek Türk Sadun Boro'ydu.

Bugünkü teknolojik imkanlarla, tam donanımlı teknelerle Okyanus'u geçmek çok kolaylaştı. Oto pilota bağlayıp, uyuyarak bile Okyanus'u geçebilirsiniz artık. Ama Sadun ağabeyin gittiği yıllarda, böyle bir yolculuğu aklından geçirenlere deli gözüyle bakılırdı. Telsizi olmayan teknelerle yol alabilmek için, rüzgar ya da bulutlara bakarak hava tahmini yapan, ayın etrafındaki haleleri yorumluyarak bir gün sonrasını kestirmeye çalışan denizciler tarihe karıştı artık. Bugün meteorolojiden üç-beş günün değil, bir haftanın hatta 15 günün tahminini izlemek mümkün. Eskiden böyle miydi?

Sadun Boro paylaşımcıydı. Bildiklerini tüm öğrenmek isteyenlere bıkmadan usanmadan anlatır, denizin tehlikelerini, cahil cesaretini ve denizcilerde bulunması gereken karakteri örnekleriyle dile getirirdi. Hiç unutmam, Sadun Boro gibi dünya seyahatine çıkmak isteyen ve Almanya'da yaşayan bir yurttaşımıza Okluk koyundaki teknesinde saatlerce dil dökmüş, neler yapacağını bir öğretmen gibi not ettirmişti.

Çok önemli vasıflara sahip bir büyüğümüzdü Sadun ağabey. Deniz ve çevre sevgisinde olduğu gibi insan sevgisinde de bir önderdi. Onu tanıyanlar sevgi ve saygıda kusur etmezler, ondan da aynı sevgi ve saygıyı görürlerdi. Herkesi dost kabul eden, kucaklayan, sahiplenen bir yapısı vardı Kaptan'ın. Denizi sevenler ve gönül verenler onun evlatları, kardeşleri, çok yakınları gibiydiler.

Sadun ağabeyi tanıyalı tam 44 yıl olmuş. Onu dünya seyahatine teşvik eden, destekleyen dönemin Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Müdürü Necati Zincirkıran ağabeyimiz tanıştırdı bana. Yıllarımız tam bir ağabey-kardeş gibi birlikte geçti. Çok güzel günler yaşadık Karacasöğüt'te. Sabahları Okluk'taki 8 numaralı çam ağacına bağlı teknesinden çıkar, yürüyerek benim Söğütboğazı'ndaki bahçeme gelir, birlikte ormanları dolaşır, çevre sorunlarını konuşurduk. Ağaçların kesilmesine, ormanların tahribine, denizlerin kirletilmesine çok üzülür, bunlara çare üretir, çareleri devlet yöneticilerine bıkmadan usanmadan birlikte anlatırdık. Israrım üzerine devlete hazırladığı bir rapor, denizlerimizin ve koylarımızın korunarak bugünlere gelmesinde önemli rol oynamıştır.

Şimdi köy mezarlığındaki mütevazi yerinde sevgili eşi Oda Boro ile yan yana yatıyor koca Kaptan. Sevdiği çam ağacının dibinde rüzgarın ve kuşların sesini dinliyor olmalılar. Çok sık gidiyorum ziyaretine, çevre açısından yaşadığımız son tatsızlıkları görmediği için şanslı sayıyorum onu. Aslında ona şanına yakışır bir anıt yaptıracaktık, olmadı işte. Onu sevenlerin tümü gayret gösterdiler, bu genel arzumuzu yetkililere duyurmaya çalıştılar ama, Türk denizciliği için son derece önemli bu sonucu alamadılar. Şimdilik gücümüz yetmedi diyebiliriz. Umud ediyorum ki ilerde Sadun Ağabey'e yakışır bir anıtı dikeriz demirlediği yerin en yüksek tepesine. Neden olmasın, inşallah görürüz o günleri. Biz göremezsek bile, bizden sonra gelecek deniz ve doğa aşıkları bu vasiyetimizi yerine getirirler.

Sadun ağabey'siz koskoca beş yılı geride bıraktık.
Sessiz ve sakin bir şekilde anıyoruz onu. Sadun ağabeyi çok özledik. Hasretimiz her geçen gün daha da artıyor. Mekanı cennet, ruhu şad olsun.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.