Bir devlet adamı nasıl olmalıdır? diye sorsam herkes kendi algı ve beklentileri doğrultusunda bir tanım yapar ve mutlaka ortak bir noktada buluşulur: dürüst, çalışkan, işinin ehli, mütevazı, yurtsever… Ben yıllar içerisinde tanıdığım birçok siyasetçiden farklı olduklarını düşündüklerimle bu sorunun cevabımı kendimce vermiş olacağım.

Mesleğe ilk başladığım yıllarda kutuplaşmanın en derin zamanlarında Oran Korusu’nda rastlamıştık Ecevit ve eşine. Bizimle selamlaşmış ve sohbet ederek, ağır ağır yürüyüşlerine devam etmişlerdi.

1996 senesinde Akay Yokuşu’nda karşılaşmıştım İsmet Sezgin’le. Üniversite yıllarımda onun bakanımız olduğunu ve artık yeni yasa gereği erken emekli olacağımı söylediğimde “Ne yapmışız biz daha çocuksun sen, ne emeklisi?" demiş, kısa sohbetin ardından sarılmıştı bana. Yanımdaki arkadaşlarım şaşkındı. O bir bakandı ve her ne kadar artık milletvekili olsa da sıradan bir vatandaşa gösterdiği ilgi ve sadece şoförü eşliğinde gezmesi ilginç gelmişti.

2000’de Esat’ta özel bir klinikten çıkarken Demirel’in şimdi milletvekili olan yardımcısı ile arabadan indiğini görmüştüm. Halk etrafını sardı. Onlarla o meşhur şivesi ile şakalaştı ve sağlık dileyenlere teşekkür edip, herkesle el sıkıştı.

Bu örneklerin kişisel bir yığın hataları olabilir, sevmeyebilirsiniz ama bir ordu eşliğinde değil yalnız gezmeleri vatandaşa olan güvenleri ve kendilerini emniyette hissetmeleri bile başlı başına bir farklılıkmış bu günlere göre.

Farklı kesim ve ideolojideki milyonları günlerce duada birleştirip gözyaşı döktürten kaç siyasetçi hatırlıyorsunuz Muhsin Yazıcıoğlu’ndan başka. Siyasi işkencede günlerce azap çekmiş sol görüşlü bir meslektaşım şişmiş gözleri ile okula geldiğinde aynen şunları söylemişti ”Bir gün bir kurt için gözyaşı dökeceğim hiç aklıma gelmezdi..

Yukarıda tanımını yaptığımız devlet adamı profilinin örneklerini sizlerin hafızalarındakilerle çoğaltabiliriz. Hepsinin kibirden uzak ve ne için o makamlarda olduklarını unutmadıklarını görüyoruz.

Geçenlerde merhum Vali Recep Yazıcıoğlu’nun kuzeni ile konuşurken onun bir anısı bana da bunları hatırlattı. Aynen şöyle diyordu Rüveyda Özyer: “Düşünüyorum da kaç kişi kaybettiği kıymetlisini hatırlayınca kalbi kan ağlarken yüzü güler? Onu her hatırlayışımda o muhteşem duruşu ve söylediği sözler gelir aklıma. Bir gece yarısı çalar telefonum. Sevdikleri dışarıda olan herkes gibi ürperirim. Ahizenin öbür tarafındaki ses için gece gündüz gibidir. Halk hizmet bekler, mazeret değil. ‘Yarın Bursa’dayım terminalden gel beni al’ der Valim.

Peronların arasında dolaşırken otobüs çoktan gelmiştir. Otobüsten herkes iner ama o yoktur. Muavine sorarım ‘Denizli Valisi Recep Yazıcıoğlu bu otobüste olacaktı ama inmedi’ diye. Çocuk dikkat ve hayretle biraz da şüpheli ‘Abla koca Vali ne arasın?’ diyerek uzaklaşır. Birazdan bir el omzuma dokunur. Sarılırız. Yolcular şaşkın, muavin ağzı bir karış açık öylece bakakalırlar. Anında etrafı sarılır. Herkesin isteğini dileğini tek tek dinler, not alır. Peron gittikçe kalabalıklaşınca görevliler müdahale etmek isterler ama o devam eder. ‘Canım ağabeyim mekânın cennet olsun!..’ Anılarını derleyip bugünün kibir abidesi çapsız siyasetçi, sözüm ona devlet adamlarına başucu kitabı olarak hediye etmek istiyorum” dedi.

Başarıları tartışılsa da bozuk düzeni hale yola koymak için verdikleri mücadele inkâr edilemez. Kimisinin eli kolu bağlandı, kimisi öldürüldü, kimisi çirkin tuzaklarla aktif siyasetten uzaklaştırıldı ve mayın tarlası temizlendi bugünün kirli siyasetçi ve devlet adamları için. Kimse darılmasın genelleme yapıyorum belki ama bu benim değil halkın algısı. “Beni seviyorsan takla at da göreyim..” diyebiliyorlar seçmenlerine. Seçilen kadar seçenin de suçlu olduğu aşikâr. Ancak adil olmak adına şunu da söylemeliyim ki önünüze konan renkler farklı ama kumaş aynı.

Her konuda olduğu gibi “Ah eskiler, eski günler” demeye devam edeceğiz galiba.

8 Eylül 2003’de kaybettiğimiz değerli Valimiz Recep Yazıcıoğlu’nun şahsında bu ülkeye gönül vermiş ve ebediyete uğurladığımız tüm güzel insanları rahmetle anıyorum.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.