İnsan hayatının vazgeçilmez ihtiyaçları arasında yer alan ve her gün yaşadığımız uyku; basit bir bilinçsizlik veya dinlenme süreci değil, aksine “beynimizin günün verilerini organize ettiği, tüm bilgileri yerli yerine oturttuğu” çok karmaşık, hayati ve mucizevi bir süreçtir.

Vücudumuzda günlük uyku ile uyanıklık döngüsünü kontrol eden bir mekanizma vardır. “Sirkadiyen ritim” adı verilen bu mekanizma, vücutta bulunan ve yaklaşık 24 saatlik dilime göre ayarlı olan “biyolojik saat” tarafından kontrol edilir.

Cambridge Üniversitesi’nden Dr. Akhilesh Raddy, vücut saatinin bedenimizdeki her türlü biyolojik süreci etkilediğini ve “vücut saatine aykırı yaşamanın sağlığa verdiği zararla İlgili sonuçlarının çok net olduğunuözellikle meme kanseri” üzerinde etkili olduğunu söylemektedir.

Bilinenin aksine uyku tüm vücut sistemlerinin pasifleşip dinlendiği bir bölüm değildir. Çünkü “uyku esnasında vücudumuz genel olarak tamir ve yenilenme sürecine girer.” Vücudumuzun suya, oksijene, mikro gıdalara ve negatif iyonlara ihtiyacı olduğu kadar uykuya da ihtiyacı vardır ve normal şartlarda her insan ortalama olarak ömrünün üçte birini uykuda geçirir.

Uyku uzmanlarına göre; dengeli bir hayat sürebilmemiz için her gün ortalama olarak 7 – 9 saatlik dinlendirici bir uykuya ihtiyacımız vardır. Uyku esnasında gün boyunca insan zihnini meşgul eden problemler, gerginlikler, aktiviteler ve farkında olmadan “hafızaya alınan tüm bilgiler çok gelişmiş bir bilgisayar hafızasının ayıklanması gibi ayıklanır.”

Uykuda hormonlar dengelenir, sindirim sistemi ve solunum sistemi daha yavaş çalışarak kısmen dinlenir. Bağışıklık sistemi vücudumuzun tamirat ve yenileme işleriyle daha çok uğraşır. Uyku esnasında epifiz bezi daha aktif çalışarak daha fazla büyüme hormonu salgılar. Uyku uzmanları kanımızdaki büyüme hormonu seviyesinin uykuya dalar dalmaz, yükseliş gösterdiğini tespit etmişlerdir.

Vücudumuzun hasarlı hücreleri tamir etmesi ve yeni hücreler üretebilmesi için gerekli olan her türlü mikro gıda maddelerini temin etsek bile, normal seviyelerde hücre yenilenmelerinin olabilmesi için yeterince uyku uyumamız şarttır.

Kısaca “uyku bozukluğunu ciddiye alın.” İnsanın sağlıklı olmasındaki en büyük katkıyı düzenli ve kaliteli bir uyku sağlar. Uzun vadede sağlığımız üzerinde ki negatif etkilerinin çok fazla olacağını bilin. Oksijeni ve negatif iyonları bol ormanlık veya sakin bir ortamda yeterli miktardaki her uykudan sonra dinlenmiş yenilenmiş olarak uyanacağınızı unutmayın.

UYKUSUZLUĞUN NEDEN OLDUĞU SAĞLIK SORUNLARI

*Uykusuzluk genel olarak vücudun bağışıklık sistemine zarar vererek birçok hastalığın oluşumu için zemin hazırlar. Yorgunluk, halsizlik, isteksizlik, sinirlilik uykusuzluğun en basit sonuçlarıdır. Kalp damar hastalıklarından psikolojik sorunlara kadar pek çok hastalık uykusuzluk halinde daha da ağırlaşmaktadır.

*Uykusuzluk beynimizin etkinliğini azaltır. Normalde daha kısa sürede,daha az efor sarf ederek ulaşabileceği sonuçları daha uzun sürede, daha çok efor harcayarak elde edebilir.

*Yetersiz uyku kısa ve uzun süreli hafıza körelmesine neden olabilir. Yeterince uyumamış sanız unutursunuz ve dikkatinizi toplayamazsınız. Yapılan araştırmalar sonucu 36 saat uykusuz kalan insanlarda karar alma mekanizmasının yavaşladığı plan yapma ve koordine olma kabiliyetinin zayıfladığı görülmüştür.

*Uykusuzluk insanı sürekli olumsuz düşünmeye sevk ederek beyin hücrelerini öldürür. Birçok farklı araştırma uykusuzluğun beyin hücrelerini öldürdüğünü ispatlamıştır. Fareler üzerinde yapılan güncel bir çalışmada uzun süreli uykusuz kalan farelerin beyin hücrelerinin %25’inin öldüğü görülmüştür.

*Birçok araştırmada zihinsel rahatsızlıklarla uykusuzluk hastalığı (insomnia) arasında yakın bir ilişki olduğu görülmüştür. “Uykulu halde araç kullanmak sarhoş araç kullanmaktan daha tehlikelidir.” Bu iki durumda uykulu sürücünün bilinci daha düşük seviyededir.

*Uykusuzluk kendimizi “tok hissetmemizi sağlayan leptin hormonu’nun seviyesini azaltır ve iştahı teşvik eden ghrelin hormonu seviyesini artırır". Bu nedenle uykusuz insanlar daha çok acıkır. Sonuçta kilo alımı hızlanır ve bağışıklık sistemi zayıflar.

*Uykusuzluk büyüme hormonu HGH, prolaktin ve kortizol hormonlarının dengesini bozar. Çoğalan kortizol hormonu beyin hücrelerine zarar verir. Unutkanlık ve baş dönmesine yol açar. Kortizol hormonu aynı zamanda hem iştahı hem de depolanan yağ miktarını artırır.

*Uyku esnasında salgılanan HGS ve prolaktin hormonlarının eksik olması halinde hücre tamiratı ve yenilenmesi yavaşlar, bağışıklık sistemi zayıflar ve vücudumuz özellikle enfeksiyonlara karşı savunmasız hale gelir.

Araştırmalara göre bir gecelik uykusuzluk bile bağışıklık sistemine zarar verebilmektedir. Bir hafta yeterince uyumamak ise hormon dengesini bozup hastalıklara davetiye çıkarmak için yeterlidir.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.