*Fibrokistler; Tüm yaş grubunda ki kadınlarımızın “en az üçte ikisinde görülen” ve “mamografi, ultrasonografi peşinden biyopsi gibi kanser yapıcı” işlemlerden sonra “iyi huylu tümör ancak tedbiren üç (veya altı) ayda bir kontrole gelmeniz gerekir” gibi teşhislerle kadınlarımızın geri kalan hayatlarının karartılmasına neden olan kitleler.

Memede fibrokistik hastalık (Fibrokistik durummeme displazisiyaygın mastopati gibi başka isimleri de vardır.) “bir veya her iki memeyi de etkileyen ağrı ve ele gelen yumrular” şeklinde tanımlanır. Fibrokistik sözcüğünün içindeki “fibro” sert doku, “kist” ise içi sıvı dolu kese anlamındadır.

Yani “fibrokist kelimesini duyduğunuzda aklınıza kanser” değil, memede süt bezlerinin ve kanallarının oluşturduğu “içi sıvı dolu kesecikler ve çevresinde oluşan sertlikler gelmelidir.”

Kadınların meme ultrasonografilerinde en çok görülen problemler arasında ilk sırada görülen meme fibrokist oluşumunun nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, “adet döngüsü, salgılanan hormonlar, psikolojik yapı, çevresel toksinler ve beslenme ile ilgili problemlerin  olabileceğine” ilişkin görüş ve çalışmalar devam etmektedir.

Tüm yaş gruplarında görülse de en çok 30-50 yaş aralığındaki kadınların “en az üçte ikisinde görülen fibrokistlerin” oluş nedeni olarak (bana göre) dikkate almamız gereken unsurlar “memelerin doğal yapısı ve adet döngüsüne göre değişen hormon salınımıdır.”

Memede süt kanallarını saran bağ dokusu ve süt bezleri olmak üzere iki temel doku yapısı vardır. “Adet döneminde etkili olan hormonlar aynı rahimdeki gibi meme dokusunu da etkiler.” Meme bu etkilerle süt vermeye hazırlanır, “süt bezlerinin hücreleri çoğalır, kanlanma artar, bezler şişer.

Bu durum “fiziksel olarak memede ağrı ile şişkinlik ve ağırlık hissi oluşturur.” Ancak gebelik gerçekleşmezse bu etkilerin geriye dönmesi gerekir. Fakat “kullanılmayan bu hücrelerin kaybolma ve dolan süt kanallarının boşalma süreci çoğu zaman sorunlu olur” ve “yangı (inflamasyon) gelişerek şişlikler ve sertlikler yani fibrokistik durum” ortaya çıkabilir.

Ancak bu durum çok değişkendir ve bazen kitlelerin, yumruların varlığı elle anlaşılmayabilir. Fibrokistik kitle gelişen kadınlarda özellikle “adet dönemlerinde beliren veya artan ve çoğunlukla koltuk altına doğru yayılan meme ağrısı şikayetleri” olabilir. Ağrılar geçici veya dönemsel (adet öncesi) de olabilir.

Süt bezleri ve süt kanallarında ki bu döngüsel değişim kadınların ilk adet görmeyle birlikte başlar. Zaman içerisinde bu değişimlerin etkileri birikir ve “genelde 30 yaşından sonra fibrokistik kitleler belirginleşir.” Menapozdan sonra adetlerin bitmesiyle birlikte bu durum azalır. Fibrokistik hastalık her 2 memeyi de etkiler “ancak bazen bir memede diğerine göre daha yoğun olabilir”.

*Fibroadenomlar: 15-35 yaş aralığında ki kadınlarda sıklıkla görülen iyi huylu meme tümörleridir. Bu tümörlerin yapısı sert, pürüzsüz, lastik kıvamındadır ve sınırları iyi belirlenebilir. “Fibroadenomların, fibrokistlerden farkı, dışı gibi içinin de katı doku ile dolu olmasıdır”. Bu “kitleler (tümörler) kansere dönüşmeyen kitleler olup meme kanseri taramalarında kafa karıştırabilirler.”

*Hiperplazi : Hormon uyarıları sonucunda meme dokusundaki fibrokistik değişiklikler “aşırı yoğun olabilir ve süt kanallarındaki hücreler fazlasıyla çoğalabilir.” Hiperplazi denen bu durumda eğer hücrelerin mikroskop altındaki görüntüsü de bozulmuşsa atipik hiperplazi gelişmiş olur.

Modern tıp “meme kanseri gelişme riskinin hiperplazi durumunda hafif, atipik hiperplazi durumunda ise orta düzeyde arttığını varsayar.” Ancak bu kitlelerinde oluş nedeni olarak diğerlerinden farkı yoktur ve “sadece çokluk ve şekil bozukluğu nedeniyle kanser ihtimalini düşünmek yanlıştır.”

*Enfeksiyon: Memede enfeksiyon en sık emzirme dönemlerinde ortaya çıkar. Normalde “bebeğin ağzında bulunan bakteriler meme başındaki çatlaklardan süt kanallarına girerek enfeksiyon gelişmesine” sebep olabilirler. “Ağrı, ısı artışı, memede şişme, kızarıklık ve bazen de kitle oluşumu gibi bulgular la ortaya çıkan bu durumun meme kanseriyle ilgisi yoktur.

* Eğer “daha önce memede biyopsi uygulaması gerçekleştirildi ise” bu işleme bağlı olarak da lezyonlar geliştiği görülmüştür.

Not: Konunun hazmedilerek bir gurme titizliği ile okunup anlaşılması için kısa tutuyor ve devamını gelecek makaleye bırakıyorum. Toksinler ve inflamasyon hakkında detaylı bilgi sahibi olmak isteyenler “Kanserle Savaşırken Öğrendiklerim” adlı kitabımı “PDF olarak ücretsiz indirip okuyabilirler…”

Yeni haftanın sağlık bilincimizin çoğalmasına vesile olması umuduyla…

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.