Amerika, bölgede dostumuz ve ittifak içinde olduğumuz bir ülke olmadığını son adımlarla bir kez daha ortaya koydu. Gara’da 13 şehidimizin hunharca katledilmesinden sonra PKK’yı kınamayan ve timsah gözyaşları döken Amerika’nın yeni oyunlar peşinde olduğunu da görmekteyiz.

Yapılan açıklamalardan da Amerika’nın Suriye’de PYD/ PKK terör örgütüne destek sağlamaya devam edeceğini görmekteyiz. Şimdi bunları gördükten sonra bunlara nasıl güvenecek ve yola çıkacağız.

ABD’nin PYD/ PKK’dan oluşan güçlerine “Suriye demokratik güçleri” adı altında iş birliğine gitmesi yüz karası ve dostluğa dayanmayan bir ikiyüzlülüktür. Düşmanlıktır. Altımızı oymasıdır. Son olarak koalisyona ait 50 TIR’la Irak’tan Suriye’ye bu bölgeye askeri sevkıyat yapılmış, bölgedeki PYD/ PKK güçlerine yeni bir destek sağladığı ortaya çıkmıştı.

Kuzey Irak’ta Erbil’de İncirlik Üssü’ne eşdeğer bir üs kuran ve Suriye’deki terörist güçlere buradan destek sağlayan Amerika, şimdi de Suriye’de büyük bir üs kurmanın hazırlıklarını yapıyor.

Ortadaki gerçek şu:

Amerika bölgeye yerleşiyor.

Kuzey Irak’ta olduğu gibi Suriye’de de PYD/ PKK’lıların bulunduğu bölgede özerk bir yapılaşmayı hedefliyor. Bunun için de Türkiye’nin önünü kesmek ve planlarını uygulamak durumunda.

Aynı zamanda bölgede İran tehlikesini de ortadan kaldırıp, İsrail’in güvenliğini sağlamayı da ön planda tutuyor.

Artık bunları görmek ve buna göre yeni stratejiler belirlemek durumunda olduğumuzu görmeliyiz.

ABD öncülüğündeki IŞİD’le mücadele koalisyonunun, Suriye’nin Haseke iline bağlı Ayn Divar bölgesine büyük bir askeri üs kurmayı planladığı ortaya çıktı. Ayn Divar bölgesi, Suriye’nin en kuzeydoğusunda Türkiye ve Irak sınırlarının da kesiştiği bölgede, Şırnak’ın Cizre ilçesine birkaç yüz metre uzaklıkta bulunuyor. Ayn Divar civarında Rus askerlerinin de bulunduğu biliniyor.

Emekli Tuğgeneral Ali Er bu üs çalışmalarını değerlendiren bir açıklamada bulundu. Son derece önemsenmesi gereken bu açıklamaların konu hakkında hepimize ışık tutacağı inancındayız.

“Buraya kurulması planlanan üs bir sınır güvenlik üssü mü, eğitim üssü mü, istihbarat üssü mü bilemiyoruz. Fakat art arda olanları gördükçe bu son adımı ABD’nin, Türkiye’ye yönelik bir provokatif adımı olarak değerlendirebiliriz. Sanki ABD, etki odaklı harekât yaklaşımıyla Türkiye’yi köşeye sıkıştırma odaklı hareket ediyor” dedi. Bölgedeki üs planlamasının arkasında ABD’nin Suriye’deki kuvvetlerinden sorumlu Merkez Kuvvetler Komutanlığı’nın (CENTCOM) olduğunu belirten Er, “Biden yönetiminin göreve başlar başlamaz Ortadoğu’da bu ölçüde taktik seviyede adımlar atmaya dönük kararlar aldığını düşünmüyorum. Bu, Trump döneminde alınıp bugüne kadar belki askıda tutulan kararın bu geçiş sürecinde oldubittiye getirilmesi gibi duruyor. Çünkü bu kararın alınması için şu an bir askeri gerekçe göremiyorum, bu adım siyasi bir adımdır. Bu kararın arkasında politikacılardan çok CENTCOM ve Pentagon’un olduğunu düşünüyorum, çünkü bu normal bir şey değil.

Ayn Divar bölgesine kurulacak üssün IŞİD’le mücadele gibi bir gerekçesinin olamayacağı, çünkü bölgede IŞİD varlığı bulunmuyor. Bu bölge, Irak-Suriye bağlantısını sağlayan yola çok yakın bir bölgedir. Buraya kurulacak bir üs, ABD’nin Türkiye’ye ‘Bu bölgede YPG’ye yönelik bir şeyler yapmayı planlıyorsan bunu yapma’ mesajı olur. Dolayısıyla böyle bir üs askeri olmaktan çok siyasi bir mesaj içerir. Türkiye sınırının dibine kalıcı bir üs kurulmasının askeri tek amacı, Türkiye’yi bu bölgede yapılabilecek olası bir harekâttan caydırmak olabilir. ABD’nin bu adımlarının NATO müttefikliği hukuku uyarınca da “kabul edilebilir” değildir. N

ATO anlaşmasının, müttefiklerin “işbirliği ve eşgüdüm” içinde hareket etmesini öngörüyor. ABD, Ortadoğu’da NATO şapkasıyla değil, ABD’nin müstakil emperyalist yaşam alanı gözüyle hareket ediyor. ABD, YPG’yi Rusya’nın Suriye’de Esad’la almış olduğu durum üstünlüğünü dengelemek için bir araç olarak kullanıyor, bunu kendileri söylüyorlar. Ancak bu durum, Türkiye’nin ulusal güvenliğine tehdit oluşturmaktadır. Burada çıkarlar çatışıyor. ABD’nin PKK/YPG terör örgütüne yönelik tutumunu Türkiye’nin kabul etmesi mümkün değil. Şu anda bu adımları boksörlerin maçta birbirlerini yoklama yumrukları gibi görüyorum. Biden’ın iç politikadaki stratejik adımlarını planladıktan sonra sıra Ortadoğu’ya gelince Türkiye’yle de tüm bu meseleler müzakere edilecektir.

NATO’nun Irak’taki gücünü artırma kararı aldığı ve bu karara Türkiye’nin karşı çıkmadığı bir konjonktürde ABD sınıra da üs koyar, YPG’yi de destekler. Türkiye’nin PKK ile mücadelesi sürerken Irak’taki NATO güçlerinin 4-5 bine çıkmasına karşı çıkması gerekirdi. Türkiye, maalesef stratejik bir oyun planı kurmadan müstakil olaylara müstakil cevaplar vererek dar bir alana sıkıştırılıyor.”

necdetbuluz@gmail.com

www.facebook.com/necdet.buluz

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.