Turizmde çok kötü bir dönemden geçiyoruz. Önümüzü göremiyor, ne yapacağımızı bilemiyoruz.

Öyle hemen kötü yönetim, gerekli önlemler zamanında alınmadı, sektörün feryatlarına kulak tıkandı filan demeyin. Haksızlık yapmayalım, çünkü sadece bizde değil tüm dünyada turizm berbat durumda. Bu Kovit ortalığı allak bullak etti. Ülkelerin sadece turizmini değil, ekonomilerini de etkiledi. Rakip ülkelerin durumları şimdilik bizden pek farklı değil. Onlarda da rezervasyonlarda tık yok, onlarda da uçaklar kalkmıyor, onlar da perişan. Ama normale dönüşün ucu görülürse eğer, bizden şanslı durumdalar.

Rakipler aşılamada iyi gidiyorlar. Yunanlılar, İspanyollar, hatta Mısır, Tunus, Malta  bile bizden iyiler. Çoğu turizm bölge ve personelinin aşısını tamamladı sayılır. Balkan ülkelerinin aşılaması da fena değil. Biz aşıda niye bu kadar geç kaldık? Bunu tartışırsak siyasete gireriz. Paramız yetmedi,siparişler aksadı,üretici ülkeler geciktirdi,Çin’i kızdırdık gibi mazeretlerin arkasına saklanmak, bize bir şey kazandırmaz. Bundan sonra ne yapmalıyız ki, rakip ülkelerle aşıda açılan farkı süratle kapatabilelim?..

Bu aşı işini süratle halledemez ve vaka sayısını düşüremezsek, bu yıl turist ve turizmden büyük gelir beklemek hayal olur. Şapkamızı önümüze koyup, hesabımızı ona göre yapalım. Mutlaka gerçekçi olmalı ve önlemleri zamanında almalıyız. İşin şakaya gelir tarafı yok. Artık turist, risksiz bölgelere kayacaktır ki bundan daha doğal bir şey olamaz. Vaka sayısında zirvedeyiz, buradan süratli bir iniş yapamazsak, Avrupa’dan gelecek kimseyi bulamayız. Rusya hatta Ukrayna trafiği bile şüpheli görünüyor.

Ege ve Antalya’daki durumu ciddiyetle ve dikkatle takip ediyorum. Bırakın yabancı turisti, yerli turiste bile rastlamak zor. Büyük tatil köylerinin, beş yıldızlı otellerin, kitle turizmini ağırlayan tesislerin sahip ve yöneticileriyle konuşuyorum. Hepsi kan ağlıyorlar. Depoları, kilerleri, soğuk hava dolapları ağzına kadar yiyecek dolu. Nitelikli personelin bir kısmına  maaş ödemekte devam ediyorlar. Çoğu gırtlağına kadar borçlu, banka kredilerini nasıl ödeyeceklerini kara kara düşünüyor hepsi. 

Turizm 54 sektöre direkt kazanç sağlıyor. İşlerin normal gittiği son yıllarda 22-23 milyar dolarlık satınalma yapıyordu piyasadan. Ekonomiyi en fazla canlandıran 20 sektörün içindeydi. Şimdi durumu hiç sormayın daha iyi.

Kovit belasından önce, dünya turizminde parlak bir fotoğrafımız vardı. Salgın başlamasaydı 2020’de 58 milyon turist, 41 milyar dolarlık bir gelir hedefliyorduk. Ama Kovit, 2019’daki 34 milyar dolarlık turizm gelirimizi 2020’de 12 milyara, 49 milyon turisti ise 15 milyona düşürdü. Korkunç bir kayıp, kayıp da ne demek, feci bir bilanço bu. Sadece 

Türkiye kaybetmedi tabii, rakiplerimiz de bize paralel düşüşler yaşadılar. Umarım şimdi hepsi, kayıpları azaltmak için ciddi önlemler alıyorlar, yeni projeler yapıyorlar. Bizim de hemen kolları sıvamamız ve oluşması muhtemel zararı asgariye düşürmemiz lazım.

Böyle milli felaketlerde ortak aklı devreye sokmalıyız. Türkiye’nin ortak akıldan yararlanmamak gibi bir hastalığı var. Turizm Bakanlığı’nın acemi kadrosu, geçmiş tecrübelerden ve başarılı birikimlerden yararlanmak zorundadır. Bunun için sektöre emeği geçen tüm profesyonelleri, ortak akıl masasına çağırmalılar. Başarılı eski bakanlar, müsteşarlar, genel müdürler, sektörün başarılı yatırımcı ve işletmecileri, yaratıcı zeka ve bilgi sahipleri,                                     

Turizm Bakanı’nın başkanlığında hemen toplanmalı ve faciayı ameliyat masasına yatırmalıdırlar. Bunun adına ister turizm konseyi, ister turizm çalıştayı diyelim ama milli bir proje ve operasyonu ortaya çıkaracak çalışmaları hemen başlatalım.

Sektör büyük bir moral çöküntüsü içindedir. Devleti yanında görememenin büyük üzüntüsünü yaşıyor. İçinde bulunduğumuz ekonomik şartlar, elbetteki kısa zamanda bir mucizeyi ortaya koyamaz. Ama birşeyler yapmak, acıklı akıbeti oturup beklemekten daha iyidir. 

Turizm Bakanı’nın sesi soluğu çıkmıyor. Attı mı mangalda kül bırakmayanlar, ortalıkta yoklar. Ekonomimizin önemli bir dinamiği olan koskoca turizm sektörü, kimsesiz-sahipsiz - garip bırakılamaz. Tüm Bankaların Genel Müdürlerini toplamalıyız. Kredi geri ödeme baskılarının durdurulmasını istemeliyiz. Maliyecileri çağırıp, sektöre taze kan pompalayacak destek imkanı talep etmeliyiz. Salgının düşüşüyle birlikte iç turizm dinamiklerini devreye sokmalıyız. Otelleri, tatil köylerini ve işletmeleri ayakta tutabilecek iç turizm organizasyonlarını düşünmeliyiz. Gençlik turizmi, emekli turizmi, kamu personeli ve özel sektör çalışanları turizmi için yeni projeler ve kaynaklar yaratmalıyız. 

İstanbul kanalı gibi uçuk projeler için yapacağımız muazzam masrafı turizme kaydırmalıyız. Madem paramız var, ağır yaralı turizme hayat vermeliyiz. Böyle yaparsak, kurtaracağımız Türk turizminin getirisi, İstanbul kanalından çok fazla olur. Mehmet Ersoy elinden geleni yapmaya çalışıyor ama yetmiyor. Tecrübeyi, bilgi ve donanımı yüklenmedikçe, atacağı adımların hiçbir değeri yoktur. Şahsi otel ve tatil köyleri için yaptığı çalışmalardan vakit bulabilirse eğer, turizm ulemalarını yardıma çağırarak, sektörün sıkıntılarını bir nebze hafifletecek tedbirleri alabilir.

Laf Turizm Bakanı’ndan açılmışken, turizmde kendisinden beklenen performansı gösteremediğini söylemeliyiz. Hoş  bunda Covit’in rolü yok değil ama, kendi yanlışlarını ve sadece rezervasyon-pazarlama anlayışının dışına çıkamayışını da görmezden gelemeyiz. Ama yiğidi öldür hakkını ver. Kültür konusunda yaptığı başarılı işleri de alkışlamak lazım.. Atatürk Kültür Merkezi, Ankara Opera binası, arkeolojik kazılara verdiği destek, Atlas Sineması ve müzesi, sanatçılara sahip çıkarak maddi destek sağlaması gibi projelerdeki samimi ve gayretli katkısı takdire layıktır.

Allah turizm sektöründen ekmek yiyen tüm fedakar insanlarımızın, yatırımcıların, işletmecilerin ve personelin yardımcısı olsun.                                                       

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.