Her güne yeni bir şeyle başlıyoruz.

Bu gün de “Münasebetsiz Mehmed Efendi” ile başlayalım dedik.

I. Abdülhamid zamanında “Münasebetsiz Mehmed Efendi” adıyla anılan biri varmış.

Bu şahsın ünü Sultan Abdülhamid’e kadar ulaşmış. Padişah ‘niye bu insana münasebetsiz diyorlar’ diye düşünmüş ve bir iftar yemeğine davet edip onunla tanışmak, sohbet etmek istemiş.

“Böylelikle belki de ona niye münasebetsiz dediklerini öğrenebilirim” diye düşünmüş. Ve hemen adamlarından böyle bir organize yapmalarını istemiş. Emir derhal yerine getirilmiş.. İftar sofrası kurulmuş, davetliler gelip sofrada yerlerini almış. Münasebetsiz Mehmet Efendi denilen şahıs da davete icabet etmiş ve gösterilen yere oturmuş. Vakit girince hep birlikte oruçlarını açmışlar, namazlarını kılmışlar. Sonra da sohbet meclisi kurulmuş. Padişah da aralarında olduğu için bir ara özellikle herkes Osmanlılardan, Osmanlı Sultanlarından, onların başarılarından konuşmaya başlamış. Bu konu üzerine sohbet öylesine koyulaşmış ki, herkes öyle aşka şevke gelmiş ki; sohbetin tadına denilecek hiçbir şey yokmuş. Bu arada Münesebetsiz Mehmed Efendi, Sultan Hamit Hazretlerine :

“Hamit Efendi! Sen zurna çalmasını bilir misin?”

diye sormuş. Bu soruyu duyan herkes ‘böyle bir sorunun konuyla ne alakası var’ gibilerinden birbirlerini bakmışlar. Derken Sultan Hamit Hazretleri sorulan bu soruya:
“Hayır, ben zurna çalmasını bilmem”

diye cevap verince Mehmed Efendi az önce münasebetsiz söylenen sözü gölgede bırakacak şu sözü söylemiş:
“Bizim çocuk da bilmez de onun için sordum..”

Şimdi İstanbul’da bir tartışma başladı.

Korkarım bizim çocuklar bunu bilmeyecekler.

“M” mi olsun yoksa “U” mu?

M niye vardı.

U niye çıktı.

İktidar ve muhalefetin ayrı düştüğü yerde mutlaka bir ayrıcalık türetiliyor.

Daha önceden yapılan tüm metrolarda zaten M harfi vardı.

Ankara’da yapılanda da “M” harfi var.

İzmir’de yapılanda da “M” harfi var.

İstanbul’da yapılanda da “M” harfi var.

Ve bunları da siz yaptınız. Başka yapan olmadı.

Bir sevdaya düştük diye,

Kırk yıllık “Kani” olacak mı “Yani”

Ulaştırma bakanı kendi yaptığı “Metrolar” belli olsun diye “ U” uygulamasını çıkarmış.

Bunu da kendince savunmuş.

Bakan Karaismailoğlu, 'U' simgesinin bakanlığı temsil ettiğini belirterek "Bu metroları kimin yaptığının bilinmesi ve emek hırsızlığı yapılmaması lazım'' Ulaştırmanın 'U'su.. İsteyen 'underground' anlasın, ister 'UBA' anlasın. Biz Ulaştırma Bakanlığı olarak yaptığımız metroların ismini 'U' yapıyoruz" demiş.

Kendi yaptığınız bir şeyi doğru addederek daha fazla bir yanlışa girersiniz.

Dayatma ile bir yere varamazsınız.

İnsanların kafalarına zorla bir şey sokamazsınız.

Hele gözüne soktuğunuz ifadelere bir anlam kazandıramazsınız.

İnsanlar doğal olarak kendi kullandığı lisanındaki harflere uyacak.

Şöyle ki ;

Türkiye Cumhuriyeti dediğiniz zaman “TC” harflerine çağrışım yapacaktır.

Milli Eğitim Bakanlığı dediğiniz zaman “MEB” harflerine çağrışım yapacaktır.

Hastane dediğiniz zaman “H” harfine çağrışım yapacaktır.

Şimdi siz “U”’yu ortaya koydunuz. Kim neye çağrışım yapacak?

Eğer herkes kendi yaptığı şeye bir işaret koyarsa,

O zaman birisi de çıkıp hastanenin “ H” harfini değiştirmeye kalkarsa,

“MEB” uygun olmuyor onun yerine “TEB” kullanalım derse,

“TC” nin olduğu yere “ABD “ koyalım derse ayıkla pirincin taşını.

Bunları hangi mantığa sığdıracaksınız.

Yanlışının farkına varıp, hatadan dönen insan erdemli insandır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.