Herkes değiştiğini söylüyor. 
Bir değişime ihtiyaç olduğunu söylüyor.

Mesela Meral hanım “İttifaktan" fayda bulamamış. Hür iradesiyle seçime gireceğini söylüyor. 
Yani karşı tarafın ekmeğine yağ sürüyor. Neden derseniz; “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır” hadisini demek ki hiç duymamış. Ya da hiç okumamış. Demek ki bir ders daha alacak.

CHP’ye bakıyorsunuz, Kılıçdaroğlu günah keçisi olmuş herkes ona yükleniyor. Sanki bu ülkenin tek derdi Kılıçdaroğlu. Tek derdi CHP gibi safları onun karşısında sıklaştırıyorlar.

CHP’den doğan yeni partilere bakıyorsunuz hepsi de aynı terane içinde. Kimisi kendi güçleriyle doğduğunu söylerken, ittifaka katkı verdiklerini söyleyip teraneler savuruyor.

Tabi ki en büyük değişimi en büyükler yapar.
Darbe Anayasası ile gelenler artık bu Anayasayı değiştirmek istiyor.
Yeniden Anayasa,
Bir daha Yeniden Anayasa yapsan ne olacak?
Yapılanları ihlal ettikten sonra ne işe yarar.
Anayasa niye yapılır?

Devran döne döne “Anayasa'yı bir kere delmekle bir şey olmaz” diyen bir Cumhurbaşkanından, Anayasaya ile bir kere de doğru bir iş yapalım denilecek bir Cumhurbaşkanına geldi.
Ve Üstelik Yaradan’ın Anayasası da ihlal edilir duruma geldi.
Anayasa
Anabilim 
Anapara
Anamal
Ana okulu 
Anadolu,
Bunlar bir “Ana” dan doğma esaslardır. 
Ne ihmale gelir ne de ihlale gelir.  Bu kelimeler öyle ucuz kelimeler değil.
Lanet gibi, kahır gibi, bela gibi, beddua gibi. Adamın ocağına incir ağacı diker.
Örnekleri değiştirdikçe vahameti ortaya çıkar.
Bir kez ihlal edildi mi artık ondan hayır bekleme.  
Mesela aranızda “Benim kızıma bir kere tecavüz edilse bir şey olmaz" diyecek bir yiğit (!) var mı?
Eskiler onun için “Kadın kötü yola bir sefer düşer" derler.  İkinci bir şansı yok. 
Artık 'o yolun yolcusu' olmuştur. Onu o kötü yola  “Bir kereden bir şey olmaz" diyenler itmiştir.

Ülkenin bu duruma gelmesinde tabi ki her şeyden önce Allah’ın Anayasasına, Kur’anına ters düşenlere bakmak lazım.
Allah kibirleneni sevmez, (Nahl suresi ayet 23)

Allah Yalan söyleyeni sevmez, “"Kalplerinde hastalık vardır. Allah da hastalıklarını arttırmıştır. Yalan söylemekte olduklarından dolayı, onlar için acı bir azap vardır." (Bakara suresi ayet 10)

Allah, Emanete ihanet edeni sevmez, “Ey iman edenler, Allah'a ve Resûlü'ne ihanet etmeyin, bile bile emanetlerinize de ihanet etmeyin. “ (Enfal Suresi, ayet 27)

Allah Söz verip yerine getirmeyeni sevmez, Resulullah (sav) buyurdular ki: "Söz, yerine getirilmesi gereken bir borçtur. Söz verip de sözünden dönene yazıklar olsun. Söz verip de sözünden dönene yazıklar olsun. Söz verip de sözünden dönene yazıklar olsun.“ (Camiussağir - 5683) 
Allah kendi emirlerine uymayanı, kendine şirk koşanı hiç sevmez. (Nisa suresi 48 ve116)
Bakın bakalım bunlardan hangisi sizde var.
Hangi sözleri verdiniz de yerine getirmediniz,
Size emanet edilen Milli ve Manevi hangi şeyleri yeterince korudunuz,
Milletin gözünün içine baka baka hangi yalanları söylediniz,
Bir nefis muhasebesi yapıp sorun kendinize “Yaradan’ın anayasasını kaç sefer deldiniz?"
Siz Müslüman olduğunuzu iddia ederek Allah’ın kitabına, Allah’ın nizamına ters düşüyorsanız, kendi yazdığınız yasalara ters düşseniz ne olacak. Hile ile hurda ile bu dünyanın iktidarını kurabilirsiniz ama hesabını da vermeye hazır olun..

Ülkenin bu duruma gelmesinde bir suçlu aramaya gerek yok.
Hem devlet hem Yaradan akıl sahiplerine hitap ediyor. Akılsız olana hesap sormuyor. 
Aklını kiraya verenler için mesele zaten o kadar önemli değil.
Bu nedenle vebal ülkeyi bu duruma getirenlerle Onların arkasında gidenlerdedir.
Allah sadece önde gideni helak etmemiş. Onunla beraber yol gidenleri de helak etmiştir. Tarihe bakıp da hiç ders almıyor musunuz? Firavun, Nemrut ne güzel örnektir. Herkes olanları akıl imbiğinden geçirdiği takdirde İktidar ve ortağının mesul olduğunu görecektir.

Turan davasıyla yola çıkanlar da yola kimlerle devam ettiklerine bakacaklar.

Hz. Hüseyin gönüllerinin kendisiyle birlikte olduğunu söyleyenlere;
Gönlünüz benimle ama kılıçlarınız Yezid için çalışıyor" diyerek şehadet şerbetini içmiştir.

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ;
Firavunun karşısında olmak yetmez, Musa’nın yanında durmak gerekir" dediği için o da şehadet şerbeti içenlerin arasına girmiştir.

Evet, "Ülkücüyüm" diyenler, deyin bakalım da, sizler kimlerin yanındasınız ve nelerin peşindesiniz?
Oturup da kendi muhasebenizi bir yapın bakalım.
Böyle bir muhasebeyi ne zaman yapacaksınız?
Ülke elden gittikten sonra mı?

Madem Arapları sevip kolluyorsunuz, Bir arap sözü şöyle der:
Ba’de harab-ül Basra"  Basra harap olduktan sonra artık hayrını görün.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.